26.Bölüm

498 21 0
                                    


Aslında söz gibi olmuştu sadece birkaç değişiklik vardı. Abimle baya bi özlem gidermiştik. Gözlerim, bedenim ve ruhum, kalbimi yenmişti, gözlerim kapandı uyudum ve dinledim.

Xx

Gözlerimi birisinin benim adımı seslenmesiyle açtım. Annem bana sesleniyordu "Mira kalk artık" dedi annemi kafamla onayladım. Annem odadan çıkınca kalktım ve aynanın önüne geçtim.

Dağınık topuzluktan geçmiş olan saçıma baktım, papatyalı pjamalarım ve 'bitiğim' denen yüzüme baktım. Banyoya geçtim ve yüzümü yıkayıp günlük makyajımı yaptım.

Üstüme beyaz yarım kollu tişört altıma diz kapağımda olan mavi renkli, beyaz benekli etek giyindim. Beyaz spor ayakkabımı giyindim. Saçımı at kuyruğu yaptım ve aşağı kata indim.

"Kusura bakmayın dünün yorgunluğuyla yattığım için kalkamadım" diyerek masaya oturdum. Erkek tarafının sülalesi buradaydı, içimden bin kere resmen 'maşallah' çektim.

"Ne kusuru gelinim bizde zor kalktık. Herkes tamsa hadi başlayalım" Nur Teyze'ye gülümsedim ve kahvaltıya başladım. "Meriç abi şimdi senin çocuğun mu olacak? Allah cezamı vermesin herzaman oynarım" Şirin'in dediği cümleyle başımı eğdim. "Biz daha evlenmedik Şirin'im" Meriç'in dediğiyle başka konu açılmadı bizde sesiz sedasız kahvaltı yaptık.

Kahvaltıyı adamlar kalkınca kadın olarak biz topladık. Şimdi hemen yola çıkacaktık, çaylarımız bitince kalkarız diye düşünüyorum ama Trabzon'dan gitmek istemiyorum. Buranın havası hiçbir yerde yok ama Edirne'nin havası daha iyi sonuçta orası benim memleketim.

Çayımdan yudum aldım ve kalkmak için mutfağa gittim. Mutfakta annem ile Yasemin ablam dedikodu yapıyorlardı. Onlara göz devirdim ve geri içeri gittim. Herkes ayaklanmıştı, Meriç'i el öperken görünce bende giriştim.

Herkesin elini öptüğümden emin olduktan sonra odamdaki valizi almak için çıktım. Küçük valizimi, abiyemi aldım ve geri aşağı indim. Ben şimdiden çok yoruldum ya! Buranın temizlikçisine allah kolaylık versin.

Meriç'in yanına gittim. Herkes yeniden Nur Teyze'nin elini öpüyordu. Sıra bize gelince ilk Meriç öptü sonra ben, ben öptükten sonra benim koluna iki altın bilezik taktılar. Allahım herkesin kesesine bereket altınlarımın hepsini taksam ben hareket edemem yahu!

Arabaların yanına geldik "Mira sen Yasemin ablangille git biz burada kalan misafirleri uğurluyacağız. Merve kızım sizde hadi artık evinize" annemin komutuyla Meriç yanıma geldi ve küçük valizi aldı, keşke ilk başta alsaydın be adam! Küçük olsada ağır yani.

Yasemin ablam, Mehmet abinin yanında önde oturuyor biz Miraç'la arkada oturuyoruz. "Yasemin abla bohçaları yarın mı halledeceğiz?" dedim, bohçamı merak ediyordum ve Edirne'de bohça önemlidir. Bizim iş biraz hızlı olduğu için bohçayı halledemedik. "Yarın başlarız 1 haftaya biter Mira'm" diyen Yasemin ablama tebessüm ettim.

Xx

Yolun geri kalan sesiz geçmişti genellikle, şimdi eve gelmiştik. Saat 3'dü ve ben yorgun olduğum için uyumak istiyorum, istediğimi pjamalarımı giyince elde edeceğim. Pjamalarımı giyindim hızlı bir şekilde ve yatağıma yattım. Inşallah uyuyabilirim. Hayal dünyama dalış yaptım.

Xx

Birinin beni dürdüklemesiyle uyandım, Meriç vardı "Merve kalksana kelebeğimin yatağından" yüzümdeki küçük tebessüm soldu onun yerine anlamsız bakışlar aldı. "Meriç ne diyorsun?" diye sordum ama sanki başka birisi sordu. Yataktan kalktığımda yüzü görünmeyen siyah saçlı güzel bir kız vardı.

Naber? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin