Maskelerin Ardında...(Bölüm 27)

2.1K 156 184
                                    

Yorumlarınızı bekliyoruum.

Marinette Dupain Cheng

"Ladybug. Var mısın iddiaya? Bence beş dakika boyunca mu-"

Gerçekten beni bu kadar kolay bir şekilde yakaladığına inanan aptalın sözlerini dinlemeye daha fazla dayanamadım. Serçe parmağımı hızlı bir hareketle onunkinden kurtarıp diz kapaklarının iç kısmına bir tekme attım. Yere kapaklandığında bileğindeki bilekliği makasla kestim. Lastik esnek olduğu için elimle yırtamazdım. Bu yüzden makas çıkmıştı. (YN: Ya da başka fikir bulamadığım için.) Akuma açığa çıktığında onu yoyomu ona doğru savurdum. Akuma yoyomun içine hapsolduğunda gülümsedim. Yoyomu kendime çekerel işaret parmağımla yoyoya bastırdım. Beyaz bir kelebek kanat çırpmaya başladığında sanki ilk defa görüyormuşum gibi gülümseyerek konuştum.

"Hoşçakal küçük kelebek."

Elimde duran ince makası havaya attım ve bağırdım.

"Miraculous Ladybug."

Uğur böceklerinin etrafta dolaşmasıyla boynumdaki sızı aniden dindi. Chat yanıma geldiğinde ona yumruğumu uzattım. Yumruk tokuşturmayı beklerken kendimi bir anda onun kollarında buldum.

"Sonunda kaybediyoruz diye, sana bir şey olacak diye çok korktum."

Tepki vermekte geciktiğim için hâlâ iki yanımda sallanan ellerimi sırtına koydum.
'Korkak. Ben hiç korkmadım.' demeyi düşündüm. Ama gözyaşlarım bana ihanet eder gibi yanaklarımı ıslattı.

"Ben de korktum kedi. Ben de çok korktum."

Kollarının arasından çıkıp yüzüne baktım. Gözlerinin dolu dolu oluşu içimi acıtıyordu. Kaybetme korkusu... Dünyanın en kötü hissiydi. Birini kaybettim Adrien. Birini kaybettim ve şimdi herkesi kaybetmiş gibi hissediyorum. Bu cümleleri kurmak kolay değildi. Her bir kelime kalbimi parçalayarak çıkmıştı ağzımdan.

"Ne oluyor burada?"

Alix'in sesini duyduğumda başımı ona çevirdim.

"Hayır, birkez daha akumalanmadım. Değil mi?"

"Eh, sana bir iyi, bir de kötü haberim var."

Alix neymiş onlar der gibi suratıma baktı.

"Kötü haber, evet akumalandın."

Alix'in suratı düşer gibi olduysa da kendini toparladı.

"Ee iyi haber ne?"

"İyi haber, akumayı yendik." dedim gereksiz bir sevinçle.

"Gerçekten çok iyi bir habermiş." Elimde tuttuğum bilekliği Alix'e verdim. O sırada gözüm arkada yere düşmüş Madam Tina'ya takıldı.

"Madam," dedikten sonra biraz duraksadım. Ona Tina diyemeyeceğimdan kwamisinin adıyla seslendim.

"Nava, iyi misiniz?"

"Ben, ben galiba ayağımı incittim. Bunu daha önce hiç yapmamıştım."

"Onu tanıyor musun?"

Evet anlamında başımı aşağı yukarı salladım. Madam Tina'nın yanına gidip ayağa kalkması için yardımcı oldum. Küpemin sesiyle dudağımı büktüm.

"Kedi, biraz yardım."

Biraz daha yürüdük. Hava epey kararmıştı. Yanımdan gelen bir burun çekme sesiyle kalakaldım.

"Madam Nava, iyi misiniz? Çok mu acıyor?"

"Hayır, hayır ben iyiyim." dedi ama daha cümlesini bitiremeden hıçkırıklara boğuldu. Ne oluyordu? Madam Tina'yı yere oturttuk.

Maskelerin Ardında... (Ladynoir) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin