Bölüm 10: Yalnızlık ve Hun

463 49 4
                                    

NOT: Bir önceki bölümü okumamış olabilirsiniz. Lütfen kontrol edin. Bugün 2 bölüm attım.

SEHUN

(Jongin'in aile yemeğinin ertesi günü)

Günlerdir görmemiştim onu. Uzaktayken özlemek daha kolaydı galiba. Şu an aynı şehirde olduğumuzu ve arabaya atlasam 10 dakikada yanında olacağımı bile bile onu beklemek çok daha zordu. 1 haftada ona o kadar alışmıştım ki... Eğer dediği gibi yarın Amerika’ya dönerse ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu.

Tanışmamız, yeniden karşılaşmamız belki de hataydı. Hayatım onun vereceği bir karara bağlı gibiydi. Ne düşündüğüne dair hiçbir fikrim yoktu. Benim yanımdayken hep beni özel hissettirmişti. Düşünüyorum da gerçekten herkese karşı bu kadar kibar mıydı? Hareketlerini ben mi yanlış anlamıştım? Zihnim hep belkilerle doluydu. Karşısına çıkıp hislerimi söyleyip ona yalvarmak istiyordum. Ne olur beni böyle kendi başıma bırakma diye. Ne zaman bu kadar bağlandım anlamıyorum.

Jongin bu dünyada böylesine bağlılığı ve aşkı hak edecek tek insan gözümde. Neyine âşık olduğum hakkında verecek cevabım yok. O kadar çok şey var ki tek bir cevap verebileceğimden emin değilim. Söz konusu o olduğunda düşüncelerim de duruyor, aptallaşıyorum.

Bugün de aklımda düşüncelerle şirkete gelmiştim. Kendimi stres altında hissediyordum. Çalışırken biraz olsun kafam dolu olduğu için unuturum diye düşünüyordum. Ama yanılmışım. Her şeyi birbirine karıştırıp neredeyse önemli bir iş anlaşmasını batırıyordum. Neyse ki Chanyeol hyung benim yerime toparlamıştı.

Toplantıdan çıkıp odaya Chanyeol hyung ve Baekhyung hyung ile geldiğimizde, bakışlarını üzerimde bulmuştum.  Jongin yüzünden böyle olduğumu bildiklerini biliyordum.

Masama geçip dosyalara göz gezdirirken kafamı kaldırmadan anlatmaya başladım.

“Jongin yarın Amerika’ya dönüyor. Ve biz birkaç  gündür hiç konuşmadık. Ne olacak ne yapmayı düşünüyor bilmiyorum. Tek bildiğim eğer giderse benim de onunla birlikte biteceğim. Evet işte bugünkü saçmalıklarımın özeti bu.”dedim başımı kaldırıp onlara dönerek.

“Sehun biliyorum zor ama sen bir şirket yönetiyorsun, özel hayatında olan en küçük şey seni bu kadar sarsmamalı.” Chanyeol hyungun sözleriyle bütün sinirin üzerimde toplandığını hissettim.

“Özel hayatımda olan en küçük şey demek! Hayatımda ilk kez kendim için bir şey istedim. Mutluluğumun peşinde koşmak istedim. Haklısın bu küçük bir ayrıntı. Ben sadece bu şirketi yönetmek için varım! Ama olmuyor işte, sadece onunla olma umudu bile beni böyle sarhoş ediyor. Düşündüğünüz kadar güçlü biri değilim. “ dedim.

“ Saçmalama Sehun demek istediğimin bu olmadığını biliyorsun. Jongin konusunda her zaman seni destekledim. Ama kendini bu kadar yıpratman beni üzüyor artık. Hem koltuğunda gözü olan bir çok kişi varken en küçük hatanda neler olabileceğini biliyorsun. Sadece bu kadar üzüldüğünü görmek istemiyorum artık. Sana tavsiyem korkak olma artık bu saatten sonra hislerini ona itiraf etme vakti geldi. Bu işin geri dönüşü yok. Daewoo grubun başına geçerken gösterdiğin cesareti aşkın içinde göster.”dedi Chanyeol hyung. Aslında haklıydı da.

“Hyung özür dilerim ne demek istediğini anlıyorum. Yanımda olduğunuz için teşekkürler ama biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var.” Birkaç destekleyici konuşmadan sonra yanımdan ayrılmışlardı.

Ne yapmam gerektiğini gerçekten bilmiyordum. Direkt onu aramalı mıydım? Aklıma Ceyn ve Şuşu'yu aramak da geçti ama ne tepki vereceklerini bilmiyodrum. Bana karşı sıcak davranmışlardı ama ne diyecektim ki arayınca?

Been Through | SEKAI ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin