Merhaba, çok fazla sakin ilerleyen bir bölüm oldu. (Ben de şaşkınım) Beklentilerinizi ve düşüncelerinizi yazmayı unutmayın. Bir sonraki bölüm çarşamba gününe gelmiş olur, iyi okumalar.
Aşağıya indiğimde camın kenarında kupasıyla dikilen Suğuç'u görmem bir oldu. Tezgahın üzerinde dumanı havaya karışan kupayı alıp koltuğun köşesine kuruldum. Bakışlarım ondan ayrılmazken sırtındaki gerginlik gözümden kaçmadı. Üzerine gri bir tişört giysede pantolonunu çıkarmamıştı. Bir eli cebinde bir süre daha dışarıyı izlemeye devam etti. Bahçe ışıkları odaya hafif loşluk kattığı için ışığı açma gereği duymadım. Şu an ne düşündüğünü aşırı derecede merak ediyordum ve benim aksime o düşüncelerini belli etmemekte ustaydı. Onun yüzüne baktığımda çok nadir bir şeyleri anlayabiliyordum ve bu da genellikle hazırlıksız yakalandığı zamanlarda oluyordu.
Ayaklarım üşüdüğü için onları koltuğa kalçamın altına aldım. Bakışlarımı daha fazla onda tutup kafamı bulandırmak istemediğim için aşağıya inerken yanıma aldığım telefonumla ilgilenmeye başladım. WhatsApp'ta ki bir sürü bildirimi göz ardı edip instagramı turlamaya başladım. Gelen arkadaşlık isteklerine göz atarken aynı zamanda Ece'nin beni etiketlediği komik videolara yorum yapıyordum. Onunla soğuk ayrılmış gibi olsak bile böyle olmadığını biliyordum. Aramıza soğukluk girmesi için ciddi olarak daha büyük sorunlar olması gerekiyordu ve ikimizde bu büyüklükte sorunlara yol açacak kişiler değildik. Bu zamana kadar çok nadir küs kaldığımız zamanlar olmuştu ve bunlarda hep kısa süreli küslüklerdi. Hayatımda ona sahip olduğum için kendimi hep şanslı hissetmişimdir ve nedensizce şu an da aşırı duygusallaşmıştım. Gözlerimin dolmasına izin vermeden ana sayfayı gezmeye başladım. Yanıma çöken bedenle bakışlarım bana bakan gözleri buldu.
"Yarın seninle düğün mekanına bakmaya gidelim, olur mu?" Yukarıda olanlar hakkında konuşmaması üzerimdeki gerginliği yavaş yavaş atmama neden oldu. En son istediğim şey az önce olanları konuşmaktı.
"Olur ama önce Ece ile gelinliği almam gerek." Beni başıyla onayladığında "seni almaya gelirim" diyerek karşılık verdi. Hiçbir şey demeden aynı şekilde onu başımla onayladım.
"Uykum yok" dememle dudağının kıvrılması bir oldu. "Ve karnım acıktı" derken bakışlarımı istemsizce ondan kaçırıp boşalan bardağımı masaya koydum.
"Film izleyip bir şeyler söyleyebiliriz" dediğinde aynı zamanda telefonunu çıkarmıştı.
"Hamburger" derken kumandayı elime alıp Netflix'i turlamaya başladım. Suğuç'un üyeliği açık olduğu için ilk olarak listesine kısa bir göz atıp izlemediği şeylere baktım. Suğuç bu arada siparişi verip üst kata çıkmıştı. Merdivende ki ayak seslerini duymamla "listende olan 6 Underground'u izleyelim mi güzel duruyor" diye konuşmaya başladım. Aynı zamanda filmin fragmanına bakmaya devam ediyordum. Yanıma oturmasıyla çıplak bacağının bacağıma değmesi bir oldu. Şaşkınlıkla ona baktığımda altına spor bir şort giydiğini gördüm.
"İzleyebiliriz" demesiyle yerde duran ayağımı kendisine doğru çekmesi bir oldu. Ağzımdan çıkan şaşkınlık nidasına engel olamadığım gibi bedenimin koltuğa devrilmesine de engel olamamıştım. Suğuç bacağımı kucağına almış bumbuz olan ayaklarıma getirdiği çorabı giydiriyordu. Onun bu tavrı garibime gitse de belli etmemeye çalıştım. Sakince işini bitirmesini bekledim.
"Eminim bu kırılganlıkla yazın bile hasta olmayı becerirsin." Bacaklarımı kucağından çekerken ona baygın bakışlarımla karşılık verip sessiz kalmayı tercih ettim. Ayaklarım şimdiden ısınmaya başlamıştı ve bu iyice mayışmama neden oldu. Koltuğun köşesine bacaklarımı yukarıya çekerek tünediğimde Suğuç çalan kapıya bakmaya gitti. Filmi açıp onun gelmesini bekledim. Getirdiği iki tepsiden birini bana verip aynı şekilde hamburger paketini uzattı. O benim aksime et ve salata söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARŞILIK
Teen FictionHer şeyin bir karşılığı var. İyi ya da kötü olsun hep bir bedel, hep bir karşılık ödediğimiz bu hayatta karşıma çıkan teklifi kabul etmeme gibi bir lüksüm olduğunu düşünmüyorum. Korkuyorum ama kabul ediyorum. Çünkü sunduğu teklif benim için çok değe...