-33-

34.6K 1.5K 398
                                    

  
Merhaba, Suğuç'un anlatımından biraz olaylara netlik getirmeye ve onun hislerini biraz daha netliğe kavuşturmaya çalıştım. Kısa ama doyurucu bir bölüm olduğunu düşünsem de telafisini Cuma gün ki bölümle yapacağımı da gururla söylemek isterim 👯 Yeni bölüm Cuma günü, iyi okumalar, hoşçakalın...

SUĞUÇ'un ANLATIMINDAN

Evden ayrılmak şu an için yapabileceğim en doğru şeydi. Orada durmamın ona iyi gelmediğini anlamıştım. Açıkcası şu an için sakin kafayla düşünmeye de ihtiyacım vardı. Dediği şeyi içime yedirmeye çalışmak işe yaramıyor. Paylaştığımız tek şey... sakinleşmek için Anıl'a yazıp arabayı her zamanki mekana sürdüm. Kafamı dağıtmak istiyorum. Kendimi kaybedip yarın sabaha uyanmak ve her şeyin normal olduğu bir kaç gün öncesini yaşamak istiyorum. Bana çok yakın olmasa da bu kadar da uzak olmadığı o anları tekrardan yaşamak, sonunu görmeyecekmişim gibi yaşamak istiyorum.

   Kaçırdığım sapağın ardından kafamı yola odaklamaya çalışıp ilk dönemeçten giriş yaptım. Mekana girdiğimde Anıl her zamanki yerimize kurulmuş içmeye başlamıştı.

   Barmene başımla işaret verip yerime geçtiğimde Anıl'ın yerdeki bakışları bana odaklandı. Gözlerinin kan çanağı iyi olmadığını anlamama yetti. Bu gün kimse iyi değildi. Daha doğrusu bir kaç gündür kimse de iyi olacak hal kalmamıştı.

  "O iyi mi?" Bakışlarımı dolu kül tablasından çekip ona odakladım. Neden kötü olduğunu az çok bildiğim için direk Eylül'ü sormaya karar verdim.

  "Her zamanki gibi." Tek dikişte bitirdiği bir kaç yudumun ardından boş bardağı masaya sertçe bırakıp arkasına yaslandı. Bu hale gelebilirdim. Eve girdikleri ilk gün Hira yanıma kaçmış olmasaydı büyük ihtimalle şu an Anıl'dan farkım olmayacaktı. Yapmak istedikleri şeyi bilmekten daha da kötüsü bunu yaşayan insanların içinde bulunmamdı. Karşımda yaşanmış örnekleri görmek beni daha fazla germekten ve kontrol manyağına dönüştürmekten başka bir işe yaramıyor.

   Önüme bırakılan viskiden uzun bir yudum alıp Anıl'ın paketinden bir dal sigara çektim. İçmeye başlamak için erken bir saat olduğunun farkında olsam da düşünmekten kafam ağrımıştı. İçerek düşüncelerimi susturduğumu söyleyemem ama en azından daha katlanılır bir hal almıştı.

  "Hira ile yolunda gitmemiş anlaşılan."

  "Açıklama istiyor." Derin derin çektiğim dumanı yavaşça salarken gözlerim kısılmıştı. Hiç bu kadar aklımı bulandırmak istememiştim.  Etraf sakin olsa da mekanın kadınları bir kaç masaya dağılmaya başlamıştı. Bu tarafa doğru gelen kadına başımla hayır işareti yapıp geri dönmesini sağladım. Gözlerinin burada olduğunu anlayabiliyordum. Tekrardan gelmeye çalışacağına emin olduğum için yanımdan geçen Baran'ı durdurdum. Anında tepside ki dolu bardakları masaya bıraktığında amacım bu olmasa da engel olmadım. Geceyi burada kapatacağımız için fazlasıyla içkiye ihtiyacımız olacaktı.

  "Bu masayı meşgul etmesinler Baran, anlıyorsun değil mi?"

  "Abi senin ablada burada. İstersen ona haber vereyim."

  "Kimseyi istemiyoruz." Şaşkınlıkla bir bana bir Anıl'a bakıp başını benden tarafa doğru eğdi.

  "Kimseyi mi?" Hayır anlamında başımı salladığımda Anıl gülerek araya girdi.

  "Onun başı bağlandı oğlum uzak dur adamdan." Baran şaşkınlıkla bir bana bir Anıl'a bakarken kafasını toparlamaya çalışır gibi gözlerini bana odakladı.

  "Abi hangi ara birini buldun? Hadi buldun diyelim bunu ben nasıl duymadım?"

  "Evlendiğini de mi duymadın?"

KARŞILIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin