Maskelerin Ardında...(Bölüm 20)

2.5K 198 98
                                    


Marinette

"Demek sonunda siz de buradasınız Ladybug ve Chat Noir."dedi Dreamer. Kızı gördüğümde şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırdım. O çok güzeldi. Beyaza yakın bir renkte olan sarı saçlarının üzerinde zümrütlerle döşenmii bir taç vardı. Zümrütlerin rengi hem gözleri hem de üzerindeki açık yeşil elbiseyle uyum sağlıyordu. Gözlerini kapattı. Başının etrafından gözle görülür bir titreşim yayıldı. Bir an için gözlerim kamaştı ve geri görmeyi başarabildiğimde kendimi bir balonun içinde bulmuştum. Balonlar bizi parmaklıkların dışına çıkarttı. Parmaklıkların dışına çıktığımız an balonlar yok oldu.

"Bana mucizelerinizi verin." Büyülenmiş gibiydim. Ellerimi kulaklarıma götürmek istiyordum. Dreamer'in gücünü üzerimde kullandığını fark etmem uzun sürmedi. Gözlerimi kıstım. Gücüne karşı koyabiliyordum.

"Demek iradeyi tam anlamıyla kontrol edemiyorsun." dedi Chat. Dreamer gülümsedi.

"Ne farkeder?" dedi ve yeniden gözlerini kapattı. Üzerimize kapanmak üzere olan metal kutuyu görmemle kendimi kutunun altından çekmem bir anda olmuştu. Dreamer'in gözleri hâlâ kapalıydı. Metal kutu bir anda yok oldu ve aynı anda Dreamer uçmaya başladı. Beyaz kubbeye doğru uçtu yoyomu ona doğru savurdum. Chat'te benimle beraber aynı hamleyi yaptı. Ama nafile. Ona ulaşamıyorduk.

"Eninde sonunda mucizelerinizi vermek zorunda kalacaksınız. Bir aptal gibi savaşmak yerine burada bekleyeceğim."

Birkaç dakika daha savaşmaya çalıştık ama çaresizdik. Hiçbir şey yapamıyorduk. Ne duvarlara tırmanabiliyorduk ne de yoyo veya çubukla ona ulaşabiliyorduk. Öte yandan Dreamer da hiçbir şey yapmıyordu.

"Neden saldırmıyor? İstese bizi kolaylıkla alt eder." Chat haklıydı. Aklıma gelen şeyle nefesim kesildi. Neden daha önce anlamamıştım?

"Az önce bize bir ipucu verdi. Hawk Moth iradesini tam anlamıyla kontrol edemiyor olmalı." Kafamı kaldırıp Dreamer'in zarif duruşuna baktım.

"O çok güçlü. Biz yerine Hawk Moth'la savaşıyor." dedim hayranlıkla.

"Şanslı Tılsım."

Elime bir çift uğur böceği kanadı düşmüştü. Hızlıca kanadı sırtıma geçirdim. Elbette bu kanatlar beni uçuramazdı. Ama...

"Ne o şimdi de uçmaya mı çalışacaksın?" dedi Dreamer. Hafifçe güldüm.

"Neden, beni uçarken hayal edemiyor musun? Bir uğur böceğinin uçmaktan başka ne özelliği var ki?"

İçimden bir titreşimin geçtiğini hissettim. Arkamda duran kanatların hızlıca çırpıldığını fark ettim. İşte bu. Beni uçarken hayal etmişti. Ayaklarım yerden kesildi. Dreamer daha ne olduğunu anlayamadan kafasındaki tacı çekip almıştım bile.

"Felaket." Tacı Chat'e fırlattım. Daha taç kırılmadan Dreamer'in fısıltısını duydum.

"Teşekkür ederim Marinette." Nefesim kesildi. Bu nasıl mümkün olabilirdi? Kaşlarımı çatıp arkamı döndüm.

"Kimsin sen?" O sırada akumanın süzüldüğünü gördüm göz ucuyla. Kadınla daha sonra konuşmayı aklıma kazıyarak yoyomu savurdum.

"Yakaladım." derken kanatlarımı çırpmayı bırakmıştım. Yere indiğimde sırtımdaki kanatları çıkarıp havaya doğru savurdum.

"Miraculous Ladybug." Chat'in bana uzattığı yumruğuna yumruğumu vurdum.

"Çak bakalım."

O anda bir irkilme hissettim. Bir ışık gözlerimi kamaştırıyordu tekrar. Yere düştüm, gözlerim kapandı.

Maskelerin Ardında... (Ladynoir) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin