BİR KÜÇÜK KORE MESELESİ

Bölüm #30

Kızlar tedirgin bir şekilde, menajer Han'ın odasına girdi. Menajer Han'ın yüzü biraz solgundu. Kızlar, bu durumdan pek hoşnut olmayarak, Han'ın gösterdiği koltuklara oturdular.

"Ah... Şey Menajer Han, bir sorun mu var? " menajer sıkıntıyla başını aşağı yukarı salladı. Kızlar, endişeyle menajere baktı.

"Bu hafta sonu şarkınız ülke genelinde ve Çin'de yayımlanacak. Muhtemelen Türkiye'de de yayımlanır. Ünlü olmaya ilk adımı atacaksınız" Berfin'e döndü ve devam etti. "Skandallar artacak çünkü ilk şarkıları çıkan bu kızların, zayıf yanını arayacaklar" Berfin, neden kendisine bakılarak söylendiğini idrak etmeye çalışıyordu. "Siz kızlarla, EX❤ grubunun yakın olduğunu duydum. Buna son verin! "

Kızlar neye uğradığını şaşırmıştı. Önce biraz donup kalsalar da, hızla odadan çıktılar.

"Bu adam neyin peşinde?! İmalı imalı bana bakıp söylüyor bir de! " Berfin, bayağı sinirlenmişti. Koridorda sağa sola tekme atıyordu. Ayşegül ve Beyza, Berfin'in kollarından tutup, pratik odasına gitmeye başladılar.

"Biz gittik. Yurttayız, fazla geç kalmayın" Yeo ve Burcu çıkışa yöneldiler.

Beyza, Berfin ve Ayşegül pratik odalarının birindelerdi. Berfin, başını Ayşegül'ün omzuna koymuş, ağlıyordu. Beyza ise pencerenin yanında sessizce oturup ağlıyordu.

Berfin, elini yavaşça kalbine götürdü. "Çok acıyor. Her saniye ateşten geçiyormuşum gibi. Ben yüzmeyi çok severim ve bana denizinden vazgeç diyor. Ben temiz havaya aşığım ama bana gökyüzünden vazgeç diyor. Onu görmemeli miyim, ya da sesini mi duymamalıyım? "Ayşegül, onun başını omzuna bastırdı.

"Bunu bir kış mevsimi gibi düşün. Denize giremezsin çünkü o soğukla tenini yakar" gözlerini sıktı ve dudaklarından dökülen hıçkırığa engel olamadı. "Eğer gökyüzü için, dışarıya çıkarsan ve temiz havayı içine çekersen hastalanırsın" Berfin, elini kalbinden indirdi.

"Ben hafta sonuna k-kadar Y-yeol ile olacağım" gözlerini sildi ve odadan çıktı.

"Pazar günü eski ben olmayacağım ve kalan beni O'nunla tüketeceğim. " ayağa kalktı ve odadan çıktı.

"Gerçek olmayan aşkım bitecek sanırım"

*****

"Bugün seninle bir şeyler yapmak istiyorum" Beyza, Yeol'un yanına giderek dudaklarını büzdü.

"Aigoo! Böyle yaparsan sana nasıl 'hayır'derim" diyerek sevgilisinin burnunu sıktı. Beyza O'na söylemeyecekti ve sadece geçirecdği kısa sürenin keyfini çıkaracaktı. "Parmak kırmaca oynayalım mı? " diyerek göz kırptı.

"Olur! Sen ne istersen? " Chanyeol ve Beyza yere oturup bağdaş kurdular.

"Yeolbi, beni seviyorsan parmağını kır" oyunun kuralı; beş parmak kadar soru sorulması ve eğer evet deniliyorsa açık parmaklardan birinin içe kıvrılmasıydı. Beyza tek parmağını yavaşça içe kıvırdı. Chanyeol kıkırdadı.

"Sıra bende! Benden hoşlanmaya, ilk gördüğünde başladıysan parmağını kır" Yeol yavaşça parmağını içe doğru kıvırdı.

"Hey Yeolbi! Sorduğun soru bile saçma" diyerek kahkaha attı ve Beyza ona dil çıkardı. "Benden ne olursa olsun ayrılmayacaksan parmağını kır"

Beyza, donup kalmıştı ve sonra başını öne eğdi. Gözünden bir damla yaş gelmişti. Elini yere indirdi. Yeol ayağa kalktı.

"Yapamayacağın bir şey istediğim için özür dilerim. Sanırım her şeyin film gibi oluşu beni umutlandırdı. "deyip dolan gözünü sildi ve odadan çıktı.