Hocanın tahtaya yazdığı formülleri incelerken sınıf fazlasıyla sessizdi. Çünkü sınıfın yarısı uyurken bazıları telefon ile oynuyordu.
Bunun nedeni dersimizin Fizikçi Leyla'nın olmasıydı.
Kadın tam bir ruh hastasıydı ve doğru düzgün ders bile anlatamıyordu.
Bir kere sınıfımızdan bir çocuğu soruyu çözmesi için tahtaya kaldırmış, çocuk çözemeyince de hoca kalemle alnına dudak resmi çizmişti.
Neden dudak, kimse bilmiyor.
Yanımda ki Eylül'e baktığımda hafif hafif kafasını sıraya vurduğunu gördüm.
Beyni yerine gelsin diye yaptığını varsayarak masanın üzerine yattım ve altta ki telefonu alarak gözlerimi kucağıma çevirdim.
Fiziğim iyiydi.
Aslında bütün derslerim iyiydi. Bunu anneme borçluydum sanırım. Kadın doktordu ve zekası fazlasıyla yerindeydi. E haliyle zekası genetik olarak bana geçmişti.
Telefonumdan Poyraz ile mesajlarımıza girdim. Şuan onunla konuşmak, ders dinlemekten daha iyiydi.
Beril: Okulda mısın?
Mesajım iletildiğinde görüldü olana kadar mesajlardan çıktım ve sosyal medya hesabıma girdim.
Girdiğim an karşıma çıkan Poyrazın fotoğrafıyla anlık kalp krizi geçirirken gülümsedim.
Şerefsiz çok güzel gülüyordu.
Fake hesapta olduğumu fark ederek kendi hesabıma girecekken gördüğüm sekiz profil ile sırıttım. Altı tane fake hesabım varken, biri benim biri de Eylül'ündü.
Ve bundan haberi vardı fakat çok önemsememişti. Çünkü bazen ona yavşayan sapık adamları ve amcaları laflarımla komaya sokuyordum. Eylül de bundan gayet memnun oluyordu.
Hesabıma girdiğim an gelen mesajla hızla WhatsApp'a girdim. Sonunda mesaj atmıştı.
Manita: Okuldayım, ders boş ve çok sıkıcı geçiyor.
Adının sonsuza kadar böyle kalmasına razıydım. Çok güzel bir kelimeydi. Tabi şuan kendisi bunu bilmiyordu ama neyse.
Beril: Bence benimle konuşursan can sıkıntın geçer.
Beril: Veteriner gibi insanım vesselam.
Manita: Veteriner?
Beril: Ay ağzımdan kaçmış.
Beril: Terapist diyecektim.
Manita: İnandığıma kesinlikle emin olabilirsin.
Manita: Bana da asla hayvan demek istemedin.
Beril: Ya canım benim ne hayvanı?
Beril: Senden olsa olsa solucan olur.
Manita: Jdjrjejsjdjnr
Manita: Cidden bir ruh hastasıyla konuşmak bana iyi geliyor.
Beril: Şimdi sen iyi bir şey mi dedin yoksa kötü bir şey mi?
Poyraz yazmaya başlarken ismimin yüksek sesle söylenmesiyle elimde ki telefonu hızla masanın altına attım.
Bakışlarımı öğretmen masasının yanında durmuş ve elini beline yaslayarak bana bakan Leyla hoca'ya çevirdim.
"Efendim hocam?" dedim tatlı bir gülümseyle.
Kaşları çatıktı. Eliyle tahtayı gösterdi. "Şu soruyu çöz" dediğinde derin bir nefes alıp verdim.
Gözlerimi tahtaya çevirdiğimde yazılan problemi incelemeye başladım. Evet, gerçekten Fiziğim kötü sayılmazdı.
Ders olan Fizik ama.
Olmayan fiziğim de iyidir ama.
Ne diyorum ben?
Soruyu aklımda çözdüğümde hocaya döndüm. "Sekiz virgül iki" diye cevap verdiğimde kollarını göğsünde birleştirdi.
O an gözlerimi kapatmak istedim.
Kadın, kollarını ne diye o kadar göğsüne yaslıyorsun?
Hayır, Beril. Bakma, bakma. Sadece hocanın gözlerine odaklan.
"Aferim" diyip arkasını döndüğünde rahat bir nefes aldım.
Hoca soruyu çözerken kafamı iki yana sallayıp geri telefonu elime aldım.
Silikondu herhalde.
Poyraz'ın çevrimdışı olduğunu gördüğümde attığı iki mesajı okudum.
Manita: İyi bir şey dedim. Seninle konuşmak bana iyi geliyor.
Manita: Ama yine de bu, bir ruh hastası olduğu gerçeğini değiştirmez.
Bir saniye.
Ne dedi?
'Seninle konuşmak bana iyi geliyor'
Allah'ım, sana geliyorum.
Bu çocuk kesin bana aşık olmuştu. Yarın gerçekten evlenme teklifi alırsam şaşırmazdım bile.
Mutluluğumu evde Tarkan şarkıları ile dans ederek çıkaracaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hırçın Civciv | Texting
Teen Fiction[Tamamlandı] Manita: Üzülme ama, Manita: Benim tek civcivim var ve o sen değilsin. Manita: Ve hiçbir zaman olmayacaksın. [27.04.20] [23.05.20]