KARŞILIK

-14-

Merhaba, dişim çok ağrıyor ve bu ağrıyı hayatında bir kez olsun yaşamayan varsa cidden aşırı şanslıdır. Bölüm baştan sona +18'dir. Sondaki konuşmalar hakkında yorumlarınızı paylaşırsanız çok sevinirim. Bölüm bir tık kısa olduğu için bir sonraki bölüm cuma gelmiş olacak, iyi okumalar...

  "Önce sakinleşmeni istiyorum" demesiyle üzerimde doğrulup yavaşça pantolonumu ve ayakkabılarımı çıkardı. Hiçbir şey demeden ona bakıp ellerimle çarşafı sıktım. Sakinleşmek için ellerim bir şeylere tutunma ihtiyacı hissediyordu ve şu an ona tutunmaktansa çarşafa tutunmayı tercih ederim. Pantolonumu ayakkabımla beraber yere gelişi güzel fırlatmasıyla üzerindeki tişörtü de bir çırpıda çıkarıp yere attı. Bakışlarım kaslı karnında ve terlemiş göğsünde kısaca gezindi. Gözlerimi gözlerine çıkarıp ona baktığımda kısık bakışlarıyla bana karşılık verdi. Bir süre hiçbir şey demeden durup tepkimi ölçmek ister gibi bekledikten sonra yavaşça pantolonunun düğmesini açtı. Bakışlarını benden ayırmadığı için ben de odağımda onun gözlerini tutuyordum. Duyduğum fermuar sesiyle gözlerim saniyelik kapansa da hemen ona bakmaya devam ettim.

    Abartı bir tepki vermemek için kendimi o kadar çok kasıyordum ki bütün vücudum kaskatı kesilmişti. Yavaşça dizleri üzerinde doğrulup pantolonunu çıkarmasıyla bakışlarım kısa bir an yere attığı pantolona daha sonra çıplak bacaklarına kaydı. Atletik olan vücut yapısı her uzvunda belli oluyordu. Sesli bir şekilde yutkunup tekrardan ona baktığımda aynı şekilde bana bakıp yavaşça üzerime doğru eğildi. Eski konumunu geri kazandığında iç çamaşırımın üzerinde hissettiğim erkekliği kendini daha çok belli etmişti. Sesimi çıkarmamakta kararlı kalarak tepkilerimi belli etmemeye çalıştım. Bakışlarını benden çekmezken hareket etmeden bekliyordu. Konuşmamı beklediği bakışlarından belli olsa da dilimi yutmuş gibi tek kelime edemiyordum. Ağzımı açsam inlemekten başka bir şey yapamayacağıma emindim. Dudaklarımı birbirine bastırmaktan çenem ağrımıştı.

   "Konuşmanı istiyorum." Dudakları dudaklarıma sürttüğünde nefes alma ihtiyacıyla dudaklarımı aralayıp içimdeki baskıya dayanamadan üst dudağını öpmem bir oldu. Ağzına doğru inlediğimde beni karşılıksız bırakmayıp alt dudağımı dişledi. İçimde çıldırmış gibi olan bir Hira vardı ve onu durdurmak için ne yapacağımı şaşırmıştım. Delirmiş gibi hissediyordum. Vücudumu ele geçiren ve sürekli olarak arsızca şeyler yapmak için dürtülerimi ayağa kaldıran bu hisse engel olmak zorlaşmıştı ve engel olmak isteyip istemediğimden de emin değildim. Ensesine sarılan elimle onu daha fazla kendime çektiğimde acımasızca erkekliğini bana bastırması bir oldu. Altımdaki sertliği düşünmemeye çalışarak zevk aldığım dudaklarına odaklandım. Deli gibi onu öperken ağzımın içine kayan diliyle tırnaklarımı omuzuna geçirmem bir oldu. Dili dilimle temas ederken bu his altında kıvranmama neden oluyordu. Her kıvranışımda erkekliğine sürtünsem de kendime engel olamadım. Aksine buna daha çok devam ettim.

  "Devam et." Ağzımın içine boğuk bir şekilde inlediğinde "dayanamıyorum" diye mırıldandım.

  Dudağımı çekiştirerek benden ayrıldığı an dudağımın zonkladığını hissediyordum ama bu bana acı vermiyordu. Aksine içimdeki ateşi körüklediğini arzunun her parçamı ele geçirdiğini hissetmeme neden oluyordu. Kendime anlam veremiyordum. Bedenimi ele geçiren bu duygulara hiç ama hiç anlam veremiyordum. Sadece içimde patlamak için an kollayan bu duygunun bir an önce açığa çıkıp rahatlamasını istiyordum.

   İki elimle ensesini kavradığımda gözlerimizi birbirinden ayırmıyorduk. Göğsüm hızla inip kalkarken o benim aksime bir tık daha rahat duruyordu. En azından arzulu bakışlarına rağmen deli gibi nefes alıp vermiyordu.

   "Elini erkekliğime götür" dediğinde sesi fazla ciddi geliyordu ve bakışlarıyla yapmamı istediğini belli ediyordu.

  "Suğuç" diye mırıldandığımda "yap Hira" diye karşılık vermesi bir oldu.