7

833 165 5
                                    

Ona sıkıca sariliyordum. Çünkü yüzmekten korkuyordum. Yüzmeyi biliyordum ama yüzmekten nefret ederdim. Gözlerimi de sıkıca kapatmıştım.

"Eray, lütfen beni bırakma. Lütfen." Dedim endişeli bir sesle.

"Tamam da, sen yüzme bilmiyor musun?" Dedi. Eğlendigi sesinden belliydi.

"Tabiki de biliyorum ama ben yüzmem. Ve beni sakın bırakma tamam mı?" Dedim yüzümü boynunun girintisine saklayarak.

"Tamam" dedi kollarini bana daha cok sararak.

Biraz sonra beni taşıdı ve havuzdan çıkardı. Sonra havuzun kenarındaki zemine ellerini koyarak kendini de benim yanima çıkardı. Yanıma uzandı ve elleriyle yüzünu kapatti. Derin nefesler aliyordu. O sıra gözlerim govdesine değdi. Tişörtü ıslak olduğu icin vücuduna yapışmışti ve kaslarını belli etmişti. Aman Tanrim çok hos bi görüntü! Sonra ellerini saçlarının arasindan geçirdi ve doğruldu. Nefes alış verisleri duzelmisti. Bana baktı ve

"Senin amacin neydi?" Dedi ama sesi sinirli çikmıyordu. Daha çok eğleniyordu.

"Ne var işte, yazin ortasinda serinlemiş oldun. Teşekkür etmen gerekiyor." Dedim kaşlarimı kaldırarak.

"Peki," dedi ve bana yaklaştı "teşekkür ederim." Dedi ve bende samimiyetsiz bir şekilde gülümsedim.

Sonra ayaği kalktım ve yürumeye basladim. Arkamdan geldiğini hissedebiliyordum. İceri girdim ve doğrudan merdivenlere yöneldim. Ilk adımı attım ve durdum. Sonra Eray a baktım.

"Teşekkürler." dedim ve ona doğru yaklastım. Tam yanına geldiğimde tam olarak birbirimizin gözlerimize bakıyorduk. Ona sarıldım. Benden uzun olduğu için ayaklarımın üstüne ciktım. O da kollarıni belime sardi. Çenesini omzuma koydu ve "Seni seviyorum," dedi ve derin bi nefesten sonra cümlesine devam etti "hem de çok..." dedi ve geri çekildi. Ellerini belimden çekti ve yüzüme götürdü. Elleriyle yüzumu tuttu ve yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Tam öpecekti ki elimi dudaklarına götürüp öpmesini engelledim. İzin veremezdim. Tekrar bana aynı şeyi yaşatmasına izin veremezdim. O şeyin içinde öyle duygular vardı ki... Anlatamazdım.

"Eray, üzgünüm ama izin veremem." Dedim elim hala dudaklarındaydi.

"Neden?" Dedi etkileyici bir sesle.

Cevap vermedim çünkü buna verecek bi cevabim yoktu. Elimi dudaklarından çektim.

"Neden?" Diye tekrarladi yine.

"Bana sen istemiyormuşsun gibi konuşma." Dedi. Doğruydu. İstiyordum. Neden? Ben de bilmiyorum.

"Serenay," dedi. Sesi çok etkileyici ve içime işliyordu. Ne diyeceğini merak ediyordum.

"Bana bir cevap ver, neden?" Dedi. Niye bunun üstünde bu kadar çok durdu ki??

"Bilmiyorum." Dedim net olarak.

"Sadece senden bir şey istiyorum," dedi. Yarabbi! Bu adam beni heyecanlandırmak için mi buradaydı?

"Öp beni!" Dedi. Kalbim içimde parçalansa hiç şaşırmazdım. Gerçekten. Daha cok yaklasti.

"Beni delirtene kadar, ruhumu içine çekene kadar öp. Son nefesime kadar öp beni, güzelim!" Dedi. Töbe töbe. Bu adam neden birden kadar romantikleşti? Çok yaklaştı. Ama benim onu öpmem gerekiyordu. Sadece dudaklarımı dudaklarına bastırmam gerekiyordu. Neden yapamıyordum kii? En sonunda dayanamadim ve dudaklarımı onunkilerin üstüne bastırdım. Sadece bastırdım. Hic bir hareketlilik yoktu. Belli ki gerçekten öpmemi bekliyordu. Dudaklarımı araladım ve öpmeye başladım. Sonunda o da karşılık verdi. Yine sertçe karşilik veriyordu. Off bu kadar çekici öpmek zorunda değildi!

TEKRAR SEVEBİLİR MİSİN? (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin