Bölüm #5

1K 47 12
                                    

Odadan çıkıp kendi odama geldim. Onur uyuyakalmış. Yatağın ucunda kafası bükülmüştü. İttirip yatağa uzanmasını sağladım. Üzerini de battaniyeyle örttüm.

"Ayşegül" mırıltı çıkarır gibi söylemişti.

"Efendim Onur"

"Azıcık sarılıym kız özlemişim" ben de özlemiştm aslında. Yanına yaklaşıp,yatağın ucuna oturdum. O da yatakta doğrulup, bana sarıldı. Kokumu içine çekmişti. Ağlamamalıyım. Birden omzumda ıslaklık hissettim.

"Onur a-ağlama noldu?"

"Özür dilerim. Ben tutamadım kendimi."

"Tamam,özür dilenecek bişey yok." Eğilip yanağımı öptü.

"Sen uyu biraz,hem yorgunsun."

"Tamam,sen yarın okula gidecek misin?"

"Hı,evet. İki gün sonra parti var. Sen de gel sap gibi gitmeyeyim." Deyip kıkırdadım.

"Tamam öyle olsun. Çık git uyumam lazım." Sırıtttı ben de odadan çıktım.

Yeo mutfakta oturmuş bişeyler yiyordu.

"Yoon Onur kim?"

"Arkadaşım. Çok yakın bir arkadaşım. Annem ve babam öldükten sonra tek sahip çıkan insan tanesi" deyip gülümsedim.

"O sana aşık mı ya da sen ona?""

"Saçmalama Yeo o benim çok iyi bir arkadaşım."

"Hmm. Öyle olsun bakalım."

"Var mı $uho'dan haberler?"

"Akşam sahile gidicez" deyip aptal aptal gülmeye başladı.

"Aşık olmuşsun sen"

"Off Yoon"

Sonra bi şarkı mırıldanmaya başladım. Türkçe söylediğim için Yeo mal gibi suratıma baktı.

Sen de biraz naz ediyorsun ama
Senin bana gönlün var gibi gibi
Yüzüme karşı git diyorsun ama
Sanki gözlerin kal der gibi gibi...

"Yah, kes şunu ne söylüyorsan sinir bozucu."

"Tam senle $uholuk..."

"Ben akşam ne iyeceğim,yardım etmelisin"

"Tamam odana git geliyorum." Başını sallayıp çıktı. Ben de su içip yanına gittim.

Dolabı açmış önündeki yatağa oturmuştu.

"Geç ordan Yeo"

"Tamam" kalktı ben de dolabın önünde durdum. Siyah bi pantolonu onunla uyumlu duracağını düşündüğüm pembe rengi gibi duran kazağı yatağa fırlattım.

"Ayakkabı ve çantayı sen seç. Takı kullanabilirsin iyi durur."

"Tamam Yeo çok teşekkürler"

"Giyin yanıma gel makyajını yapalım" odadan çıktım. Salona geçip koltuğa oturdum. Yeo içeri giyinmiş bir şekilde girdi. Siyah deri çanta ile elinde babet vardı. Kulağında çok tatlı küpeler vardı.

"Yeo vazcaydım makyaj yapma. Saat de geç oldu. Geç kalırsın git hadi."

"Tamam bağırma yah"

"Hadi bebeğim hadi" deyip güldüm. Kapıya sürükledim. Ayakkabısını giyip çıktı. Gelsin ayrıntıları alacağı  hemen.

Tv'nin karşısında iki saattir oturuyordum ve açım diye bağıran mideme artık kulak vermeliydim. Onur'a bakmaya gittim. Hala uyuyordu dürtüklemeye başladım.

"Uyan lan başçavuşun eşeği mi osuruyor?" Deyip güldüm.

"Uff kalktım."

"İyi gel yemek yiyelim."

"İğrenç bişey yedirmesen bari ya!"

"Yok lan ramen yiycez onun tadı güzel"

"Tamam" ayağa kalktı. Banyoya gidip yüzünü yıkadı salonda yemeye karar vermiştik. Tv açıp yanıma oturdu.

"Ya bunlar hep Korece"

"Sana çeviri mi yapıym Onur?"

"Olur"

"Hı işim gücüm yok çeviri yapıym" güldü.Yine.

Ramenleri yiyip,dışarı çıktık. Hala bizim evin sokağındaydık. Ve yine tesadüfe bakın ki önümüze Sehun çıktı.

"Lee Yoon sana borcunu nasıl ödeyeceğin konusunda bir şeyler önereceğim."

"Neymiş?"

"Partiye benle gelmek..."

Bölüm bitti. Bölümleri kısa yazıyorum çünkü sık aralıklarla bölüm yayımlıyorum...

KUZENİME BURCU İÇİN BU BÖLÜM
Media Yeo'nun giydikleri...

BİR KÜÇÜK KORE MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin