04

262 32 23
                                    

"ne düşünüyorsun tennie?" chittaphon düşüncelerini yarıda kesen ses ile bakışlarını karşısındaki bedene çevirdi. yaklaşık iki gündür çok fazla dalgındı. kahverengi saçlı çocuğu düşünüyordu ve o gülümsemesini hatırlayıp duruyordu.

gece yatarken, sabah kalktığında ve hatta derste bile o güzel gülümsemeyi silemiyordu aklından. ve onu sevdiğini kabul etmeye başlamıştı sanırım.

"hiç"

"hiç mi? iki gündür sürekli bir yerlere bakarken dalıp gidiyorsun. derslere dikkatini veremiyorsun. bir sorun mu var?" chittaphon parıldayan gözlerle kendisine bakan bedene baktı ve nefesini dışarı verdi. ona anlatmalı mıydı yoksa önce kendisi mi çözmeliydi bilmiyordu.

"iyi bir dinleyici olduğumu söylerler ten. eğer beynini yoran bir şey varsa anlat. belki bu seni rahatlatır" genç oğlan derin bir nefes aldı ve gözlüklerini düzeltti. geldikleri kafeye göz gezdirdi ve karşısındakine baktı.

"bir insanın gülüşü, seni ne kadar etkiler?" dahyun duyduğu cümle ile konunun ne kadar önemli ve derin olduğunu anlamıştı. fakat bunu kendisinin çözmesi gerekirdi. "bu güzellik gibi göreceli bir durum ten"

chittaphon dudaklarını birbirine bastırdı ve bardağına baktı. bu iki günde kütüphaneye çıkıp kahverengi saçlının yüzünü izliyordu. kafası çok karışıktı ve artık düşünmekten yorulmuştu. bir şeyleri fazlaca düşünürdü. mesela bir kalemi alıp başka bir yere koyduğunuzda bunun için saatlerce düşünürdü 'neden öyle yaptı?' diye.

hatırladığı gülümseme ile istemsizce dudakları yukarı doğru kıvrıldı. yüzüne o güzel gülümsemesi eklenirken kalbi de hızlanmaya başlamıştı. titrek nefesini dışarı verdiğinde kalbinin bu kadar hızlanmasının tek bir nedeni olduğunu biliyordu. o, buraya geliyordu

yavaşça arkasına baktığına içeri giren beden ile artık 'ağzı kulaklarına varana kadar' gülümsüyordu. çaprazındaki masaya oturduğunda bakışları anında dahyun'u bulmuştu. genç kız chittaphon'un bu hallerine kıkırdamış ve içeceğinden bir yudum almıştı.

chittaphon nefesinin kesildiğini hissetti. artık emindi. ona karşı bir şeyler hissediyordu. bu sıradan bir hoşlantı değildi ve bunun da farkındaydı. ruh eşini bulmuştu fakat ona yaklaşamayacak kadar çekingendi. ya da korkak.

"yine ne düşünüyorsun?"

"sence aşk ne?"

"heves" chittaphon aldığı cevap ile şaşırdığında dahyun dudaklarını birbirine bastırdı. "aşk bir heves benim için. gelip geçici ve sıradan"

"peki sevgi?"

"sonsuz ve fedakar" chittaphon duyduğu cümle ile tekrar kahverengi saçlıya baktı.

"ona karşı ne hissediyorsun?" chittaphon duyduğu cümle ile dahyun'a döndüğünde başından aşağıya tam anlamı ile kaynar suların döküldüğü hissetmişti. kimliğini belli etmemek için çabalarken kendisini ele vermiş gibi hissediyordu.

"huh, şey bu kadar ani sormam ne kadar doğru bilemedim sadece ona bakışların çok farklıydı. ah belki gay bile değilsin ne saçmalıyorum ben" dahyun daha fazla rezil olmamak için susmayı seçtiğinde chittaphon kıkırdadı.

"neden güldün?"

"kız kardeşime benziyorsun dahyun" genç kız konuşacağı sırada vazgeçmiş ve gülümsemişti. "bana anlatmak istediğin bir şeyler var mı?" chittaphon karşısındaki kıza baktı ve nefesini dışarı verdi.

"aslında var. dahyun benimle arkadaş olmak istiyorsan eğer benim hakkımdaki gerçekleri de bilmeliymişsin gibi hissediyorum"

dahyun merakla arkadaşına bakarken heyecanlanmıştı. chittaphon umutsuzca bardağına baktı ve konuşmaya başladı. "ben, kızlardan hoşlanmıyorum"

"ne?" dahyun yüksek çıkan sesi ile hemen eliyle ağzını kapatmıştı. mutluluktan çığlık atmamak için zor tutuyordu kendisini. ilk kez erkek bir arkadaş edinmişti ve eşcinseldi.

chittaphon ağır söylemler için kendisini hazırlamıştı fakat karşısında kendisine gülümseyerek bakan arkadaşını görmesi ile şaşırdı. "ten inan bana senin her zaman destekçin olacağım. şu an neden bu kadar mutluyum hiç bilmiyorum ama sadece tuhaf bir duygu. yani ilk kez çevremde erkeklerden hoşlanan bir arkadaşım oldu"

chittaphon eşsiz kahkahasını sunduğunda dahyun ellerini tuttu. "ten sakın sevdiğini söylemekten korkma"

halbuki sözlerin işi değil, benliğin işiydi sevmek...










-

çok boş beleş bölümler farkındayım. okurken sıkıldığınızı da biliyorum ama elimden geldiğince sıkıcı yapmamaya çalışıyorum.

singularity -taetenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin