-32-

38.2K 1.4K 487
                                    

    Merhaba, bölümün sonundaki açıklamalara yorum yapmayı unutmayın lütfen. Bir sonraki bölüm gününü buradaki profilimden paylaşacağım takipte kalın 👯🌷 İyi okumalar

    İkimizde birbirimize gözlerimizi diktiğimizde sessizlik bir kaç dakika sürdü. O konuşmadan konuşmaya niyetim olmadığını beklentili bakışlarımla belli ettim.

  "Kötü taraf biz değiliz Hira. Sana sadece bunu söyleyebilirim."

    Şaşkınlıkla başımı sallayıp dediklerini sindirmeye çalıştım. "Söyleyeceğin tek şey bu mu? Silahlı saldırıya uğruyoruz, eve biri girmeye çalışıyor ve sen sadece biz kötü değiliz mi diyorsun."

   "Ses tonun..." demesiyle bağırdığımın farkına vardım. Sinirden ses tonumu ayarlayamadığım için gözlerimi ondan çekip odada turlattırarak sakinleşmeyi bekledim.

   "Bundan daha fazlasını istiyorum Suğuç. Paylaştığımız tek şey yatak mı olacak? Eğer öyleyse bundan sonra ona göre davranayım."

   "Ne demek bu" derken tehlikeli olan bakışlarına adımları da eşlik etti. Aramızdaki mesafeyi tam anlamıyla kapatacağını düşünsem de benden bir adım ötede kalıp soru dolu bakışlarını harelerime sabitledi. Aramızda bir şeylerin netliğe kavuşacağını hissettiğim o ana gelmiştik. Eğer her şey anlaşmadan ibaretse... bunu anlamanın en doğru zamanının içinde bulunduğumun farkına varsam da anlamak istediğimden de emin değildim. Duyacağım şeylerden korkuyorum. Kırılacakmışım gibi hissetmek çok kötü bir şey. Kırılacağımdan emin olmaksa daha da kötü.

   "Çiftler birbirleriyle hayatlarını paylaşırlar. Sense sadece anlaşmanın gerektirdiği kadarını paylaşıyorsun." Farkında olmadan dolan gözlerimi önemsemeden aramızdaki bir adımlık mesafeyi kapattım. Başını eğerek bakışlarımızın kopmasına engel oldu. "Anlaşma yok diyen sendin ama öyle davranmıyorsun. Bunu bir düşün. Söyleyeceğin  şey her ne olursa bundan sonra benden de aynı tavrı göreceksin."

   Buğulanan görüntüsünü yok etmek için bakışlarımı çekip banyoya girdim. Şaşkın ve ne diyeceğini bilemez halde bana bakmaya devam ettiğini hissetsemde ondan tarafa dönmeden kapıyı kapayıp sırtımı yaslayarak yüreğime baskı uygulayan duyguları sindirmeye çalıştım. Kendi kendimle olan mücadelemi göz yaşlarım netliğe kavuşturdu. Hissettiklerim akan her bir damlada kendini belli ediyordu. Duymak istemediğim şeyi kendime itiraf edemesem de yanağımdan süzülen ıslaklık bunu dışarı vuruyor mücadeleyi sonlandırmama neden oluyordu. Hala odada olduğunu bildiğimden hıçkırığımı yuttum. Ağladığımı bilsin istemiyorum. Az çok bunu tahmin ettiğini bilsem de ona bu kanıtı sunmak istemiyorum.

    Bedenimi duşa kabine taşımadan önce üzerimdekileri çıkarıp kirliliğe attım. Yorulmuştum. Cidden düşünmekten yorulmuştum ve düşündüğüm şeylere bir cevap bulamamak beni daha fazla yormaktan ve daha çok, çok daha fazla düşünmeye sevk etmekten başka bir işe yaramıyor.

    Benden bir şeyler saklamaya devam ettiği sürece aramızda aşamadığımız bu engel hep var olacak ve bu engel beni itmekten başka bir işe yaramıyor. Ondan uzaklaşmak istemedikçe daha da sarsılarak geriye doğru itiliyorum. Gözlerimi kapayıp tepeden akan suya kendimi teslim ederek sırtımı soğuk cama yasladım. Kendime gelmek için açtığım soğuk su içimi ürpertse de alışmıştım. Saçlarımı köpükleyecek mecali kendimde bulamadığım için sadece suyun altında kalmakla yetindim.

    Odaya girdiğimde onu görmemek beni şaşırtmadı. Burada olmasının ikimizi daha kötüye sürükleyeceğinin farkındaydı. Farkında ama susmaya da devam ediyor. Daha kötüye gittiğimizin farkında ama duvarını örmeye, daha da kalınlaştırmaya ve beni diğer tarafta bırakmaya devam ediyor.

KARŞILIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin