tam bir hafta geçmişti. chittaphon'un kore'ye gelip üniversiteye başlamasının üstünden, tam bir hafta geçmişti. bu bir haftada kahverengi saçlı çocuğu düşünmüş ama aynı zamanda dersleri ile de ilgilenmişti.
yine her zaman yaptığı gibi kütüphaneye gidiyordu. her adımda o kadar çok hyecanlanıyordu ki sanki kahverengi saçlı çocuğa gidiyormuş gibiydi.
derin bir nefes aldıp sakince geri verdi. kütüphanenin kapısını açtığında karşısında gördüğü beden ile donup kalmıştı. kahverengi saçlı genç chittaphon'a bakıp gülümsedi. chittaphon o an için zamanın durmasını istedi. ona saatlerce bakmak istedi.
onu gördüğünde sanki balon görmüş çocuk gibi oluyordu. saf bir istek ve mutluluk bürüyordu bedenini. kafasını iki yana salladı ve her zamanki yerine oturdu. az önce ona gülümsemişti.
öyle bir gülüşün vardı ki, gülüşünü hatırladığımda gülümsemeden edemezdim...
istemsizce gülümsedi genç ardından kitabını çıkardı ve kaldığı sayfayı açtı. fakat okuyacağını pek sanmıyordu. aklı sürekli olarak kahverengi saçlı çocukta ve gülüşündeydi. sürekli gülümsemesini seviyordu fakat diğer yandan da istemiyordu. o güzel gülüşü bir tek kendisinin görmesini istiyordu.
gülüşü, kır çiçekleri gibiydi. o kadar güzel ve zarifti ki, ezbere bildiğiniz gülüşü unutup tekrar ezberlemek istiyordunuz...
chittaphon derin bir nefes verdi ve kitabına odaklanmaya çalıştı. sayfaları teker teker incelerken mor bir kağıt parçası buldu. hafifçe kaşları çatıldığında kağıdı eline aldı. içindeki merakı bastırmaya çalıştı ve etrafına bakındı.
kağıdı açıp içindeki ingilizce bir şekilde yazılmış olan yazıya baktı. heyecandan o kadar hızlı okumuştu ki anlayamamıştı. sakinleşmeye karar verip derin bir nefes aldı. bu şıpsevdi hallerinden çıkmalıydı.
kağıda bir kez daha baktı ve dikkatlice okudu. "eskiden bir inanışa göre benleriniz, önceki hayatınızda en çok öpüldüğünüz yerleri gösterir"
bakışları hızla kahverengi saçlının masasına gittiğinde gördüğü beden ile heyecanlanmıştı. bir haftadır bakmaktan ezberlediği yüzüne baktı. ardından yüzünde kusurdan ziyade bir süs gibi duran benlerine baktı.
dudağının kenarındaki bene baktığında aklından tek bir şey geçiyordu.'kimsenin öpmediği o beni öpmek' daha önce hiç kimsenin öpmediği o benleri öpmek istiyordu.
kahverengi saçlının gözleri kendi gözleri ile buluştuğunda kalbi yerinden fırlayacak gibi atmaya başladı. yine aynı şeyler oluyordu. başı dönüyordu. kahverengi saçlı çocuk chittaphon'u sarhoş ediyordu.
bakışlarını kaçırıp kitabını açtı ve hızlanan nefes alış verişini umursamamaya çalışarak kaldığı yerden okumaya başladı.
'yüreklenen temkinli sevgi,
gerçek aşk alçakgönüllü davrandı sansın'okuduğu cümleyi tekrar tekrar okudu chittaphon. içinde yatan derin anlamı bulmaya çalışıyordu. aşk ve sevgi aynı şey değil miydi zaten? aynı olsa shakespeare neden böyle desin?
cümleye bakarak düşünmeye başladığında gözlüğünü düzeltmişti. bir insan ne kadar dikkatli davransa bile sevgi, insanın bütün düzenini alt üst eder ve hiç beklemediğin anda hiç bilmediğin bir insana tutulursun. işte bu kimine göre gerçek aşk, kimine göre sevgiydi....
kitabını okumaya devam ederken karşısına oturan bedene alttan bir bakış atmış ve tekrar kitaba dönmüştü. "demek romeo ve juliet?"
"sever misin?"
"filmini izlemek daha hoş" dahyun kıkırdadığında chittaphon bakışlarını genç kıza çevirdi. "yarın bize gelir misin?"
"neden ki?"
"sunum için rahatça çalışırız"
"peki" chittaphon onaylayıp kitabına döneceği sırada kahverengi saçlı çocuğun yanına oturan bedene baktı. pembe saçlı genç sıkıca sarılmış ve neredeyse ağzının içine girmişti. tuhaf olan şey kahverengi saçlı çocuğun rahatsız olmamasıydı.
kıskanmaya başlamıştı. onunla bu kadar samimi olması ve dokunması hoşuna gitmemişti. ayrıca sinirlendiğini hissediyordu.
ayağa kalkıp kitabını çantasına koydu ve hızla kütüpheneden çıktı. yurda gidip bunu hazmetmek istiyordu. fakat aklına gelen şey ile durdu ve arkasına döndü. onun için bir yabancıydı chittaphon. bu gerçek kalbinin daha da acıması için yetmişti bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
singularity -taeten
Fanfictiongenç oğlan elindeki notu dikkatle okudu, 'eskiden bir inanışa göre benleriniz, önceki hayatınızda en çok öpüldüğünüz yerleri gösterir' •Lee Taeyong x Ten Lee |10.05.20 |20.05.20 ©chxsewonu