(Medya: Demir Yılmaz)
Demir Yılmaz'ın ağzından
*Kollarımda hareketsiz yatan kızın yüzüne baktım bir kez daha, onu buraya getiren neydi? Neden bu haldeydi?
Üstü başı dağınık, yara bere içinde, saçları birbirine girmiş, ağlamaktan perişan olmuş gözleri, bir de sinirden deliye dönmüş haliyle haykırdığı onca kelime...
Onun bu hale gelme sebebini bilmiyorum ama bildiğim tek şey var; onun buraya yani İstanbul'daki bildiği tek adrese çaresizliğinin getirdiğiydi
İsteyerek gelmediğini biliyordum belki fark etmemişti bile çünkü geçmişteki bir takım olaylar yüzünden ona bu adresi ben öğretmiştim
İstanbul'da olduğu günlerde ne zaman başı derde girse buraya gelmesini söylemiştim en güvendiği kişi bendim bunu her seferinde dile getirirdi ne zaman sinir krizine girerek koşmaya başlasa, başı derde girdiğinde huzur bulmak istese istemsiz burda bulurdu kendini bugün her ne olduysa beyni ve ayakları buraya yönlendirmişti onu, buraya istemsiz geldiğini kaldırımın kenarında çaresizce oturmasından anlamıştım
Yıllar önce en güvendiği insanın ben olduğumu söylerdi ama bir gün bunların tamamen tersini söyletecek şeyler yaşamıştı ne olduğunu bilmiyordum hala da bilmiyorum ama kesin bildiğim şey bana hala güveniyor olduğuydu bir parça huzur bulmak istiyordu eğer yıllar önce yüzüme haykırdığı onca kelime gerçek olsaydı şuan burda değil sözde en değer verdiği benden daha çok güvendiği insanın yanında olurdu
Ne kadar inkar etsek de beynimiz doğruları illaki gün yüzüne çıkarıyordu
"Demir bi hastaneye götürseydik" Mesut'un sözleriyle düşüncelerimden sıyrılıp cevap verdim
"yok kardeşim birazdan kendine gelir" ben önde, Elif kucağımda, Mesut arkada eve doğru gidiyorduk
"kim bu kız nerden tanıyorsun abi, ne işi var burda bu kızın?"
"bi eve gidelim kız kendine gelsin anlatacağım herşeyi"
"peki"
Evim buraya çok uzak değildi ama şuan ablalarım da benimle kalıyordu eğer eve götürsem bir sürü telaş yapacaklardı bu yüzden Mesut'un evine götürmeye karar verdim zaten yanlız yaşıyordu
Evin önüne geldiğimizde Mesut anahratıyla kapıyı açıp içeri girdi ışıkları yakıp yatak odasının kapısını açarken bende peşinden gittim Elif'i yatağa yatırıp üzerini örttüm
"kızı uyandırsaydık kıpırdamıyor baksana"
"bi kolanya getir hadi" elbette uyandırmak yeni aklıma gelmiyordu onu çok iyi tanıyordum yorulduğu zamanlarda vücudu dinlendirmek için derin uykuya giriyordu bunun adını kendisi koymuştu bir çeşit hastalıkmı yoksa başka bir şey mi bilmiyorum sadece müdahale edene kadar baygın kalıyordu
Mesut'un elindeki kolanyayı alıp avucuma döktüm iki elimi birbirine sürttükten sonra burnuna götürüp kokuyu içine çekmesini sağladım diğer elimi anlına ve yanaklarına değdirerek ferahlattım çok geçmeden uyandı zaten
Önce etrafına bakınıp 'neredeyim ben?' diye sordu panik yaptı sakinleştirip tekrar uyuması için yanında bekledim uyuduktan sonra da üzerini örtüp odadan çıktığımda aklımda bir sürü soru vardı bu hale gelme sebebini merak ediyordum...
(*)
🎈Ve bölüm sonu🎈
📌Bölüm hakkındaki düşünceleriniz buraya
Seviliyorsunuz💖
Dark Angel...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETİN ELLİ TONU ✔
General FictionGeçmişteki hatalarımız geleceğimizi etkiler mi? Her rengin bir çok tonu olduğu gibi duyguların da tonları vardır... Birazdan giriş yapacağınız hikayede nefretin tonlarını ve Elif Sena Çakır'ın geçmişteki hatasının geleceğini nasıl etkilediğini okuy...