25.Bölüm

539 20 0
                                    


Ben çok korkuyorum... Herşeyden, heryerden, herkesten... Korkum gider umuduyla gözlerimi yavaşça kapattım...

Xx

Sonunda Trabzon'a gelmiştik ama ne gelmekte be! Önümüzde Yasemin ablamgilin arabası arkada biz, annemin bana nişan öğütü ve daha neler, neler oldu!..

Arabadan indim ve yüzüme tatlı bir gülümseme takındım. Yasemin ablamgilin yanına geldik. "Yasemin biz bohça yapmadık. Ben Mira'ya hazırlamıştım ama" annemin dediğiyle Meriç'e baktım bana muzip bir şekilde bakıyordu, Meriç'den gözlerimi ayırdım ve Yasemin ablama baktım. "Bende Meriç'e yapmıştım nişandan sonra verelim. Hadi annemi daha fazla bekletmiyelim" çantamı ve abiyemi aldım ve Yasemin, peşinden gittim.

Nur Sultan bizi kapıda karşıladı, önüne gittim ve elini öpmek için elimi uzattım. Nur Sultan'ın elini öptüm ve geri çekildim annemgilde öpünce erkeklerde öptü "hoşgeldiniz, yorgun musunuz?" dedi içeri girerek, Mehmet abim cevap verdi "evet anne" babamın ve annemin valizinin yanına kendi küçük valizimi koydum.

Masaya oturduk ve masadaki yemekleri yemeğe başladık. Nur Teyze'nin sesini duyunca başımı kaldırdım. "Yarın saat 9'da hamama gideceğiz gelinim" utanarak başımı eğdim, Meriç'in kıkırdamasını duyduğumda başımı kaldırdım ve Meriç'e kızgın bakışlar atmaya başladım. "Anane, Allah cezamı vermesin Mehmet dayışımın arabasını gördüm, Meriç'im de geldimi?" diye bağıran kız çocuğu sesini duyunca arka tarafıma döndüm. Küçük 6 yaşında kız çocuğuydu ama asıl mesele 'allah cezamı vermesin' deyişiydi.

Meriç'i görmüş olacakki "Meriç'im" Meriç'in yanına doğru koştu. Meriç kızı kucağına aldığında kıskançlığım devreye girdi. "Naber kız zilli" Meriç kızı kucağından indirdi "ay sen evlenecek misin Meriç'im? Kim O kız?" kız tek kaşını kaldırdı ve Meriç'e baktı. Meriç gözleriyle beni gösterdi. Kız hızlıca bana döndü ve ellerini şaşırmış ifadesiyle yanaklarına koydu "allah cezamı vermesin bu kız gelecekteki ben" kız beni övdümü sövdümü belli değil.

Kız yanıma geldi. "Merhaba ben Şirin, senin adın ne? Meriç abim bana 'evleneceğim kızın adı Kelebek' demişti, adın Kelebek mi?" kızın dediğiyle Meriç'e baktım, annemgilde bakınca yemeğine gömüldü. Kıza döndüm "hayır, sadece Meriç öyle diyor. Adım Mira" dedim kızın ellerini tutarak. Kız başını salladı ve Meriç'in yanına gitti.

Kahvaltımızı sorunsuz bir şekilde yaptık sadece Mehmet abinin kardeşi ve eşi geldi. Onlarla tanıştık, çok iyi kişiler. Şimdi üstümü değiştireceğim ve Meriç'le Trabzon'u gezeceğiz. Üstüme mavi, beyaz renkli çiçekler olan, dizimin üstünde biten uzun kollu elbise giyindim. Kahverengi kemer, çanta ve topuklu ayakkabı giyindim. Saçımı at kuyruğu yaptım ve gözlerime rimel sürüp aşağı Meriç ve Şirin'in yanına indim.

Yanlarına geldiğimde Şirin elimi tuttu "hadi gidelim" Meriç'in elini bıraktı ve benimle birlikte arabaya doğru koşmaya başladık.

Meriç arabaya binince radyoyu açtım. "Nereye gidelim zilli?" Şirin çiçek oldu ve kaşlarını çattı. "Lunapark'a" kollarını serbest bıraktı ama hâlâ kaşlarını çatık bir şekilde kucağımda Meriç'e baktı. "Tamam sor bakalım Kelebeğimize gidermiymiş?" Meriç bana baktı bende ona baktım. "Ha?" dedi Şirin soran bir sesle, kafamı onaylayan bir şekilde salladım ve Şirin'le birlikte şarkıya ayak uydurarak dans ettik.

Lunapark'a geldiğimizde arabadan indik, Şirin'in elini tuttum ve Meriç'in yanına ilerledik "siz girin ben bilet alacağım" Meriç'i onayladım ve içeri girdik. "İlk neye binelim Şirin?" tebessüm ederek Şirin'e baktım, Şirin parmağıyla çarpışan arabayı gösterince çarpışan arabalara doğru ilerledik.

Bir süre sonra Meriç gelince hep beraber bindik. Ben Şirin'in yanına bindim "Mira'm hadi Meriç abime vuralım" dedi Şirin hep beraber oynamaya başladık.

Naber? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin