15.Bölüm

1.2K 53 14
                                        


O yüzden arkadaşlarım 9.sınıfda böyle bir çalışma yapmışlar. Teşekkür ederiz" dedim ve tebessüm ederek arkadaşlarıma döndüm.

Xx

Müdür bize izin vermişti. Sınıfdan 15 kişi falan hep beraber kafe'ye gitmeye karar verdik. Yolda beraber 15 kişi giderken birden Araf kolumu bırakıp yola doğru koşmaya başladı. Bakığımda yolda 5 yaşında bir kız bir taraftan araba diğer taraftan tır geliyordu. Bende son hız koşmaya ve bağırmaya başladım "ARAF!" diye bağırdım. Araf kızın yanına gitmişti kızı bana doğru fırlattı. Kızı tuttum ve en yakınımdaki bir çocuğa fırlattım ve Araf'a doğru koşmaya başladım. Araf bana doğru koşmaya başladığında her şey o zaman başladı. Araf'a araba çarptı sonra tır çarptı, tır bana doğru geldi. Sıyırdı ama küçük demir karnıma doğru girdi.

Kan akarken Araf'ı aryordum. Araf yerde yatıyordu kafasından kan geliyordu. Sonra gözlerim kapandı, sonsuzluğa...

3.kişi ağzından
Küçük kızın karnına büyük bir demir saplanmıştı, küçük oğlan ise ölmüştü. Arabanın camı kafasına çarpmıştı eğer çarpmasaydı yaşıyor olacakdı. Her şey 10 saniye içinde gerçekleşmişti. Küçük kızın annesinin kalbine büyük bir ağrı durmuştu, babasının ve abisininde öyleydi.

Küçük kız ve oğlan hastaneye kaldırıldı. Doktorlar küçük kızın halasını oğlanın ise ailesini çağırdılar. Küçük oğlan ameliyat hane'ye girdi. Doktorlar 1 dakika boyunca yaşattırdılar. O zaman aralığında küçük oğlan, kıza mektup yazdırdı belkide kendisi yazdırmadı...

Küçük kız ameliyat haneye küçük oğlan ise morga gitti.

Küçük kız ameliyat hane'den sonra komaya girdi. Ailesi'nin hâlâ kızdan haberi yoktu ama annesinin kalbindeki ağrı geçmemişti. Küçük kızın hamile olması çok düşük bir orandı.

Küçük ama tatlı bir hikaye son bulmuştu artık...

Mira ( 2 gün sonra)
Gözlerimi açtığımda aklıma görüntüler geldi. Araf, Araf'a ne olmuştu? Neredeydi? "ARAF!" diye bağırdığında karnına ağrı saplandı. Camın önünde halamı gördüğümde gözleri kıpkırmızıydı, "hayır! Hayır! Bu olamaz! Araf!" diye bağırdı, karnım umrumda değil! Kalkmam lazım. Odaya doktor girince ağlamam şiddetlendi.

"İyisin değil mi?" dedi doktor, "öldü mü?" dedim ağlayarak. Doktor kafasını eğdi benimde ağlamam şiddetlendi. Daha ne kadar şiddetlenebilirse...

1 hafta sonra
Artık iyileşmişdim sadece arada bir karnıma ağrı giriyordu. 1 hafta boyunca ağlamıştım, sadece ağlamıştım. Şimdi saat 12'de Edirne'ye gidecektim 8'de orada olurdum. Halam eşyalarımı toplamıştı, geri dönecektim 3 gün sonra. Otobüse bindim ve yolculuğum başladı.  Birde Aylin bana mektup verdi dün, mektubu çıkardım ve okumaya başladım.

Sevgili özgür kuşum;

Ben Araf, seni ilk gördüğümde çok güzel olduğunu fark ettim. Seni araştırdım, eskiden kilolu olduğunu duydum. Keşke o zaman tanışsaydık, belki o zaman benimle sevgili olurdun. Artık yollarımız ayrıldı. Seni seviyorum kuşum, hayallerinin peşinden git! Ankara'dan nefret etme, çünkü ben seni Ankara'da gördüm.

Araf'ın

Ağlamaya başladım yeniden, Araf beni seviyormuş, keşke seninle önceden tanışsaydım kuş...

Xx

Gözlerimi açtım, gelmiştik. Güneş doğmuşdu, saat 8'di tam tahmin ettiğim gibi, yavaşça toparlandım. Gözlerim acıyordu. Ayağa kalktığımda otobüs durmuştu, sırt çantamı taktım ve dışarı çıktım. Küçük valizimi aldım, taksinin yanına gittim.

Mahalleme geri gelmiştim. Ücreti ödeyip taksiden indim, eve doğru yürümeye başladım. Bir bakan bir daha bakıyordu, beni tanımışlardı ama ne olduğunu çözememişlerdi. Evin önüne gelince gözlerim doldu, arkama baktım, her şey bana Araf'ı anlatıyordu. Kapıyı çaldığımda gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Kapıda abimi görünce dahada şiddetlendi. Yere çöktüm, abim kafamı kaldırarak sarıldı.

"Meleğim ne oldu?" dedi, içerden yüksek sesle haber sesi duydum. "Evet 10 gün önce trafik kazası yapan Araf Demir ve Mira Afra, dün Mira Afra hastaneden çıktı. Araf Demir ise vefat etti" dedi ve annemin "telefonum nerede?" deyişini ve Merve'nin bağrışını duydum. Abimle içeriye girdik, annem beni görünce ağlamaya başladı. Anneme sarılarak ağlamaya başladım, abimin telefonu çaldı "Efendim Meriç" dediğinde abime "Merve gelsin" dedim,  "bizim evde, iyi bir şekilde geldi. Merve'yi istiyor" dedi sonrasını dinlemedim babama sarıldım "Annem, iyisin değil mi? Nasıl oldu?" dediğinde annem daha fazla ağladım. Yere çöktüm, annem bana sarıldı, abim beni kucağına aldı ve odama götürdü. Merve'de arkasından geldi.

Merve'ye sarılarak uyudum.

Xx

Gözlerimin acısı kendini belli ediyordu. Hemen uyandım Merve yanımda yoktu. Aşağı kata indim annemgil ve Merve masada sessizce oturuyorlardı, babam beni gördü "gel kızım anlat bakalım" dedi, anlatmamın zamanı gelmişti artık. Sandalyeye oturdum ve cebimdeki mektubu babama uzattım.

"Araf, Araf Demir. Abimden bile çok severdim. Aşık değildim, sadece abim gibi severdim. Magazinde görmüşsünüzdür, o gün gösteri bittikten sonra kafeye gidiyorduk. Araf" dedim hıçkırarak gözlerim acıyordu ama ağlamadan duramıyordum "birden yola atladı, 5 yaşındaki kız yolun ortasında duruyordu. Bir taraftan tır diğer taraftan araba,  kızı bana fırlattı bende yakınımdaki birisine sonra ona doğru koşmaya başladım" gözümü kapattım ve devam ettim "ona araba çarptı, tır bana doğru geldi" dedim abime ve babama baktım, ağlıyorlardı "tır beni sıyırdı ama demir karnıma girdi" dedim annem dahada şiddetlendi ağlaması "komaya girdim 2 günlüğüne, Araf ölmüş, hemen iyleştim ama hâlâ risk var. Bana bu mektubu yazmış" dedim.

Merve yarım saat sonra gelirim dedi ve gitti bizde hastaneye gideceğiz. Gözlerimi açmakta zorlanıyorum. Anneme hâlâ hamile kalamıyacağımı söylemedim.

Doktor ilaç verdi gözlerime damlatıp ve uyuyacakmışım. Eve geldik Merve bana komik diyaloglar okuyordu bazılarına tebessüm ediyor bazılarına hiç bakmıyordum. "Kuzum ben sana abinin saçmalıklarını anlatayım" dedi hemen sonra annem girdi "Mira karnıma dedin ama kızlık bir durumun var mı?" dedi endişeli sesiyle, başımı eğdim annem ve Merve yeniden ağlamaya başladılar "hamile kalamıyacağım, çok düşük bir oran, benden torun beklemeyin anne" dedim. Annem ağlayarak çıktı Merve'den burada kalmasını rica ettim, hemen kabul etti.

Pjamalarımızı giyindik Merve ilacımı gözlerime 1 damla döktü ve saçlarımı okşamaya başladı. Bende günün yorgunluğuyla uyudum.

Bi ara uyandığımda bir konuşma duydum. "Hamile kalması söz konusu değil" dedi annem, herhalde babam nefes verdi "ne yapacağız hanım?" dedi babam, annem "güçlü duracağız" dedi sonrada ben yeniden uyudum.

Selam, üzgün bir bölümle karşınızdayım. Malesef durumlar bunu gerektirdi. DilaUyan0 kuşum yarı yarıya doğru bildin ama Meriç kıskanmadı. Lütfen bana kızmayın. 3 ay diye arada atlıyacağım. Mira mahalleye daha gidemiyecek. Oy ve yorum yapınız♡

Naber? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin