(Medya: Çetin Çağlayan)
"Çetin"
"efendim?"
"nereye gidiyoruz?"
"olman gereken yere"
"hmm neresi orası?"
"İstanbul"
"başka bir yere gitme şansım varmı peki?"
"bana sorarsan eğer tabi ki var, nereye istersen seni götürebilirim ama İstanbul benimle aynı fikirde değil"
"İstanbul'un derdi neymiş peki?"
"ya hiç bilmiyorum, son zamanlarda 'Elif nerde? Elif nerde?' diye sorup duruyordu ben 'bilmiyorum' dedikce de üzerime gelmeye başladı yok tehditler yok 'Elif'i bulup getirmezsen sende tasını tarağını toplayıp git' demeler falan her neyse baktım olmayacak bende 'onu getirirsem beni rahat bırakacaksın anlaştık mı?' dedim 'anlaştık' dedi bende mecbur arayıp buldum seni, bilirsin İstanbul'un tehditlerini öyle görmezden gelemezsin yaparım dedi mi yapar"
"bilmezmiyim, İstanbul'a karşı gelinmez"
"aynen öyle, e bizimde gidecek başka yerimiz yok seni götürmezsek tek yurdumuzdan olacağız"
"madem öyle gidelim bakalım, öğrenelim İstanbul'un derdi neymiş"
"yani zaten benimle gelmesen bırakmaz peşini"
"doğru bırakmaz, peki bu İstanbul diye bahsettiğimiz kişi Demir veya Tahir olabilir mi?"
Boğazını temizleyip bir anda ciddileşti
"bunu benden Demir rica etti aslında kendisi gelmek istedi ama Tahir'in yanında olması lazımdı""peki neden Tahir'in yanında olması gerekiyordu"
"Elif, Tahir'in İstanbul'a gelmesinin nedenini hiç merak ettin mi?"
"hayır ama Demir'e sordum tedavi için dedi"
"evet tedavi için onu Demir buraya getirdi ama ne tadavi gördü nede başka bir şey"
"tedavi ne içindi?"
"pisikolejik tedavi, her yerde seni gördüğünü söyleyip duruyordu sizin parti için gittiğiniz barın arka odalarından birinde kalıyor neredeyse her gün kafası güzel geziyor o güne kadar sadece seni gördüğünü iddia ediyordu şimdi öptüğünü iddia ediyor, gittikçe kötü olmaya başladı bu yüzden de Demir seni ikna edip getirmemi istedi, imkansız olduğunu söyledim, eğer Tahir'in durumundan haberdar olursan geleceğini söyleyip beni yolladı tabi geldiğimde böyle bir şeyle karşılaşacağımı bilmiyordum ama doğruyu söylemek gerekirse seni ikna etmekten daha kolay oldu"
Tahir'in bu durumda olduğunu bilsem bile yüzüne bakacak cesaretim olmadığı için gidemezdim yanına bu yüzden sadece sessiz kalmayı tercih ettim
"sahi Elif sen neden geldin buralara ne işin var o adamla anlatsana"
"kader diyelim"
"kader diyerek kestirip atamazsın Elif, şu işin önünü arkasını bi anlat bakalım ne işin var senin Murat Alkan'la"
"tanıyor musun?"
"evet bir kaç kez İstanbul'da işlerini hallettiğim oldu pek iyi biri olduğu söylenemez, eee anlatacak mısın artık?"
"senin bana Tahir'in benden hoşlandığını söylediğin geceden sonra bir şekilde Tahir'e hislerimizin karşılıklı olduğunu belli ettim sonrasını tahmin edersin zaten herşey iyi güzel gidiyordu taki ben Tahir'in beni aldattığı hissine kapıldığım güne kadar"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETİN ELLİ TONU ✔
Narrativa generaleGeçmişteki hatalarımız geleceğimizi etkiler mi? Her rengin bir çok tonu olduğu gibi duyguların da tonları vardır... Birazdan giriş yapacağınız hikayede nefretin tonlarını ve Elif Sena Çakır'ın geçmişteki hatasının geleceğini nasıl etkilediğini okuy...