KARŞILIK

-30-

    Merhaba, yeni bölüm Cumartesi günü gelecek. Herhangi bir değişim olursa sayfamdan haberdar edeceğim. Beni takip ederseniz bildirim size de anında ulaşır🌷💜 iyi okumalar...

Geniş yatakta çıplak bedenlerimiz birbirine sarılı halde uyuduğumuzda beşik gibi sallanan gemi vücudumu rahatsız etmekten ziyade daha huzurlu hissetmeme neden olmuştu. Elimin altındaki göğsünü yavaşça okşayıp ona daha fazla sokuldum. Terlemiş olmamız umurumda olmazken onun eli yavaşça sırtımda hareketlenmeye devam ediyordu. Güneş ışığı ufak kapıdan kendini hissettirse de başımızdaki cam mavilikten başka bir görüntüye yer vermiyordu. Deniz durgunluğundan dolayı gemi fazlasıyla hafif sallantılara ev sahipliği yapıyordu. Gece coşan dalgalardan ürksemde şu an her şey iyi hissettiriyordu.

Alnımda hissettiğim dolgun dudağının baskısı istemsizce gülümsememe neden oldu. Bir süredir ikimizde uyanık olduğumuz halde sessizliğimizi korumaya devam ediyorduk. Konuşmaktan çok sessiz olmaya ihtiyacımız var gibiydi. Hem bedenen hem de zihnen dinlendiğimi, kendime geldiğimi hissetmek hoşuma gitmişti. Bu sessizliği bozmamaya kararlı olsam bile parmaklarının huylandırıcı etkisi gülme isteğimi körüklüyordu.

Başımı göğsüne doğru iyice bastırıp onun alanından uzaklaştım. Çenesi başımın üstünde saçlarımı eşeleyerek kendisine yer edindiğinde az önceki sessiz halimize geri dönmüştük. Etraftan gelen insan ve motor sesleri rahatsız etmekten fazlasıyla uzaktı. Aksine, etrafa ait karışık gürültü bize fazlasıyla uzaktan geldiği için hoş bir müziğe dönüşüyordu.

Gece marinaya yaklaşmış kendi alanımızda demir atmıştık. Etraftaki gemilerden gelen türkü ve slov parça karışımları çok uzun saatlere kadar devam etmişti. Normalde fazla seste uyuyamayan biri olsam da yorgunluktan hiçbir şeyi duymamıştım. Derin ve rahat bir uyku çekmeme neden olan ise beni sıkıca saran ve güvende olduğumu hissettiren kollardı.

Dudaklarımın hizasına gelen göğüs oluğuna yumuşak bir öpücük bıraktığımda çenesi saçlarım arasında hareketlendi. Yavaşça aynı yeri tekrar öpmemle sırtımdaki eli hareketini kesip beni sıkıca sarmıştı.

Dün gece fazlasıyla yoğun geçmişti. Her zamankinden daha bağlayıcı, daha iyi hissettirmişti. O kadar iyi hissettirmişti ki hep devam etsin istedim. Bunu duymak onu aşırı mutlu ederdi eminim. Aslında bir kaç defa durma dediğimi hatırlıyorum. Onun da pek durmaya niyeti olmadığı hareketlerinden belliydi. Sarmaş dolaş geçen saatlerde bedenlerimiz o kadar uyumlu hareket etmişti ki... bu çok farklı bir his. Aynı ritimde, aynı ahenkte dans etmek...

Onun güçlü ve kaba bedeninin altında daha narin ve cılız kalmam bile aynı ritmi yakalamamızın önüne geçememişti. Hiç bu kadar iyi ve tamamlanmış hissettiğimi hatırlamıyorum.

Bana iyi geldiğini biliyorum. Hem bedenime, hem kalbime, hem ruhuma... bana çok iyi geliyor. O kadar iyi geliyor ki bazen ne için bir araya geldiğimizi, amacımızı unutuyorum. Tutkuyu bu kadar yoğun hissetmek her şeyi unutturuyor. Bu iyi bir şey mi bilmiyorum ama böyle hissetmek hoşuma gidiyor.

Onunla bir anlaşma etrafında karşılaşmamışız gibi hissetmek... bu güzel. Anlaşma yok demesi bir şeyleri değiştirmiyor. Her ne kadar böyle dese bile kesin bir şeyler de söylemedi. Hisleriyle alakalı net bir cümle kurduğunu hatırlamıyorum. Daha erken biliyorum ama ben içimde taşan bu hislere engel olamıyorum. Sanki benim böyle hissetmem onun da böyle hissetmesi gerektiği anlamına geliyordu. Bu yanlış, biliyorum. Sadece içimden geçen bu algıya engel olamıyorum.

Düşüncelerimi kesmek adına başımı göğsüne doğru iyice bastırdım. Böyle düşünmek beni yormaktan öteye gitmezdi. Bunlar kendi içimde cevap bulabileceğim sorular değil. Bunların cevabını sadece o verebilirken bunları düşünüp durmak beni bunaltmaktan, sıkıntıya sokmaktan başka bir şeye yaramaz.