Maskelerin Ardında...(Bölüm 24)

2.3K 172 107
                                    

Bne gldeim. Bu arlaar bnua tkatım. Dmeet Aklaın gbii yzaıyorum. Evde dura dura:(( Şimdii yeni bölüm.

*****

Fu, karşı bankta oturan genç kadına baktı. Kadının zarif duruşu ona yıllar öncesini hatırlatıyordu.

"Gerçekten olabilir mi?" Gömleğinin cebinde havuç yiyen Wayzz kafasını çıkardı.

"Bunun en iyi yolu ona sormak değil mi?"

Fu gözlerini kıstı. Yanına gidip 'Büyükannenizin ismini öğrenebilir miyim?' diyemezdi ya. Hem Margaret'in yaşayıp yaşamadığını öğrenmeye ne kadar hazırdı?

"Hayır Wayzz. Hazır değilim."

"Böyle bir şeye asla hazır olunmaz Fu."

Fu ayağa kalkıp kadının yanına gider gibi oldu ama sonra arkasını döndü.

"Yapamayacağım. Tüm cesaretim uçup gidiyor daha almadığım bir cevap yüzünden."

*****

Marinette

Lila, salaş tişörtün ön kısmını açık sarı pantolonumun içine sokup aynada kendime son bir kez daha baktım. Hazır mıydım? Şu fazla eforla eforsuz görünüm olayını başarmıştım sanırım. Saçlarımı at kuyruğu yapıp öndeki perçemlerin çenemin altına kıvrılmasına izin vermiştim. Güzel görünüyordum. Ne abartıydı ne de özensiz. Odamdan çıkmadan önce beyaz bir maskeyi çantama koymayı unutmadım.

"Anne, ben gidiyorum." Elimi kapı kulpuna uzattım.

"Marinette, kal orada." Dudağımı ısırarak arkamı döndüm.

"Efendim anne?"

"Nereye gidiyorsun?"

"Arkadaşımla buluşacağım." dedim sakin görünmeye çalışarak.

"Gel otur iki dakika. Hangi arkadaşınla buluşacaksın?"

Sorgu. Bir gün bu anın geleceğini biliyordum elbet. Ne annem ne de babam sevgilimin olmasına kızacak insanlar değillerdi. (YN: Mis) Ama yine de gerilmeden edemiyordum. Masanın yanında duran sandalyeyi geriye çekip oturdum.

"Alya'yla desem inanmış gibi yapar mısın?"

Annem gülerek gözlerimin içine baktı.

"Sence yapar mıyım?" Kafamı iki yana salladım.

"Yapmazsın da ben çok mu belli ettim?"

"Hayır."

"Nerden anladın o zaman?"

"Sen yere düşsen senden önce benim dizim kanar. Güneşe baksan senden önce benim gözüm kamaşır. Söyle bakayım. Kim o çocuk? Yoksa Adrien mi?"

Kafamı hızla iki yana salladım.

"Anne söyleyebilsem gerçekten söylerdim. Ama söyleyemem. Sadece şunu bilsen yeter. Onu çok seviyorum. O da beni seviyor. Ve buluşmamıza geç kalmak üzereyim."

Koşar adımlarla kapının yanına gittim. Kapıyı açıp dışarı çıktıktan sonra kapı aralığından kafamı geri içeri soktum.

"Ve, ve babama söylemezsin değil mi?" Annem tek kaşını kaldırarak yüzüme baktı.

"Söylemezsin. Hadi öptüm kocaman."

Kapıyı kapatmadan önce son gördüğüm şey annemin gülen yüzüydü.

Bir paravanın arkasında maskeyi yüzüme taktım. Louvre'nin arkasındaki yeni açılacak resim atölyesine gitmek sandığımdan daha az sürdü. Yollar ne de kısaydı şimdi.

Maskelerin Ardında... (Ladynoir) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin