Bölüm #6

1K 44 8
                                    

Anlamaz gözlerle ona baktım. "Şimdi de saçmalaya başladın Sehun-shi" onunla partiye gitmeyecektim."Benim zaten bir partnerim var" önce şaşırsa da durumu anlamış gibi yanıma yaklaştı.
"Patnerin Türk arkadaşın mı?" Başımı onaylarcasına salladım. Onur bana boş boş bakıyordu.
"Sen bu gâvurla sohbet et ben de konuya Alman kalayım!" Onur kesinlikle sinirlenmişti.
"Onur sana anlatacağım,söz"masum kedi bakışı attım. Sonra Sehun'a bağırmaya başladım
"Çekil önümüzden!"alaycı bir tabırla daha fazla yaklaştı.
"Napmalıyım? Canım çekilmek istemedi birden." Deyip sırıttı. Onur'un kolunu tuttum ve etrafından dolanıp öbür tarafına geçtim.
"Türkiye'de bir atasözü vardır. İte dalaşacağına çalıyı dolaş diye. Seninle uğraşmayacağım Sehun" orda öylece kaldığına kalıbımı basabilirdim.

Eve geldik ve mutfağa aldığımız yiyecekleri bıraktık. Onur salona gitti. Yeo'nun leptapından Türkçe bir film açtı. Ben de yanına oturmuştum.
"Ne bu filmin adı"dedim elimdeki mksırı ağzıma tıkıştırırken.
"Kanalizasyon"dedi sırıtarak.
"Vallaha malsın ha"kafama vurdu.
"Hah bi Yeo bi sen olmaz ki böyle!" Kahkaha atmaya başladı. Karnına geçirdim ve evin içinde koşmaya başladım. O sırada kapı çaldı ve kapıya koştum. Kapıyı açtım Yeo içeri sevinçle girmedi. Bir dakika bu kızın sevinçle çığlık atarak girmesi gerekirdi. Suratının rengi resmen sararmış gibiydi. Direk odasına gitti.
"Sen git filmi izle ben de Yeo'ya bakayım" başını salladı ve koltuğa tekrar kuruldu. Yeo'nun yanına gittim. Yatakta oturuyordu. Ben de yanına oturdum.
"Yeo noldu? İyi misin?"
"..."
"Dilini mi yuttun?"
"Y-yoon şey,Suho gelmedi"şaşkınlıkla ona baktım.
"Ne diyorsun şakanın sırası mı?"
"Şaka yapıyor gibi miyim?"gözünden akan damlaları sildi. "Saatlerdir bekledim ama gelmedi" ne diyeceğimi bilmiyordum. Ayağa kalktım ve odadan çıktım. Onur'un yanına oturdum.
"Nolmuş?"
"Bişey yok. Laptoptan alışveriş yapmam lazım bi versene" laptopu aldı kucağıma koydu. Bildiğim bir Kore alışveriş sitesine girdim. Kıyafetlere bakarken Onur konuşmaya başladı.
"Hıh açık açık giyin millet sana baksın. Kızım seni kafanı duvaa srter kıvılcım çıkarırım!"
"İçinden canavar çıktı mübarek. Hem herkes giyiyor havuz başında olcakmış. Çok güzel olcak" deyip el çırptım.
"Kalk git kız yürü gavurun tohumu"deyip kahkaha attı. İkimiz de gülme krizine girmiştik. Yeo odadan geldi,gözleri kıpkırmızıydı ama o da bize katıldı. Yerde yatarak üçümüz de gülmeye başladık. En sonunda doğrulduk ve birbirimizin suratına bakıp yine güldük. Onur'un kafasına vurdum.
"Kalk lan yeter karnım ağrıdı mal"
"Yeo sen de kalk uyuyalım artık. " Yeo başını sallayıp odasına gitti. Ben de Onur için kanepeyi hazırlayıp odama gittim. Yarın parti vardı neyse ki Yeo düşünmese de elbise işini de ayarlamıştım. İyi bir uyku çekmek için gözlerimi kapadım.

Yatakta doğrulup,gözümü ovuşturdum. Ayağa kalkıp,banyoya ilerledim. Banyonun kapısını zorladım ama açılmadı.
"Onur sen misin?"
"Yoon Türkçe konuştun sanırım"diye içerden gülme sesi geldi.
"Çık hemen Yeo sıkıştım"kapı açıldı hemen kapıyı örtüp,kilitledim. Önce ihtiyacımı giderdim sonra da elimi,yüzümü yıkadım. Banyodan çıktığım an içeri Onur girdi.
"Yol geçen hanı mübarek"
"Huh,anlamadım Yoon"
"Ayşegül ben anladım ses kes"diye tuvaletten ses gldi.
Mutfağa gittim Yeo gevrekleri hazırlıyordu. Pek kahvaltı etmezmiş ve genelde açsa gevrek yermiş,biz de ona uyduk. Onur da geldi ve masaya oturdu.
"Yoon kıyafet bulmalıyız hemen. Partide ne giyeceğiz?"deyip dudak büzdü.
"Gerizekalı arkadaşım,ben internetten uyun kıyafetleri aldım."
"Teşekkürler"deyip gülümsedi. Masaya geçip gevrekleri yedik...

Akşam olmuştu bile. Parti tam gece yarısı başlıyordu. Kapı çaldı ve kapıya koştum.
"Kıyafetlerinizi getirmiştim"
"Oh,teşekkürler" parayı uzattım ve kutuları alıp Yeo'nun yanına koştum. Odsına direk daldım.
"Kıyafetler geldi" sonundaki i harfini iyice uzatmıştım.
"Oh, ver hemen bakmalıyım." Kutuyu açtım üstte duran önü kısa arkası uzun ve mavi-pudra olan benimdi. Altta olansa Yeo'nun.
"Vay vay vay bu,bu elbise cidden hoş çok saol Yoon"deyip boynuma sarıldı.
"Önemli değil gerizekalım" deyip sarıldım.
"Hadi giyin Yeo" deyip odadan çıktım. Kıyafetimi giydim. Saçlarımı dalgalandırdım. Ayakkabımı da giyip çantamı aldım ve salona geçtim. Onur da marketten gelmişti. Bana ağzı "o" şeklinde baktı. Bu sırada Yeo da çıktı. Saçları düzdü. Makyajı herşeyi uyumluydu.
"Lan bi dakka hanginize sahip çıkıyorum?"
"Yeo ile git ben Sehun'la gitmeliyim."
"Tamam. Sorun yok. Çok güzel olmuş Yeo."
"Atıldık hemen"
"Kıskanç"
"Yoon ne konuştunuz?"
"Senin partnerin Onur" Kapı çalındı ve kapıya koştum. Sehun gelmişti.
"Yoon,sen bu kadar güzel miydin?" Dil çıkardım. O sırada elini elime kenetledi. Onur kıyafetini giymişti. Yeo Onur'un koluna girdi ve dışarı çıktık...

ARKADAŞLAR GELECEK BÖLÜM SÜRPRİZ OYUNCUMUZ GELİYOR...
MULTİ SAĞDAKİ YEO SOLDAKİ YOON...^_^

BİR KÜÇÜK KORE MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin