"Namjoon hyung!"
Namjoon hyung beni fark edince kollarımı tutan polisleri aldı. Ben de Jungkook'a yardım ettim. O da serbest kalınca polisleri köşeye sıkıştırdık.
Gözlerim Lalisa'yı aradığında donuk bakışlarla bana baktığını fark ettim. Yanına gideceğim sırada etraf aydınlandı ve gözlerim kamaştığı için gözlerimi kapatmak zorunda kaldım.
Açtığımda ise karşımda polisleri görmeyi beklemiyordum.
Kimse beklemiyordu.
Hızlıca etrafımıza yayıldıklarında Lalisa'nın yanına koştum. Kollarımı sıkıca ona sardım. O ise donmuş bir hâlde öylece duruyordu.
Polisler bizim dışımızda herkesi tutmuştu. O kadar sıkı sarılmıştım ki bizi ayıramadılar.
Lalisa'nın saçını öpüp konuştum. "Seni bırakmayacağım."
Gözlerinin dolduğunu fark ettiğimde saçını tekrar öptüm ve bir süre öyle durdum.
"Seni seviyorum güzelim. Unutma, ben yanında olduğum sürece kimse sana bir şey yapamaz. Kimse bizi ayıramaz."
Çenemi onun kafasının üstüne yaslayıp gözlerimi kapattım. Polisler etrafımızı sarmıştı. Dua ediyordum, kimseye bir şey olmasın diye.
Hissettiğim hareketlilikle gözlerimi açtım. Lalisa kollarımdan kurtulmaya çalışıyordu.
"Eğer böyle kalırsak bizi ayıramazlar. Böyle durmamız lazım."
"Taetae lütfen bırakır mısın?" Diye sorduğunda kaşlarımı çattım. "Böyle-"
Lafımı bölüp konuştu. "Lütfen Taetae. Bana güven."
Gözlerime öyle baktığında dayanamayıp kollarımı ayırdım. Polisler hemen beni tuttuğunda Lalisa ellerini kaldırıp polislerin karşısına geçti.
"Bırakın onları serbest. Geleceğim sizinle."
"Nereye gideceksin?" Diye sordum Lalisa'ya.
Başını öne eğip "Özür dilerim Taetae. Gezegenime dönüyorum." Dedi.
"Ne?" Diye bağırdım. "Ne demek gezegenime geri dönüyorum?"
Bir polis konuşmaya başladı. "Lalisa'nın ceza süresi doldu. O gelmediği için biz geldik. Kraliçe çok kızacak. Öldürebilir bile."
"Öldürebilir mi?" Diye kısık sesle tekrar ettim.
"Doğru mu bu?" Diye sordum Lalisa'ya.
Başı hâlâ önündeydi. "Evet." Dedi kısık sesle. "Özür dilerim, çok özür dilerim."
"Özür dileme!" Diye bağırdım. "Yalancısın sen. Yalancının tekisin. Defolup git hayatımdan!"
Polisler beni zor tutuyordu. Sinir krizi geçiriyordum. Lalisa ise karşımda ağlıyordu. Her bağırışımda ağlayışı şiddetleniyordu.
Polisler bizi bırakıp Lalisa'yı aldılar ve kolundan tutup götürmeye başladılar.
Arkalarından bağırdım hemen. "Onu götüremezsiniz! O benim! Benim Lalisa'm!"
Lalisa'ya koşup sımsıkı sarıldım tekrar. "Özür dilerim. Sinirlendim, bağırdım. Ama gitme. Yalvarırım gitme."
Titrek nefesleri boynuma çarpıyordu. Hıçkırdığında dayanamayıp ben de ağlamaya başladım. Onun ağladığını görmek canımı yakıyordu.
"Nolur gitme Lalisa. Sensiz uyuyamam, eğlenemem, gülemem..." diyip hıçkırdım. "Sensiz yaşayamam ben."
Yüzünü iki elim arasına alıp baktım bir süre. Bir daha görememekten korkuyordum.
Sonra yanağını öptüm. Diğer yanağını, burnunun ucunu ve alnını. Her öpüşümde hıçkırıyordum. Onun da benden farkı yoktu.
En son dudaklarına yaklaştım. Son öpüşümdü belki de.
İlk defa bir öpüşmemizde içimde o hoş duygu oluşmadı. İlk defa bir öpüşmemizde kalbim acıdı.
Dudaklarım dudaklarına değdiği süre boyunca nefes almayı bıraktım. Ayrıldığımızda alnımı alnına yaslayıp gözlerimi kapattım.
"Gitme... lütfen."
Ellerinin ellerimden ayrıldığını hissettigimde gözlerimi açtım ve polislere doğru koştuğunu gördüm.
"Lalisa yalvarırım gitme!"
Arkasından bağırıyordum. Dizlerim üzerine çöküp bağırmaya devam ettim.
"Bırakıp gitme beni. Ben sensiz yapamam."
"Seni her şeyden çok seviyorum Taetae." Diye bağırdı ve sonra etraf aydınlandı. Yine gözüm kamaştığı için kapatmak zorunda kalmıştım.
Açtığımda ise ne polisler ne de Lalisa vardı.
Kısık çıkan sesimle konuştum kendi kendime. "Annem gibi bırakıp gitme beni."
Sonra yavaşça yerden kalkıp kalan son gücümle bağırdım.
"Seni seviyorum Lalalisam!"
Selam
2 haftadır bölüm atmıyorum,
özür dilerim.
Telafi edeceğim.
Umarım beğenirsiniz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Girl From Other Planet •Taelice
Fanfiction"Yani sen uzaylı olduğunu mu söylüyorsun?" Çapkın Kim Taehyung ve başka bir gezegenden gelen Lalisa Manoban'ın hikayesi... Taelice #1 (17/07/2020)