~2. Bölüm~

120 15 2
                                    

Ertesi gün erkenden yola çıkmak üzere sözleşip evlere dağıldık ve sabah saatler 08:30'u gösterdiğinde Zeynep hariç hepimiz buluşma yerindeydik yarım saatin sonunda oda geldiğinde yola çıktık

Yaklaşık altı saat yolculuk sonrası İstanbul'a geldik ama bir sorunumuz vardı, kızlar bana güvenerek herhangi bir otel ayarlamadıkları için İstanbul'un bilmediğimiz sokaklarında öylece bekliyorduk, artık bir evimiz yoktu zaten, ne diye İstanbul'a gelmeyi istemiştiler ki?

"kızlar anlamıyorum gezelim diye bizi buraya getiriyorsunuz da hangi akla hizmet kalacak yer ayarlamıyorsunuz?"

"bir kaç günlüğüne otel ayarlamak için uğraşmak istemedik"

"tamam Hande ama buraya gelme planları yaparken aklınıza hiç mi gelmedi buradaki evimizi sattığımız ve benim buradaki tek arkadaşımla neredeyse bir yıldır görüşmediğim"

"sen gene bir yıldır görüşmüyorsun biz arkadaşlarımızla okulu bitirdiğimizden beri görüşmüyoruz"

Burada akrabam veya başka tanıdığım yaşamıyordu sadece arkadaşım vardı ve benim onu aramaya yüzüm yoktu ama başka çaremiz olmadığı için mecburdum çünkü kızların da burada tanıdıkları yoktu olsa bile uzaktan arkadaşlarıydı ve kimse arayıp 'kalacak yerimiz yok bize evinizi açar mısınız?' demeye yanaşmıyordu bu yüzden ben aramak zorundaydım

Yarım saat sonra...

Parkın girişinden bu tarafa doğru geliyordu altı yıllık arkadaşımdı ama şuan son bir yıldır ilk defa yüz yüze geliyoruz. Ayrılığımız kavgalı olmuştu ama o bir şekilde aramızı düzeltmişti sonrasında bir daha da görüşmemiştik

Bir dakika! Sebepsiz bir şekilde çok heyecanlıydım

'sakin olmam lazım sakin olmam lazım yok olamıyorum ne bu heyecan Elif? Sakin ol sakin... Eğer Murat duyarsa çok kızar ama sadece bir yada iki kez yüz yüze geliriz sonra da görüşmeyiz kimsecikler de duymaz, yani umarım'

Demir dibimde bittiğinde iç sesim de sözlerini sonlandırmıştı bu sırada ayağa kalkarak tokalaşmak için uzattığı elini sıktım

"hoş geldin"

"hoş buldum, nasılsın?"

İyiyim sen?"

"iyiyim bende"elimi bıraktıktan sonra ikimiz de hemen arkamdaki banka oturduk

"baya uzun zaman oldu görüşmeyeli" kalbinin bana olan kırıklığı sesine yansıyordu adeta, yada ben öyle hissediyordum bilmiyorum

"aynen öyle neredeyse bir yıl" dedim derin bir nefes verirken

"eee neler değişti bir yılda?"

"hiç bir şey, herşey aynı. Sende?" Ah bir bilsen nelerin değiştiğini

"bende çok şey değişti"

"hmm ne gibi?"

"o günden sonra yeni işe girdim neredeyse bir yıldır aynı işteyim, İstanbul'a gelme nedenim de bu zaten, ablam evlendi oda kocasıyla peşimden İstanbul'a kadar geldi şimdi iki aylık bebeği var"

"ne kadar güzel, her şey yolunda yani?"

"evet"

"ablanın adına sevindim"

"aynen öyle en azından onların mutlu olduğunu bilmek bana iyi geliyor"

"peki neden sende onlar gibi bir yuva kurmadın?"

"kaderim onun kadar şanslı değildi diyelim"

"en azından hala hayattasın bir de bana bak ölmüşüm de gömenim yok" mırıldanarak söylediğim sözlerimi sonradan fazla ergence bulmuştum

"anlamadım?" bunu duymuş olamazdı neredeyse ben bile duymamıştım sesimi

"hayırlısı dedim, hayırlısı olsun"

"aynen öyle. Eee sizi İstanbul'a sürükleyen şey nedir?"

"bizim kızların tatil yapası tutmuş eskiden olduğu gibi bir arada olalım istemişler bir kaç gün tatil yaparız dediler dün akşama kadar beş kızın beşi de beni iknaya çalıştılar en sonunda direnemeyip kabul ettim, etmez olaydım"

"kızlar eğlenmek istemişler ne güzel işte ama neden İstanbul?"

"eskilerdeki gibi olsun istemişler tabi tek eksiğin artık kalacak bir evimiz olmadığını hesaba katmadılar sanırım o da yetmezmiş gibi otel odası bile ayırtmamışlar"

Eskiden İstanbul'da küçük bir evimiz vardı dedemden kalan yazlık bir evdi ve altı kız ne zaman yaşadığımız yerden uzaklaşmak biraz eğlenmek istesek buraya gelir bir kaç gün eğlenir eve dönerdik, ben Murat ile tanıştıktan sonra bu pek böyle olmadı evi de daha fazla durdurmanın anlamı olmadığı için satmıştık o günden sonra da bir daha İstanbul gibi bir serüvenimiz olmadı her mahallesi aklıma kazınmışken şuan eski evimizin yolunu bile hatırlayamaz haldeydim

"yok orası önemli değil buraya gelip de boş ev varken otel odası ayırtmanız saçma olurdu zaten"

Cebinden çıkardığı sigara paketinin kapağını açıp bana uzattı içerisinden bir dal alıp elindeki çakmak ile yakması için *hafif eğilip ellerimle rüzgarı kestim, benim sigaramı yaktıktan sonra kendi sigarasını yakıp sert bir duman çekti

"evin anahtarını genellikle yanımda taşımam ama bugün orada işlerim vardı yanıma almıştım şimdi hemen geçebilirsiniz"

"ya çok teşekkür ederim ama bizim yüzümüzden buralara kadar geldin falan kusura bakma gerçekten çok mahcup oldum"

"yok önemli değil ev zaten boş boş duruyor orada hiç olmazsa bir işe yarasın değilmi?"

"ya öyle de ne bileyim... Aslında benim için böyle delice bir işe kalkıştılar son zamanlarda çok bunalmıştım bana iyi geleceğini düşünmüşler"

"ne güzel işte seni düşünmüşler de hayırdır inşallah bir sorun yok ya"

"yok önemli bir konu değil boşuna başını ağrıtmayayım"

"özel değilse dinlerim"

"aslında...." uzun zamandır ilk defa dertleşmek için bu kadar istekliydim onunla dertleşmek her zaman huzur vermişti ve sadece ona her şeyi uzun uzun anlatıp ağlayasım geliyordu

"e biz çatladık orada beklemekten sende burda keyif yapıyorsun Elif, hani anahtarı alıp geliyordun?" sözlerimi yarıda kesen Ela'ya içimden kısaca sövüp sorusunu yanıtladım

"hemen geliyorum geçin siz arabaya"

"yok daha fazla bekleyemem hadi gidelim artık, çok yorgunum valla"

(*)

🎈Ve bölüm sonu🎈

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🎈Ve bölüm sonu🎈

📌Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi hemencik buraya alalım

Seviliyorsunuz💖
Dark Angel...

NEFRETİN ELLİ TONU ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin