8.Bölüm

811 75 39
                                    

Sweet Night ve Love mükemmel şarkılar.

"Evet...geldik" dedi Jimin barın kapısını açarken.

İkimiz de hala sırıtıyorduk ve Jimin bir şeyler anlamasın diye buna son  vermeye çalıştım.

İçeri geçtiğimizde bir önceki gibi soğuk olmadığını fark ettim. "Klimayı açmıştım. Üşümeyin diye" dedi ve göz kırptı.
"Hyung sen adamsın!"
"Biliyorum biliyorum. Hadi ikiniz baş başa kalın. Ben eve gidiyorum. Anahtarı bana getirirsin Taehyung."
"Tamam Hyung sağol."
...
Jimin çıktıktan sonra bir süre sessiz kaldık. Birbirimizden gözlerimizi kaçırıyorduk. Normalde bir kızı öptükten sonra utanmam ama Lalisa farklı. Ona aşık oldum.
Ben ona aşık oldum.
Taehyung Lalisa'ya aşık.

Aklımdaki tek cümle buydu. Lalisa ayakta dikilmek yerine köşedeki koltuğa oturunca yanına gittim. Bir kuyruk gibi takip ediyordum onu. İkimiz de sessizce oturduk. Böyle birkaç saati harcamak yerine güzel vakit geçirebiliriz. Aklıma gelen fikirle hızla koltuktan kalktım. Lalisa ise şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. Sahneye doğru ilerledim ve basamağı çıkıp gitarı elime aldım. Sesim güzeldir ama çok sık şarkı söylemem demiştim ya. İlham geldi.

Lalisa'nın yanına sandalye çektim ve oturup gitarı kucağıma aldım. Lalisa'nın şaşkın yüz ifadesi gitmiş, yerine gülümseyen bir surat gelmişti. Sanırım gitarın ne olduğunu biliyor.

(Sweet Night)

Şarkıyı söylerken bana gülümseyerek bakıyordu. Ben de ona bakıyordum. Biri gelip bizi görse "ne kadar aşık mutlu bir çift" der. Şarkı bitince Lalisa gitarı elimden aldı ve kendi kucağına yerleştirdi. Nasıl yani, gitar çalabiliyor mu?

Ben şaşkınlığımı atamamışken şarkıyı söylemeye başladı.

(Love)

Şarkı söylerken gülümseyerek bana baktı. Benim de yüzümde gülümseme oluştu. Sesi çok...büyüleyici.

Şarkı bittikten sonra ayağa kalkıp dans etmeye başladık. Bu sefer ikimiz de aynı şarkı söylüyorduk. Dans ederken gözlerimizi birbirimizden hiç ayırmadık. Başını omzuma yerleştirince kollarını boynuma doladı. Ben de ellerimi beline yerleştirdim. Şuan bu zamana kadar yaşadığım en güzel anı yaşıyorum. En son çocukken böyle mutlu olmuştum. Annemle dans ederken.

Orada kaç saat durduk bilmiyorum ama hayatımın en kıymetli dakikalarıydı. Jimin beni aradığında barın ışıklarını ve klimasını kapattım. Sonra kapıyı açıp çıktığımızda kilitledim. İkimiz de gitmek istemiyorduk çünkü eve gidince Jungkook bizi uzak tutacak. Ama zorundayız.

Elimi yanağına yerleştirip "Asma suratını ben gelirim senin yanına gizlice" dedim. Sonra dudağına küçük bir öpücük bıraktım. Somurtan suratı gülümseyen bir surata dönüştü ve "Tamam" diyerek elini benden ayırdı. El sallayarak "Görüşürüz Taetae" dedi. "Görüşürüz Lalisa"

Anahtarı Jimin'e vermek için evinin yolunu tuttum. Jimin'i arayıp kapıyı açmasını söyledim. Zile basıyorum duymuyor! Bir süre bekledikten sonra kapıyı açtı ve anahtarı alır almaz kapattı. Napıyor lan bu içeride? Bir kız sesi duydum. "Aşkım kim gelmiş?"
Haa doğru. Bu ses Rosé'ye ait. Şimdi belli oldu niye bu kadar geciktiği.

Bir süre dışarıda boş boş dolandım. Jungkook beni arayıp ne zaman geleceğimi sordu. "15 dakikaya geliyorum" diyip eve doğru yol aldım. Plan işe yaramıştı!

20 dakika sonra..
Markete de uğramıştım. Bu yüzden beş dakika geciktim ama çok dakik biri değilim zaten. Marketten çilekli süt ve muzlu süt aldım. Biri Jungkook'a biri Lalisa'ya. Tabiki çilekli olanı Jungkook görmeyecek. Sır!

Anahtarımla kapıyı açıp mutfağa gittim. Jungkook,  Lalisa'yla konuşuyordu. Sanırım derdini öğrenmeye çalışıyordu. Benim geldiğimi fark edince Lalisa, sessizce "Taetae" dedi. Bu bir tür alışkanlık. Zamanla alışacak ve Jungkook'un yanında söylemeyecek. Kaşlarımı onu uyarmak anlamında yukarı kaldırdım. Masadan kalkıp "Jungkook ben odaya gidiyorum. Başka soru varsa daha sonra sorarsın." Dedi ve mutfaktan çıktı. Elimde tuttuğum muzlu sütü Jungkook'a fırlattım.

"Hyung, bu ne centilmenlik? Şaşırtıyorsun beni."

"Benim centilmenliğim bu. Seninki de yemek olsun."

"Yemek yapamıyorum."

"Ama sipariş edebilirsin değil mi canım arkadaşım?"

"Paramı bitirdin paramı!"

"Yaa Jungkookcuğum sen ısmarlasan nolacak yani? Baban zengin senin."

"Hee çok zengin. Onu aradığımda nasılsın iyi misin muhabbetinden sonra yüzüme kapatıyor. Fakirim ben."

"Yani Bay Jeon'un taktik iyiymiş. Benim babam konuyu paraya getirdiğim zaman 'Aaa oğlum şarjım bitiyor kapatmam lazım'Diyip kapatıyor."

"Hayır bir de iş ortağı babalarımız. Anlamıyorum ki, bizi fakir mi bırakmak istiyorlar?"

"Harbi ya!"

"Bence bırak sipariş etmeyelim. Zaten evin kirasını vermedik daha."

"Aynen. En iyisi ben bir şeyler yapmaya çalışayım."

"Sen adamsın Tae!"

"Biliyorum biliyorum."
...
30  dakika sonra..
Yemek yapma konusunda iyi değilim ama Jungkook'tan iyi olduğum kesin. En son yemek yapmaya çalıştığında tabaktan patatesleri kazımak zorunda kalmıştık. O zamandan beri yemek yapmıyor.

Kimchi yapmaya çalıştım ve bence başardım. Yemeği yerken ikimizin de yüz ifadesi aynen şuydu: "Buna da şükür!"

Lalisa'yı da çağırdık. O da yemeği yedi ama suratından pek beğenmediği belliydi. Yine de sustu ve bitirince tabağı bulaşık makinesine koyup mutfaktan çıktı. "Bunu nereden öğrendi?" Diye sordum Jungkook'a dönerek. İşaret parmağıyla kendisini işaret edip "Ben öğrettim." Dedi.
...
Saat gece 1'e kadar oyun oynadık. Hep beni yeniyordu. Sinirlenip oyun konsolunu televizyona fırlattım ve sonuç hiç iyi değil: kırık bir oyun konsolu ve çizik bir televizyon ekranı. Jungkook hiç etkilenmemiş gibi " Bay Kim'in şarjı bitmeden para konusu hakkında konuşsan iyi edersin." Dedi ve yanımdan kalkıp odasına gitti. Büyük ihtimalle uyur. Zaten yarın da dersimiz var. Birkaç dakika sonra yanıma gelip "Odana gitmiyorsun. Ya burda yatacaksın ya benim odamda." Dedi. O beni kendi yatağına almaz ve yere yatmam. Bu yüzden en iyisi koltukta yatmak. "Burda yatacağım ama yorgan ve yastık almak için odama gidiyorum." Dedim. Tamam anlamında başını salladı ve iyi geceler diyip odasına gitti.

Sessizce kapıyı açıp odama girdiğimde Lalisa'yı gözleri açık , tavana bakarken buldum. Beni fark edince gülümsemeye başladı. Dolaptan yastık ve yorgan alıp yanına gittim. "Salonda yatacağım. Jungkook uyanmazsa gece yarısı yanına gelirim." Dedim. Yanından kalkacakken elimi tutup beni kendine çekti ve dudağıma minik bir öpücük bırakıp "İyi geceler Taetae" dedi. Yorgan ve yastığı alıp odadan çıkarken sessizce "iyi geceler"dedim.

Koltukta dönüp duruyordum ve bir türlü uyuyamadım. Saat 4 olmuştu. Bildiğim kadarıyla Jungkook bu saatte 40.rüyasını görüyordur. Sessiz olamaya özen göstererek odama gittim. Lalisa uyuyordu. İçeri geçince kapıyı ses çıkmasın diye bin bir çaba sarf ederek kapattım. Yanına yatıp yüzümü ona döndüm. Bir kolumu ona sardım, diğer elimi ise saçında gezdiriyordum. Kollarını bana dolayıp başını çenemin altına yerleştirdi. Daha önce hiç böyle şeyler hissetmedim. Daha önce bu kadar huzurlu olmadım. Onunla geçirdiğim her an daha kıymetli oluyordu benim için. Hayatımda ilk defa birine bu denli aşık olmuştum. Ve o kişi de başka bir gezegenden geldiğini iddia eden Lalisa"ydı. 

 A Girl From Other Planet •TaeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin