*Sen bu karanlık ömrümün içinde bir sevinç ışığı gibi,kurumaya yüz tutan ekinlere can veren bir nisan yağmuru gibi birden bire geldin..*Sabah uyandığımda o kadar yorgundum ki,sırtım da kocaman bir yük varmış gibi hissediyordum.
Gözlerimi etrafta gezdiriğimde kendi odamda olduğumu farkettim.
Nasıl gelmiştim ben buraya?
Dün neler olmuştu?Gözlerimi kapatıp düşünmeye başladım.
Ağlamaktan bir hal olmuş öylece demirin omzunda ağlıyordum,artık vücudumu taşıyamadığımı anladığım da demire beni kucağına almasını söylemiştim.
Beni kucağına aldıktan sonra nazikçe saçlarımdan öpmüş ve beni arabanın koltuğuna yavaşça oturtmuştu.Içimdeki acı ne olursa olsun dinmiyordu,aile acısı çok zordu.
Demir kemerimi takıp şöför koltuğuna oturduktan sonrası yoktu,hatırlamıyordum muhtemelen uyumuştum.
Gözlerimi açıp derin bir nefes çektim içime,güçlü olmalıydım.
Erenle konuşmalıydım,biliyorum o beni bırakmaz,bırakmayacaktı!Telefonumu elime alıp saate baktığımda saatin 8 olduğunu gördüm.Telefonumu komodinin üzerine bıraktığımda açılan kapıyla kafamı kapıya çevirdim.
Kahve gözleriyle göz göze geldim....
Elinde kahvaltı tepsisiyle içeriye girdiğinde içimden binlerce kez şükür ettim,iyi ki dedim!
"Günaydın sevgilim!"diyip yanıma oturmuş ve saçlarımdan öpmüştü.
Bu öpüş beni benden alıyordu...
"Günaydın.Senin burda ne işin var?"dediğimde kaşlarını çattı.
"Ne demek ne işin var?Sevgilimin yanına geldim,gelmesemiydim?"demişti yalan kızgınlıkla.
Ellerini tutup konuştum.
"Hayır,ben öyle demek istemedim sevgilim.Yani bu saatte burda olmana şaşırdım."dediğimde ellerimi öpüp güldü.
"Sevgilimin uykudan uyandıktan sonra ki halini görmek istedim,ben de o yüzden sabah erken den geldim ve sana kendi ellerimle kahvaltı hazırladım."dediğinde bakışlarımı tepsiye çevirdim.
Omlet,domates salatalık,kahvaltılıklar,taze sıkılmış portakal suyu ve bir adet gül...
Gülü eline alıp önüme getirdiğinde;
"Senin yanında biraz solgun kalıyor ama yapıcak bir şey yok"dediğinde güldüm.
Gözlerimde parıltılar vardı buna emindim,onun da benden bir farkı yoktu!
Yüzünde hiç görmediğim gülümsemesiyle bana bakıyordu..işte bu gülüşüne her şeyimi verirdim.
"Hadi bakalım soğutmadan ye!"dedikten sonra omleti kesip ağzıma doğru uzatmıştı.
Ona itiraz etmeden ağzımı açtım ve omleti yemeye başladım.
"Çok güzel olmuş,ellerine sağlık sevgilim."dediğim de güldü ve parmağının ucuyla burnuma vurmuştu.
"Yaaa!"dedim yalandan kızgınlıkla.
"Hadi kalk bakalım,hazırlan dışarı çıkıyoruz."dediğinde şaşırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Barmenci Kız
Teen Fiction"Benimle uğraşmaktan ne zaman vazgeçiceksin?" "Belkide hiç bir zaman."