Bölüm #26

597 24 10
                                    

Çekimlerin sonunda herkes odalara gidip normal kıyafetlerini giydiler. Makyajları hoşlarına gittiğinden silme girişiminde bulunmadılar. Kulisten çıktıklarında Youngjae ve Yongguk kapıda bekliyordu.

"Kızlar ben Esra ile gezeceğim bugün. Kızı çok boşladık. Var mı gelen? " Yeo, bugün Esra ile gezmeliydi.

"Ben de gelirim Yeo" Beyza ve Yeo kolkola girdi.

"Hey, bir dakika ben de geleceğim" diyerek Berfin de yanlarına gitti.

"Ayşegül ve ben gezeriz bugün" deyip Burcu, Ayşegül'e döndü. Ayşegül başıyla onayladı. Berfin, Yeo ve Burcu gitmişlerdi. Bu sırada Yongguk ve Jae kızların yanına geldi.

"Beni hatırladın mı? " deyip gülümsedi Youngjae. Burcu "hıhı canım sensin" tarzında başını salladı. "Cafeye gitmeye ne dersin? Telafi amaçlı"

"Hayır" genç kızın verdiği cevap netti.

"Lütfen. Cidden sana karşı mahcubum ve böyle bir izlenim bırakmak istemem. İnan bana" diyerek masum bir şekilde baktı.

"Tamam. Fazla sürmesin. Ayşegül, sen de gelecek misin? " Yongguk Ayşegül'ü kolundan tutup yanına çekti ve elini genç kızın omzuna attı.

"Keyfinize bakın o benimle" genç kız şaşkınca, Yongguk'a baktı. "Hey korkma,sadece dolaşırız. SM şirketinin cafesine ineriz veya." diyerek göz kırptı.

*****

"Türkiye'den gelirken aklında ünlü olmak var mıydı? " Burcu ve Youngjae cafede sohbet ediyordu. Burcu, Jae'nin ne kadar iyi birisi olduğunu resmen anlamıştı.

"Aslında yoktu ama hayatın ne vereceği belli olmuyor. Senden ekmeği alır fakat çikolatalı pasta verir" diyince ikisi de güldü.

"Daha önce sevgilin oldu mu? " Jae'nin bu sorusu üzerine genç kızın gözleri doldu.

"Evet, Türkiye'de olmuştu ve mutluyduk inan bana. Buraya kafamı toparlamak için geleceğimi söyleyecektim. Yanına gittim yani çalıştığı yere. Ama orada yoktu ve tam bir hafta önce işi bırakmış. Evine gittiğimde bir kızla gördüm. Boşversene..."

"Üzgünüm. Ama artık canını sıkma. Dediğin gibi hayat ekmeği alır" eliyle kendini gösterdi ve devam etti. "Çikolatalı pasta verir"

*****

"Seninle konuşmak gerçekten güzel. Türkler'in güzel olduğu zaten ortada" deyip güldü.

"Teşekkür ederim" elindeki kahve fincanından bir yudum aldı.

"Buraya gelmeden önce ailenin tepkisi n'oldu? " genç kız birden bire dondu kaldı.

"Benim... ailem öldü." Yongguk kızın gözünden akan yaşı başparmağıyla sildi.

"Çok...çok üzgünüm. Ben bilmiyordum" genç kız başını iki yana salladı.

"Aslında biliyor musun? Yanında değildim. Belki de olsaydım o lanet kaza olmazdı" Yongguk kıza baktı ve yanına gidip sarıldı.

"Sanırım "ailem" dediğin kişi, çok yakınındı" kıza daha sıkı sarılınca, genç kız da sarıldı. "Bundan sonra arkadaşın ve sırdaşınım. Asla ağlama eğer bunu yapacaksan" hafifçe sırıttı. "Omzum hep sağlamdır küçük bayan" ikisi de güldü.

Fakat o sırada aniden Yoon, Yongguk'tan ayrıldı. Suho, genç kızın kolundan tutup, Yongguk'tan ayırmıştı. Yongguk, ayağa kalktı ve Suho'ya döndü. Suho sinirliydi.

"Ona. Bir. Daha. Sarılma" her kelimenin üzerine basa basa söylüyordu.

Yongguk ona alayla baktı. "Sen onun nesisin? Sana bu hakkı kimse vermez. O benim-"

BİR KÜÇÜK KORE MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin