08

211 31 14
                                    

masada sessizlik hüküm sürmeye başladığında dahyun boğazını temizledi ve chittaphon'a baktı. "tanışmayacak mısınız?" dahyun'un sorusu üzerine chittaphon bakışlarını kahverengi saçlıya çevirdi.

"taeyong"

"ten" kahverengi saçlı çocuk şaşkınlıkla chittaphon'a bakmaya başladığında dahyun kıkırdadı. "gerçek adı biraz uzun"

"yine de gerçek adıyla seslenmeyi tercih ederim"

"chittaphon" taeyong duyduğu isim ile memnun olmuşçasına gülümsedi ve içeceklerini getiren garsona teşekkür etti. chittaphon dikkatle taeyong'u izlemeye devam ederken bir anda nasıl oldu da bu kadar sakinleşti anlamaya çalışıyordu. az önce resmen heyecandan bayılacaktı.

"dahyun senden biraz bahsetmişti. sanırım tek bir derste kötüsün"

"evet" ikilinin bakışları sandalyesinden kalkan dahyun'a döndüğünde genç kız gülümsedi. "şey, sırrım ortaya çıkmadan gitmeliyim. görüşürüz"

hızla kafeden çıktığında chittaphon anlamaz bakışlarını sunmuştu. ardından kıkırdayan taeyong'a döndü. "ne sırrı?"

"sanırım sana kardeş olduğumuzu söylememiş" chittaphon şaşkınlıkla taeyong'a bakmya başladığında bunu nasıl anlamadığı için kendisine kızıyordu. bunu es geçti ve taeyong'un kendisi ile güzel iletişim kurmasına hayret etti. dahyun kimseyle konuşmaz dememiş miydi?

"aslına bakarsan seninle tanışmayı istiyordum. sürekli kütüphanede kitap okuyorsun. bu çok sık görülen bir şey değil genelde"

"kitaplarla olmayı seviyorum. beni sıkıcı dünyadan uzaklaştırıyorlar"

"hangi türleri okumayı seviyorsun?"

"genelde klasikler. sen?"

"ben de. ayrıca dansa ve müziğe de fazlasıyla düşkünüm. bir çeşit bağımlıyım" chittaphon kıkırdadı. "biliyorum"

"sen sever misin?"

"aslında henüz acemi bir dansçıyım" taeyong mest olmuşçasına chittaphon'a baktığında küçük olan kafasını eğdi. biraz utanmıştı.

"demek ortak yönlerimiz fazla. iyi anlaşacak gibiyiz" chittaphon kafasını kaldırdı ve taeyong'a baktı. istemsizce o küçücük belli bile olmayan bene baktı. onu, daha önce kimsenin öpmediğine yemin dahi edeceği beni, öpmek istiyordu.

derince yutkundu ve bu arzusunun gerçekleşmeyeceğine inanıp bakışlarını bardağına çevirdi. "eğer sana da uygunsa yarın başlayalım mı?"

"olur" chittaphon'un dediği şey üzerine kahverengi saçlı olan ayaklandı ve kendisine merakla bakan gence baktı. "burada böyle oturarak vakit harcamayı tercih etmiyorum" chittaphon anlamaya çalışırken kaşları havalanmıştı. onunla oturmak mı boş vakitti?

"oturmaya devam edecek misin yoksa gideyim mi?" taeyong gülümsemesini oturan gence sunduğunda hızla ayaklandı chittaphon. ikili kafeden çıkıp yürümeye başladığında chittaphon kendisinden uzun olan gence baktı.

"nereye gidiyoruz?" chittaphon yanıtsız kalan sorusu karşısında gözlerini devirmişti. taeyong'un peşinden gitmeye devam ederken bisikletlerin olduğu yere gelmişlerdi. chittaphon kaşlarını kaldırıp kahverengi saçlı çocuğa baktığında taeyong gülümsemişti.

"bisiklet sürebiliyorsun değil mi?" chittaphon uğruna şiirler yazılası yüze baktı ve kafasını olumlu anlamda salladı. taeyong seçtiği bir bisikleti chittaphon'a verdiğinde kendisi de bir bisikleti almıştı. kiralama işini hallettikten sonra chittaphon'a döndü. "hazır mısın?"

"sanırım" değildi. onunla ilk tanışmasında bu kadar samimi olacağı aklına dahi gelmemişti. hatta tanışacaklarını da düşünmüyordu ama şimdi, şimdi resmen onunla beraber bisiklet sürüyordu.

nehrin kenarında bisikletlerini sürmeye devam ederken chittaphon hızla pedal çevirdi ve taeyong'un önüne geçti. ikisi de en güzel gülüşlerinden bahşederken chittaphon kollarını iki yana açtı ve yaz rüzgarının bedenine işlemesine izin verdi.

"dikkat et chittaphon" genç oğlan ismini duması ile tekrar düzeldi. onun için endişelenmiş miydi yani?

taeyong frenlere basıp durdu ve siyah saçlının yanına gelmesini bekledi. chittaphon meraklı gözlerle taeyong'a bakarken kahverengi saçlı olan nehire döndü ve gözlerini kıstı. "bir sorun mu var?"

chittaphon'un endişeli çıkan sesi ile taeyong ona döndü ve kahvenin en koyu tonunu alan gözleri ile karşısındakinin gözlerine baktı.

chittaphon'un kalbi çıkacak gibi atmaya başladığında midesinde kasılmalar hissetmeye başladı. karşısındakinin gülümsemesini görmesi ile istemsizce gülümsedi. "nehiri izlemek ister misin?"

singularity -taetenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin