15

208 34 21
                                    

chittaphon camın kenarında taeyong geliyor mu diye beklerken elini boynuna attı. kolyesinin olmadığını fark edince gülümsedi ve kardeşine döndü. "sende gelmek ister misin?"

"üzgünüm abi dahyun'a söz verdim. başka zaman gelsem olur mu?"

"olur" tekrar cama döndüğünde gördüğü araba ile gülümsemiş ve hızla kapıya yönelmişti. "çıktım ben" ayakkabılarını giyip evden çıktı ve hızla indi merdivenleri. heyecanlanmıştı yine ve yine.

apartmandan çıkıp arabaya yöneldi ve bindi. kapıyı kapatıp taeyong'a gülümsedi. "nasılsın?"

"heyecanlı" taeyong kıkırdadığında chittaphon içindeki çocuksu heyecanı bastırmaya çalışıyordu. taeyong arabayı çalıştırdığında chittaphon yola odaklanmıştı. "bir yerde okumuştum, benlerimiz bizim önceki hayatımızda en çok öpüldüğümüz yerleri gösterirmiş"

chittaphon'un bakışları taeyong'a döndüğünde istemsizce dudağının kenarındaki bene baktı. "sence de öyle mi?"

"kim bilir"

"gizemli takılıyoruz"

"açıkçası buna inanıyorum. sevdiğim insanın daha önce kimsenin öpmediği benlerini de öpmek isterim"

"sevdiğin kişiyi cidden merak ettim"

"kusurları bile kusursuz" taeyong dudaklarını birbirine bastırıp arabayı park ettiğinde chittaphon hızla indi arabadan. "beklesene"

"hikaru bizi bekliyor taeyongie" yurda girip hızla sınıfa yöneldi. taeyong peşinden gidip yetişmeye çalışırken chittaphon camdan içeriye baktı. yine köşede oturmuş yine ayıcığına sarılmıştı.

sınıfa girdiğinde bütün çocuklar önce chittaphon'a ardından da taeyong'a sarıldı. hikaru kendisine gülümseyerek bakan chittaphon'un yanına koşup kucağına atladı. genç oğlan küçük kızı kolları arasına aldı ve ayaklanıp etrafında döndü. "bugün çok mutlusun tenten. yoksa taeyong oppaya aşık olduğunu mu söyledin?!"

küçük kız mutkulukla bağırdığında chittaphon'un bakışları taeyong'u bulmuştu. ikili bakışmaya devam ederken hikaru kollarını chittaphon'un boynuna sardı. "eğer evcilik oynayacaksanız beni de alır mısınız yanınıza? akıllı bir kız olurum hiç ağlamam"

"bunun için henüz erken tatlım" küçük kız geri çekilip chittaphon'a baktı. dudaklarını büzdü ve peltekçe konuştu. "ama o seni seviyor. yoksa sen onu sevmiyor musun?"

"seviyorum ama-" küçük kız genç oğlandan kurtulup sınıfta turlamaya başladığında gülerek bağırıyordu. "tenten tae'yi seviyor! tenten tae'yi seviyor!"

diğer çocuklar-yaş olarak hikaru'dan büyük olan çocuklar-ikiliye bakarken chittaphon bakışlarını kaçırıyordu. "taeyong oppa tenten seni sevdiğini söyledi bana" hikaru taeyong'un pantolonunu çekiştirken dişlerini göstererek gülümsüyordu.

"bende onu seviyorum tatlım. çünkü arkadaşlar birbirlerini sever"

"ama o sana aşık oppa. hem sen anlatıyordun onu bize! onu çok sevdiğini söylemiştin!" chittaphon küçük kızın yanına gitti ve küçük ellerini tutup öptü. "tatlım bize biraz zaman verir misin? taeyong ile konuşalım"

"tamam" chittaphon küçük kızın tombik yanaklarını öpüp sınıftan çıktı. taeyong ile beraber yurdun arkasına geçtiklerinde ikisi de bakışlarını kaçırıyordu.

chittaphon kalbine bir şeyler battığını hissettiğinde derin bir nefes aldı ve taeyong'a bakmadan konuştu. "taeyong ben nereden başlayacağımı gerçekten bilmiyorum fakat o haklı. ben seni seviyorum. hemde gördüğüm ilk andan beridir. söylediklerimi ciddiye alacak mısın bilmiyorum fakat sana olan sevgim yanında kelimeler kifayesiz kalıyor. bu söylediklerimden sonra lütfen benden uzaklaşma çünkü kalbim kaldırmaz bunu"

fazla cesursun, fazla cesursun! aptal!

chittaphon konuşmasını bitirdiğinde duyduğu hıçkırık sesi ile kafasını kaldırdı. taeyong ağlıyordu. içinden kendisine küfür ederken bedenine sarılan kollar ile kendisi de gözyaşlarını serbest bıraktı.

"bu kadar çok sevilmenin karşısında kim olsa ağlar chittaphon. sen, sen çok güzel seviyorsun. senin sevgini hak edecek ne yaptım inan hiç bilmiyorum ama bende en az senin beni sevdiğin gibi seviyorum"

chittaphon huzura erdiğini hissederken taeyong'dan ayrıldı. bu kadar ani olmasını beklemiyordu. belli ki taeyong'da bir şeyler hissediyordu.

uzun olan genç chittaphon'un alnını kapatan saçlarını kenara çekti ve alnına manidar bir öpücük bıraktı. chittaphon gülümsemesine engel olmazken içinden tekrarladı.

'ben senin en çok bana yansımanı sevdim'




-
ficin bazı bölümlerini sevmesem bile en sevdiğim ficim oldu şu an

şu an çümkü ben malım

singularity -taetenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin