24.bölüm

22 3 10
                                    

Şimdiden keyifli okumalar dilerim size biliyorum bölümü çok beklediniz talihsiz bir kaza geçirdim bu yüzden yazamadım. Sevgili okuyucular yorum yapmadan geçmeyin! İsteyenler bir önceki bölümün son satırından okuya bilirler...

JG gelinliği yırtınca Esra gelinlik düşmesin diye kollarını göğsünde birleştirdi. JG kendine hazırladığı çantayı alıp çıkacağı anda arkasına bakmadan konuştu.

JG- hizmetçiler gelince söyle sana bir oda ayarlasınlar, bir daha benim odama girme,(JG'nin sözleri Esra için çok sertti. JG evden çıkarken Esra yatağın üstüne oturup ağlamaya başladı.

Esra- neden evlenmeyi kabul ettim neden? Bir anlık öfke ile aldığım karar benim hayatımı mahvetti. Min ho kimbilir benim hakkimda ne düşünüyor? Benim hala bu evde ne işim var.

(Esra içinde tuttuğu göz yaşları saldıktan sonra biraz daha iyi hissetti, gelindiğini çıkartıp evi gezdi. Yalnız olduğu için sıkılıyordu, daha doğrusu Min ho'nun odasını arıyordu. Evdeki bütün odalara baktı, evin her yerinde JG ile Min ho'nun resimleri vardı. Bir birini çok seven iki kardeşti onlar, Esra uzun uzun Min ho'nun resimlerine baktı.

Min ho'nun gözlerine bakarken göz yaşlarına hakim olamıyordu. Daha sonra JG'nin resimlerine baktı. Üzüntüsü göz yaşları iki katına çıktı,
Esra- nasıl olurda sevdiğim adamın abisi ile evlenirim? Ne kadar da saçma bir kader bu, allahım bana dayanma gücü ver bu kadar ağır imtihanı hak edecek ne yaptım ki?

(Esra için için kahrolurken Min ho arkasına bakmadan kore'yi terk etmişti. Kalbi delik deşik yaralıydı, düşünmeden edemiyordu. Abisi ve sevdiği kız ikisini aynı karede görmek çok fazla acıtmıştı Min ho'nun canını, o çok sevdiği abisi ve hayatta ilk defa aşık olduğu kadın, hangisi suçluydu hangisi Min ho'ya ihanet etmişti.

Min ho artık Esra'nın hayatında olmayacağını biliyordu,peki ya o çok sevdiği abisi ona karşı nasıl davranacaktı. Aklı karma karışıktı içinde bulunduğu durum onun için hiç mantıklı gelmiyordu. Min ho olanları düşünerek yolculuğunu bitirmişti ve yolculuk nasıl geçmişti anlamamıştı. Arada gözlerindeki yaşlar izinsizce süzülüyordu gözlerinden,düşünceler Min ho'yu esir alırken uçağın havaalanına inmesiyle düşüncelerinden uzaklaştı.

"Amerika"
Kontrol noktasından geçerken kalabalığın ve bağırış seslerinin geldiği yöne baktı. Önce çıkış kapısına doğru ilerledi,ama daha sonra merakına yenik düşüp kalabalığın neden toplandığını anlamak için kalabalığa doğru yürüdü. So jin'i Yerde baygın olarak görünce hemen baş ucuna oturdu.

Minho- So jin,So jin ne oldu sana.(etrafa toplananlar endişeli bir şekilde So jin'e bakarken Min ho So jin'i kucaklayıp havaalanının otoparkında ki arabasına götürdü. Daha sonra valizleri de arabaya yerleştirip en yakın kliniğe doğru yola koyuldu. So jin çok yorgun ve bitkin görünüyordu,yüzü çok fazla solgundu. Min ho So jin'i kliniğe getirdikten sonra kendine gelmesini bekledi.

Minho- So jin neden Amerika ya geldi ki?(kısa bir süre sonra So jin'i muayene eden doktor içerden çıktı.
Minho- durumu nasıl doktor bey?
Doktor- nesi oluyorsunuz hastanın?
Minho- arkadaşımdır kendisi.
Doktor- arkadaşınız şu an için iyi stresten dolayı düşüp bayılmış. Lakin yüzü çok solgun görünüyor bunun nedenini anlamadım.

Minho- sevdiği adam başkası ile evlendiği için bu kadar solgun görünüyor.
Doktor- anladım geçmiş olsun hastanız kendine gelince taburcu edebilirsiniz. Hemşire ile reçetenizi gönderirim.(doktorun uzaklaşmasıyla Min ho So jin'in odasına girdi. So jin'e bakarken kendisinin de aynı durumda olduğunu hatırladı. Üzülüyordu ama belli etmemeye çalışıyordu.

ZOR SEVDA...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin