Yatağa oturarak saçlarımı geriye attım. Derin derin nefes almaya çalışıyordum. Odayı kapının tıklatılması doldurmuştu."Tahir git!" Gelenin tahir olduğunu sanarak sanırım çok büyük bir hata yapmıştım. Çünkü gelen nazlı ablaydı.
"Kuzum benim,aç kapıyıda konuşalım." Yüzümü ellerim ile kapatıp sıvazladım. Rezillikti.
Neden direkt tahir dedim ki?"G geliyorum abla." Utancımı bir kenara bırakıp kapıyı açtım. Fakat karşımda tek nazlı abla yoktu...
Nehir. Nehirde vardı. Gözlerimi devirip nazlı ablaya baktım. " tek olacağını sanmıştım." Kapıdan içeri geçmeleri için çekilip karşımdaki duvara baktım. Onlarda içeri geçip bana baktılar. Kapıyı kapatıp yanlarına gittim.
"Nefes,ben senden çok özür dilerim!" Nehir pişmanlık dolu gözleriyle bana bakıyordu. Dikkatle onu dinlemeye devam ettim. "Yani biliyorsun babanın yengeme yaptıkları doğru mu değil mi bilmiyorum. Ama ben yengemi çok seviyorum nefes. Yani seviyordum. Böyle bişeyi duyunca benimde gözümü intikam hırsı bürüdü. Biliyorum senden ne kadar eskisi gibi olmamızı istesemde olamayız. Ama şunu bilki ben hayatımda hiç bişeyden bu kadar pişman olmamıştım. Beni af etmezsen bile düşmanın olarak görme." Gözlerimi kaçırarak halıya baktım. Üzüntüden neredeyse ağlayacaktı. Belki gerçekten pişman olmuştu ama ben hala kırgındım. Ama onunda bu pişmanlığını görüpte af etmemek benim kabahatim olurdu.
"Af ediyorum. Ama şunu bil ki hala kırgınım. Sadece gerçekten pişman olman için af ediyorum. Her insan hata yapar önemli olan hatasını anlaması..." nehirin gözlerinin içi mutluluk ile dolarken hızlıca bana sarıldı.
"Ya seni çok seviyorum. Biliyordum gerçekten biliyordum beni af edeceğini." Nehir kahkaha atarak boğazımdaki ellerini sıklaştırdı. Boğulmaya başladığımı hissettiğimde zorla kendimden ayırdım.
"Tamam,bak boğulacam şimdi." Bende nehire gülümseyerek baktım. Gülüşmeleri nazlı ablanın heyecanlı sesi böldü.
"Nefes sana bişey söyliyeceğim." Bu heyecanı mutlu bir haberi vereceğini işaret ediyordu. Gözlerimi merakla üzerinde gezdirdim. Derin bir nefes alarak bana baktı.
"Biliyorum şu an çok zamanı değil ama yarın bebeğin cinsiyetini öğrenicez." Dudaklarım kıvrılırken nazlı abla yerinde kahkahalar atıyordu. Nehir ve nazlı abla bir birine sarıldıktan sonra bende hızlıca nazlı ablaya sarıldım.
"Bu zamanda söylemeyecektin de ne zaman söyliyecektin! Bu habere o kadar sevindim ki anlatamam. Peki sen ne olsun istersin?" Merakla sorduğum sorunun cevabını bekledim. Gözlerinin içi parlayarak bana baktı.
"Sanırım kız. Hep bir kızım oldun istemiştim. Böyle mavi gözlü,kumral... ayy nefes çok heyecanlıyım." Nehirle ikimiz nazlı ablanın bu haline gülerek baktık. İçindeki heyecanı ben bile hissediyordum.
"Bencede kız olsun. En azından derdimden anlar. Abimler gibi öküz bir erkek yeğen istemem." Nehirin dedikleri kahkaham daha artarak nazlı ablaya baktım. Kaşlarını çatmış nehire bakıyordu.
"Kız kocama öküz deme alırım ayağım altına ha!" Şakacıktan nehire kızgın bakışlar atarken bunu nehirde devam ettirdi.
"Aaa bak bak bak. Valla senden ne kadar küçük olsam bile senin görümcenim yengecim. Hem hamilesin diye görüncelik yapamam sanıyorsan yanılıyorsun." Kaşlarım havalanıp,kahkahalarım artarken nazlı abla geri çekilerek nehire baktı.
"Ayy yok kalsın görümceliğin bişey demedim. En son görüncenim diye evi 2 kez sildirmiştin." Duyduklarım ile karnıma sancılar gire gire gülmeye devam ettim. Nehirin,nazlı ablaya evi sildirmesi bile bana komik geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz çığlıklarım
General Fiction"Hayat hayaller gibi güzel ve mutlu olsaydı, imtihanın ne anlamı kalırdı?" Hepimiz bir savaşın ortasındayız ve herkesin kendi cephesi kendi kalbi. - Kapak fotoğrafı bana ait değildir. İnstagramdan alınmıştır.(@gifsak)