Bölüm #7

944 46 7
                                    

Dışarı çıkınca birden vuran soğuk hava yüzümü yaladı.
"Bu soğukta durağa kadar nasıl yürüyeceğiz?"

"Üzerine ceket giysen üşümezdin. Ayrıca sana o kadar açık giy diyen olmadı"diye konuştu Sehun. Gıcık.

"Üstümdeki abiyenin üzerine nasıl ceket giyebilirim Bay Çok Bilmiş?" gözlerini kıstı ve üzerindeki ceketi çıkarıp omzuma koydu.

"Bana şu klişe anı da yaşattın ya" elimi tekrar tuttu.

"Ayşegül taksi durağı nerede?" Yeo hala Onur'un koluna girmişti.

"Caddeye girmeden hemen yanda. Bizi takip edin" başını salladı. Sehun'un ceketine daha sıkı tutundum. Büyüleyici ve güzel kokuyordu.

"Yoon" sesi kısık çıkıyordu. Ona sorar gözlerle baktım. "Neden Türkiye'den geldin? " sessizce yutkundum.

Verecek uygun ama göze batmayan bir cevap aradım içimde bir yerde ama yoktu. Gerçeği söylesem o kadar kurcalamazdı heralde." Türkiye'de kimsem kalmayınca buraya geldim. Hem Yeo ile küçüklükten beri görüşemiyorduk ve burayı da denemek istedim" başını salladı.  Bu arada taksi durağına gelmiştik.

Düşünceli bir şekilde bir taksinin kapısını açtı. Önce ben bindim ardından o da yanıma oturdu. Onur öne geçince Yeo da bizimle arkaya oturdu. Zaten yol boyu birşey konuşmamıştık. Sanki Sehun da biraz solgun gibiydi.

Taksiden indik ve partinin giriş kapısına gelik. Sehun tekrar parmaklarımızı birleştirdi ve içeri geçtik.  Etrafda masalar vardı,yuvarlak ve uzundu. Havuz başındaydı ve müzik de kulağa hoş geliyordu. Yeni sınıfımdan bazı kişiler gelince Sehun'un hanından uzaklaşmak için elini bıraktım. Tam o sırada kolumdan tuttu.

"Nereye?" Bir de hesap vereceğim.

"Arkadaşlarımın yanına" kolumu bırakınca onların yanına yürüdüm. Ben gider gitmez ıslık sesleri duymaya başladım. "Ooo"sesleri de dahildi.

Yeo ve Onur da bu masadaydı. Yeo pek iyi gözükmüyordu. Birden masaya doğru gelen kişiye başımı çevirdim. Bu Yeo'nun eski sevgilisiydi. Yeo'nun yanına gelirken herkes ona bakıyoru. çünkü cidden yakışıklıydı.

"Yeo benimle geliyorsun" kolunu tutmuştu.

"Mecbur değilim bırak kolumu"  artık bütün dikkatler bizim masadaydı.
Min Ho,Yeo'nun kolunu bırakmayınca Onur ona sert bir yumruk geçirdi. Herkes başımıza toplanmıştı. Ben Onur'un yanına gittim ve onunla Min Ho'nun arasına girdim.
Min Ho boşluktan yararlanıp Yeo'yu götürmüştü bile. Herkesi dağıtmıştım. Bu sırada telefonum çaldı.
"Yoon ben iyiyim,benimle biraz konuşacakmış. Endişelenme"deyip kapattı.

O sırada slow bir şarkı çalmaya başlamıştı. Herkes partner bulmuştu. Köşede duran çocuk,ben ve Sehun dışında. Köşede duran çocuk bana gülümseyip göz kırptı. Hadi ama,yakışıklısın da neden kırptın ki?! Sehun orada öylece durmuş bekliyordu. Ne yani ben mi dansa kaldırmalıyım. Çok içtiği belliydi. O sırada köşede duran çocuk yanıma geldi.

"Selam,güzel bayan. Sehun'un kafasına sanırım taş düşmüş. Seni dansa kaldırmıyor. Ama ben şansı değerlendirmeliyim değil mi? Benimle dans eder misin?"
Küçük dilimi yutmuştum.

"Tamam yalnız kalmaktan iyidir" elimi tuttu ve dans alanına ilerledik. Ellerini belime koyunca ben de omuzlarına yerleştirdi. Yüzümüz fazla uzak değildi. Hem de nefesini hissedecğim kadar.

"Benim ismim Kris senin ismin ne?"

"Lee Yoon aslında gerçek ismim değil ben Türküm" başını salladı.

"Türkler böyle güzel mi olur genelde,yoksa bu sana özel bir durum mu?" Gülümsedim.

O sırada bir kol elimi kavrayıp kendine çekti. Evet,Sehun'du. Ben çığlık atınca Onur dans ettiği kızı bırakıp hemen yanımıza geldi.

"Noldu Ayşegül?"

"Dans ediyordum Sehun içine etti" Sehun kolumu daha da kavramıştı.

"Yoon ile konuşmalıyım" ingilizce konuşmuştu. Onur beni çekerek konuştu.

"Olmaz. O oyuncağınız değil" bunları İngilizce söylemişti. Parti çıkışına gittik. Kris yanıma geldi

"Özür dilerim ve ayrıca dansımız yarım kaldı. Telefon numaranı verirsen daha çok görüşme imkanımız olur"

"Tamam,sen numaranı gir ben de senin telefonun numaramı gireyim"  numaraları girip uzaklaştık. Eve gittiğimde Yeo koltukta gevrek yiyordu. Onur odaya geçti,sanırım çok yorgundu.

"Yeo anlat hadi noldu?"

"Biz sahile gittik ve..."

"Ve..."

"Yoon ben hala MinHo'yu seviyorum. Onunla tekrar çıkıyoruz. Benim için ağladı"

"Suho n'olcak?"

"Yoon ben sana yalan söyledim. Suho o gün geldi ve bana ktü şeyler söyledi."

"Ne söyledi?"

"Yoon Suho benden hoşlanmıyor ve sana yakın olmak için beni kullanmak istedi"

"Onun poposunu at sineği ısırsın" Yeo gülmeye başladı.

"Hep gül Yeo boşver o malı" o gece Yeo'yla uyuduk. Cidden tuhaf bir gündü...

ARKADAŞLAR BÖLÜM SONU VE BURCU MİANE OPPANI KULLANDIM. AMA OKUYUCULARIN FİKRİ ÖNEMLİ SAANGHAE ÇİNGULARIM... ^_^

BİR KÜÇÜK KORE MESELESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin