2. Bölüm

519 28 14
                                    


  Gözüm kapalı birazdan olacakları bekliyordum. Tahir hocanın tepkisi beni çok korkutacaktı. Gözlerimi yumabildiğim kadar sıkı yumdum.

" hadi kızım söylesene" tahir hocada merak etmişti. İşte tam o sırada hayatımın bu zamana kadar en iyi zamanında gelen bir mucize oldu.

Siren sesi. Ya yangın vardı ya da deprem oluyordu. Deprem oluyor mu bilmem. Çünkü ben deprem olmasa bile titriyorum şuan.

"Yangın var" koridorda koşan öğrenciler ile anladım yangının çıktığını.

Telaşlıymış gibi yaparak tahir hocaya baktım.

"Kızlar çabuk dışarı çıkın" ikimizin kolundanda tutarak yangın merdivenlere götürüyordu.şuan da Allah'a sonsuz şükür ediyordum.

"Kenan hocam okulun her yerine baktık fakat herhangi bir yangın yok!" Yok muydu? İyide nasıl?

"Yok mu? O zaman bu siren... bunu kim yaptı" arkasına bir anda dönerek herkese bağırmasıyla yerimden sıçradım resmen.

Yanımdaki Mavi benden daha çok korkuyordu. Bir dakika... tabi ya o yaptı. Sırf melis tahir hocaya söylemesin diye.

"Sen yaptın değil mi?" Fısıldayarak söylemem ile kimse duymamıştı. "Teşekkür ederim"

Mavi bana zorda olsa gülümsemeye çalıştı. Eğer o yakalanırsa bende gerçekleri söylemek zorunda kalırdım. Ve bunu arkadaşım için hiç düşünmeden yapmaya razıyım da.

"Kamera kayıtlarına bakalım kenan hocam. Oradan buluruz kimin yaptığını." Hayır hayır hayır. İşte bu çok kötü oldu.

Mavi yanımda zangır zangır titrerken rabbimden bir mucize daha dileniyordum. Ama bu sefer kaçış yolu yok galiba.

"Sessiz ol,duyacaklar."

İşte tam şuan da kenan hocanın odasının önünde yani müdürün odasının önünde durmuş içeri gözetliyorduk.

Kamera kayıtlarına bakıyorlardı. Ve içerde tahir hoca olmak üzere diğer öğretmenlerde vardı.

"Ya okuldan atılırsam" bu da bir ihtimal.

" yok bence yapmazlar yani inşallah. Ama sen korkma bişey derlerse ben her şeyi anlatıcam."
Kaşlarını çatarak bana baktı. "Hayır, bunu istemiyo-"

"Kamera kayıtları silinmiş." Duyduklarım ile hızla maviye döndüm. Kamera kayıtlarını ne zaman silmişti?

"Ben yapmadım." İşte bu daha kötü oldu. "Hem nasıl yapayım sirenler çaldığından beri seninleyim." Doğru. Hiç yanımdan ayrılmadı.

Kolundan tutarak yangın merdivenlere götürdüm maviyi.

"Bunu yaparken yanında biri var mıydı?" Hiç düşünmeden anında cevap verdi.

"Hayır" çıkmaza gidiyoruz gibi hissediyorum.

"Peki seni gören oldu mu?"

"Bodrum katındaydım. Kimsede yoktu.hem oraya kimse inmez zaten"

"Eğer seni görmüş olan biri olursa belkide o silmiştir. Ama doğru söylüyorsun oraya kimse inmez.ya biri seni gördü ya da..." kaşlarını çatarak bana baktı. Korkmuştu galiba.

"Ya da ne?"

"Bunu okuldan biri yapmadı. Yani bu okuldaki herkes bilir kenan hocanın kamera kayıtlarına her gün baktığını ve istisnasız bir haftada bir kontrol ettirdiğini. Buna rağmen kayıtları silen biri."
Konuyu biraz daha açmaya çalışıyordum. Ama gittikçe çıkmaza giriyordu.

"Bunu bizim okuldan kimse yapmaya cürret edemez." Sıkıntıda bu. Bunu kim yapabilir?

"Seni tanıyan biri olabilir mi?"

"Sanmıyorum. Bu işin içinde başka bişey var nefes. Belkide benim ile alakalı değildir konu. Başka bişey olamaz mı?" Konuyu kendinden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Açığa çıkarsa okuldan atılma ihtimali vardı çünkü.

"Başka bişey,başka bişey..."

"Nefes, mavi ne yapıyorsunuz burada?" İçeri fizik hocasının girmesiyle ödüm koptu diyebilirim. Bizi duymuş muydu acaba?

"Hiç hocam. Bunaldık da hava alalım dedik." Gerizekalı. Yalan da söyliyemiyordu. Yangın merdiveninde hava almak...

"Hava mı alıyordunuz?"

" şey hocam kafamızı toplamak için sakin bir ortam da kalmamız gerekiyordu da." Daha da kaşlarını çatarak bana baktı.

"Kütüphaneye gitseydiniz"

" doğru biz niye bunu düşünemedik? Teşekkürler hocam." Mavinin elinden tuttuğum gibi yangın merdiveninden çıktık.

"Tüm öğrenciler bahçeye. Tüm öğrenciler bahçeye."

Anons sesi tüm okula yayılırken ben kenan hocanın bize diyeceği şeyi merak ediyordum.

"Çocuklar okulumuz bugün erken bitti. Herkes evlerine. Öğretmenler arası toplantı yapılacaktır. Herkese iyi akşamlar." Ve işte savaş başlamıştı. Sağ tarafımızda bulunan öğrenciler... ah, pardon! Hayvanlar üzerimize çullanarak çıkış kapısına gittiler.

"Toplantı olucaksa mevzu büyük"
Mavinin dediği şey ile kafamı sallamak ile yetindim.

" bu olayı öğrenmemizin bir yolu var aslında" mavi merak ile bana bakarken devam ettim. " melisi takip edeceğiz."

"Şaka mı?"

"Hayır tabii ki. Şaka değil. Melis müdürün kızı değil mi? Elbet akşam eve gidince konusu açılır. Ve inan bana melisi biraz tanıdıysam her boku arkadaşları ile paylaşan bir tür mal."

" arkadaşları ile konuşurken onu dinleyeceğiz yani" onu onaylayarak arkamı döndüm. Çantamı alıp mavinin yanına geldim. " yarından itibaren bir gözün meliste olsun."

"Ben onu hal ederim de ya tekrar bu melis tahir hocanın yanına giderse."

"O da bana kalsın." Ona göz kırparak yanından uzaklaştım. O kızın başı benim yüzümden belaya girecekti. Sırf benim bu saçma sapan bir aşkım yüzünden o kızın hayatı kararmayacak.



Arkadaşlar neftah nerde dediğinizi duyar gibiyim. Ya da bana gaybdan sesler geliyor jsjjsjs

Ama olsun yinede söyliyeyim.

Bu hikaye neftah hikayesi biliyorum ama şunu söyliyeyim daha konunun o kadar başındayız ki...

Biraz daha herşey açığa çıkınca neftah üzerinde durulacak.

Yani ilk bölümler de aksiyon daha fazla ve az neftah olucak. Sonra ise zaten kendiliğinden gelir jsjsjjs

Ama bu ilk bölümlerde hiç neftah olmayacak anlamına kesinlikle gelmez.

Sessiz çığlıklarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin