8.

5.4K 273 51
                                    

Manita: Ayla seninle mesajlarımı gördü ve kavga ettik.

Manita: Onu seviyorum.

Manita: Neden birden girdin ki ilişkime?

Manita: Eğer senin yüzünden ayrılırsak emin ol bunu sana ödeyeceğim.

Beril, görüldü [18.41]

°°°
Telefonda ki mesajları kaçıncı kez okumuştum bilmiyorum ama artık harfler dans etmeye başlamıştı.

Ekranı kapatıp telefonu cebime koyarken odamda olan balkona geçip salıncağa oturdum.

Gözlerimde ki yaşlar akmaya hazırken başımı yukarıya çevirdim.

Güçlü ol civciv.

Güçlü ol.

Böyle birine aşık olmayı sen seçtin. Belki de kalbim. Bilmiyorum. Hiçbir şey bilmiyorum.

Kollarımı dizlerime yaslayıp gözlerimi tahtadan yapılmış küçük boyutta ki masanın üzerinde duran civciv peluşuna çevirdim.

Hala ilk gün ki gibi yepyeniydi. Siyah tüyleri kabarmıştı. Tahminen dün onu yıkayıp kuruması için balkona koyduğum için olmuştu.


Uzanıp civcivi aldım ve arkama yaslandım. Telefonumu çıkarıp Poyraz'ın benim için söylediği şarkıyı açıp yanıma koyarken ayaklarımı sehpaya uzattım.

Sesi, kulaklarımda harika bir ritimle gelirken peluşu kucağıma koydum.

"Sence ondan vazgeçmeli miyim?" diye sorduğumda kendi elimle kafasını iki yana salladım.

"Bence de" dediğimde gülerken aynı anda gözlerimden birkaç yaş akıp dudaklarımı buldu. "Hem ben daha ona doymadım"

O sıra hırçın civcivim dediği yer geldiğinde kahkaham doldurdu balkona. Belki de bütün mahalleyi.

"Sence ne yapmalıyım?" diye sordum hem gülüp hemde ağlarken.

Birkaç dakika bekledim. Peluşun gözlerinin tam içine baktım. Sonra yavaş yavaş dudaklarımda sinsi bir sırıtış peydah oldu.

"Sen var ya çok haklısın" dedim ve peluşu öptüm.

"Delirdin mi lan sen?" diye ortama dolan farklı bir sesle şarkıyı kapatıp gözlerimi balkon kapısına yaslanmış ve bama garip bakışlar atan Eylül'e çevirdim. Bir şey dememe kalmadan devam etti. "Annen doktor, söyleyelim de sana sinir hastalıkları bölümünden bir randevu alsın"

Yapmacık bir sesle "Çok komiksin" diye mırıldandım ve yanaklarımda ki kurumuş yaşları kolum ile sildim.

Eylül geldi ve karşımda ki sehpaya oturdu. "Ne şeytanlıklar düşünüyordun yine?"

Güldüm.

"I am the devil"

Diyip gözlerimi kıstım. Sonra civcivime sarılıp bağdaş kurdum. "Canım kankitoloşkitoşkom, senin yardımınla bir şeycikler yapacağız"

"Peki soruyorum kankitoloşkitoşkom, bunda benim ne kârım olacak?"

"Nasıl söyledin lan o kelimeyi?"

Göz kırptı. "Bizimde öyle bir yeteneklerimiz var işte"

"Kimin kankası tabi" dediğimde kumral saçlarını savurdu ve tekrar bana çevirdi gözlerini.

"Anlat bakalım şu planını. Ama bana çikolata alırsan kabul ederim ha, ona göre"

Gözlerimi devirdim. "Bakarız" diyip tekrar o sinsi gülüşümle sırıttım. Sonra planı anlatmaya başladım.

Hırçın Civciv | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin