"tenten beni bırakmayın!" küçük kız chittaphon'un boynuna sarılmış ağlamaya devam ederken genç olan küçük kızın gözyaşlarını sildi. dolan gözleri ardından küçücük olan gözlere baktı. "ağlama hikaru. tekrar geleceğiz"
"ben sizinle gelmek istiyorum" küçük kız ağlamaya devam ederken chittaphon'un bakışları öğretmeni ardından da taeyong'u bulmuştu. çaresizce baktı sevdiği adama.
küçük kız hıçkırarak ağlamaya devam ederken chittaphon kucağına aldı ve küçük hareketlerle dans etmeye başladı. "eğer ağlarsan bir daha yanına gelmeyiz" küçük kız chittaphon'a baktı ve gözyaşlarını sildi küçük elleriyle.
"eğer ağlamazsam gelir misiniz?"
"evet. öğretmenine soracağım miniğim eğer ağladığını öğrenirsem gelmeyiz. anlaştık mı?"
"anlaştık" hikaru küçük ellerini chittaphon'un yanaklarına koyup dudaklarını öptü. "peki evcilik oynayacağınız zaman beni alacak mısınız?" küçük kız bakışlarını taeyong'a çevirdiğinde chittaphon o eşsiz gülümsemesinden sundu. "alacağız fakat şimdi gitmemiz gerek. sakın ağlama"
küçük kızı yere bıraktı ve kolyesini işaret etti. "o kolyeye iyi geceler de bu gecelik"
"sizi seviyorum" küçük kız el sallayıp öğretmeni ile giderken chittaphon sevdiği adama döndü. kollarını boynuna sardı ve eşsiz kokusunu ciğerlerine doldurdu.
bütün bu olanlar çok tuhaf hissettiriyordu. buraya sadece farklılık için gelmişti bir adamı sevmek aklının ucundan dahi geçmezken şimdi kendileri için ağlayan bir kız çocuğu için üzülüyordu. hayat cidden çok garip değil mi?
sessiz bir yolculuğa merhaba demişti ikili. chittaphon camdan dışarıyı izlerken aklına gelen şeyle yanındaki sevgilisine döndü. "onu evlat edinmek için ne yapmamız gerek taeyongie?"
"henüz erken değil mi?"
"hayır taeyongie. onun bir aileye ihtiyacı var. bizim için ne kadar çok ağladı kendin gördün. ona söz verdim, orada bırakamam"
"bir hafta daha sabret sevgilim. onunla rahatça ilgilenebilmemiz için bir hafta daha direnmemiz gerek" taeyong sevgilisinin yanağını okşarken genç oğlan gülümsemişti. onun bu huyunu çok seviyordu.
arabadan inip açık camdan sevgilisine baktı. "dikkat et sevgilim"
"merak etme beni. iyice dinlen ve bir hafta sonrası için odaklan olur mu? her şey çok güzel olacak"
"seni seviyorum"
"ben de sevgilim" chittaphon gülümseyip apatman kapısına yöneldi ve kendisine bakan sevgilisine bakıp el salladı. merdiveni çıkıp zile bastığında kapı gürültüyle açıldı. kız kardeşi sırıtarak kendisine bakarken içeri geçti.
"anlat hadi ne oldu?"
"bir şey olmadı"
"yalan söyleme. kulakların kızarmış. ne yaptı? öptü mü?!"
"bağırmayı kes artık sadece küçük bir kız için uğraşıyoruz o kadar"
"yalan söyleyemiyorsun"
"yalan söylemiyorum. hikaru yakında kızımız olacak" genç kız abisinin dediğini anlamaya çalışırken peşinden gidiyordu. "kızımız derken? ben kendime zor bakıyorum bir de bebek mi getiriyorsun?"
"senin için getirdiğimi kim söyledi?" genç kız anlamamış bakışlarını abisine sunarken chittaphon göz devirdi. "taeyong ve benim kızım"
"ne?! resmen evlat ediniyorsunuz! bir dakika, evlat ediniyorsanız eğer evlemek zorundasınız bu da demek oluyor ki sevgilisiniz!"
"evin zeka küpüsü" chittaphon tekrar göz devirdi ve mutfaktan çıkıp salona geçti. koltuklardan birine oturduğunda çoktan dahyun'u aramış olan kardeşine baktı.
"açmıyor. her neyse konu bu değil. anlat şunu düzgünce"
"evlat edinmek istiyoruz bunun neresini anlamadın?"
"iyi de bunun için evli olmanız gerekmez mi?"
"hayır. belirli bir maaşım ve bakabilecek potansiyele sahip olmam gerekiyor. ikiside bende yok ve nasıl yapacağız hiç bilmiyorum"
chittaphon nefesini dışarı verdi ve üstündeki kot ceketini çıkardı. iç cebinden düşen kağıt parçası ile kaşları çatıldığında yerdeki kağıdı aldı ve açtı.
çöp adamlarla resim çizilmişti. sırasıyla taeyong, chittaphon ve hikaru vardı. senin yüzünden taeyong ile sevgili olduğuma bile sevinemiyorum diye tatlı şekilde isyan etti.
-
çok mu ani olmuş sanki
ŞİMDİ OKUDUĞUN
singularity -taeten
Fanfictiongenç oğlan elindeki notu dikkatle okudu, 'eskiden bir inanışa göre benleriniz, önceki hayatınızda en çok öpüldüğünüz yerleri gösterir' •Lee Taeyong x Ten Lee |10.05.20 |20.05.20 ©chxsewonu