(Medya: Elif Sena Çakır)
Yani anlayacağınız bu numaranız da Murat'a sökmedi"
"ne demek yaa? Adam hem erkek sinekten bile sakınıyor hemde nasıl seni alması için adam yolluyor anlayamadım" isyanında haklı olan Zeynep'e diyebileceğim bir şey yoktu
"cidden bu sefer fazla oluyor" aynı şekilde Hande'ye de...
"neyse ki benim bir planım daha var" Zeynep'in sözlerine imalı bakışlarımla karşılık verdim
"neymiş o, bu sefer de şoförün arabasını mı bozacak sın?"
"arabayı bozmadım Elif sadece çalışmaması için minik bir hile yaptım o kadar ayrıca bu sefer ki planım çok farklı, şoförü satın alacağız"
Salonun her bir köşesinden 'yuh, oha, yok devenin nale papucu, daha neler' gibi sesler yükselirken ben ses etmemiştim söyledikleri mantıklı değildi muhtemelen beni almaya Emrah'ı gönderecekti en sadık adamı oydu böyle bir şeyi kabul etmeyeceğine emindim tepki vermeme nedenim kızların gitmek istememi bilmemeleri içindi ben kalmak istemiyordum bunu onlara söylersem hiç iyi olmazdı bu yüzden Zeynep'in fikrini sevmiş gibi yapacaktım
Zeynep "Elif sen ne düşünüyorsun?" diye sorduğunda ona bakarak
"Fena fikir değil" bütün tuhaf bakışları üzerime topladığıma emindim ama bu onları kırmadan yapabileceğim tek şeydi
"Elif sen iyi misin? Eğer Murat öğrenirse çok kötü olur"
"evet ama bu burda bir kaç güzel gün daha geçirebilmemiz için tek çözüm"
Üç saat sonra...
"Emrah abi lütfen bak sadece 'Elif'i getirdim' diyeceksin o kadar gerisini de biz hallederiz zaten" Zeynep yalvaran gözlerle baksa bile Emrah'da tık yoktu
"bayanlar beni cidden çok zor durumda bırakıyorsunuz"
"Emrah bey Zeynep haklı gerisini biz hallederiz siz sadece görevinizi yaptığınızı söyleyin"
Emrah bey mi? Ela gerçekten nasıl konuşması gerektiğini iyi biliyordu ama nafileydi işte, onunla birlikte Hande ve Ebru da iknaya çalışıyorlardı bir tek Gülşen yoktu ortalıkta etrafa bakınınca onun bahçe kapısının önünde hararetli hararetli biriyle konuştuğunu gördüm, telefondaki her kimse baya inatçı birine benziyordu
"Elif hanım lütfen sizde biraz yardımcı olsanız, Murat bey böyle bir meseleyi öğrenirse cidden çok kötü olur biliyorsunuz" Emrah'ın sözleriyle arkama dönüp yüzüne baktım
"haklısın Emrah, bu durumu Murat öğrenmemeli bu yüzden senin susman gerek onun yurt dışına gideceğini biliyorsun ordan dönmeden bir gün önce gelip beni alabilirsin böylece herkes mutlu olur değilmi?"
"evet haklısınız ama beni tanıyorsunuz Murat beye ihanet edemem"
"hay senin Murat beyine de sana da yemin ederim ikinizi alıp....." sövmek üzere olan Zeynep'i Ela durdurdu
"saçmalama Zeynep sakin ol"
"olmicam yaa sakin falan olmicam bu puştun Murat abisinden başka *düşündüğü bir şey yok"
"Zeynep sakin ol bu şekilde bir yere varamayız"
Ne yaparsak yapalım bir yere varamicaz zaten
Kızların atışmasını bir arabanın Gülşen'in açtığı bahçe kapısından hızla içeri girip sert fren yapması durdurdu, dikkatleri çeken arabadan inen kişi Demir'di
"Elif!" hızla bu tarafa gelen Demir'in telaşlı olduğu her halinden belliydi
"Demir?"
"Elif konuşmamız lazım" derken kolumdan tutup arabasının yanına kadar götürdü
"nereye gideceksin?"
"evime gideceğim Demir"
"gidemezsin Elif bu şekilde olmaz"
"ne demek olmaz?"
"Elif bak şu kadar kaldı sonra gene eskisi gibi mutlu olacaksın"
"açık konuş Demir neye şu kadar kaldı?"
"bak buraya geldiğinizden beri bunu planlıyoruz hatta buraya gelip otel ayarlamamalarını kızlardan ben istedim, seni o bara götürmek falan hepsi benim fikrimdi belki onu görüp eski anılarını hatırlar ve buraya Tahir'in yanına dönersin diye düşündüm yaşadığın hiç bir şey tesadüf değildi Tahir'le karşılaşman falan hiçbir şey kendiliğinden gelişmedi o sadece seninle karşılaşacağını bilmiyordu herşey planlanmıştı ama bar da o hale gelmen planda yoktu bunu bilemezdim eskileri hatırlayacağını biliyordum ama o şekilde değildi, Tahir çok kötü durumda Elif onu bir tek sen eski haline getirebilirsin, Gülşen arayıp da gideceğini söylediğinde dünya başıma yıkıldı, kardeşim gibi değer verdiğim adam gözlerimin önünde eriyor yardımına ihtiyacım var, lütfen yardım et lütfen"
"Tahir kötü durumda mı?"
"evet, ne yapsak eskisi gibi olmuyor iyice saldı kendini toparlanamıyor eskiden sadece geceleri içerdi şimdi gündüzleri içiyor kimseyle konuşmuyor barlardan çıkmıyor"
Gözlerimden firar etmek isteyen yaşlara daha fazla hakim olamadım sesim çoktan boğuk çıkmaya başlamıştı bile ama gitmeliydim Tahir'den önce düşünmem gereken biri vardı
"onu bu durumda bırakmak istemiyorum.... "
"gitme ozaman kal, hep burada kal"
Bir süre sessiz kaldım daha sonra kendimi toparlayarak cevap verdim
"gitmeliyim Demir"
"neden peki? Eskiden seni oraya bağlayan tek şey ailendi, şimdi onlar yok neden kalmıyorsun?" defalarca kalmama iknaya çalışan Demir'in sözlerine daha fazla dayanamayıp doğruları söyleyiverdim
"çünkü beni orada bekleyen bir bebeğim var Demir"
"tamam onu da....." söylediklerimi yeni kavrarmış gibi bir an duraksadı "bebek mi?"
"evet bir bebeğim var, beni orada bekliyor onu annesiz bırakamam"
"neden onu getirmedin peki, neden bıraktın?"
"benim de buna benzer bir çok sorum var Demir, örneğin neden bebeğimi kucağıma almam için bir adamın koynuna girmem gerekiyor? Neden bebeğim ve ben hayatımızı bu şekilde yaşamak zorundayız? Neden....? Neden.... Neden....? Hayatımın büyük bir kısmı bu 'neden?' lerle dolu ve ben hiç birine cevap bulamıyorum bulduğum zaman seninkileri de halledeceğim" derin bir nefes alarak sözlerime devam ettim "gitmem gerekiyor, hoşça kal"
Demir'i arkamda bırakarak şöfürün arabasına doğru ileredim
"gidelim Emrah"
(*)
🎈Ve bölüm sonu🎈
📌Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi buraya alalım
Seviliyorsunuz💖
Dark Angel...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETİN ELLİ TONU ✔
General FictionGeçmişteki hatalarımız geleceğimizi etkiler mi? Her rengin bir çok tonu olduğu gibi duyguların da tonları vardır... Birazdan giriş yapacağınız hikayede nefretin tonlarını ve Elif Sena Çakır'ın geçmişteki hatasının geleceğini nasıl etkilediğini okuy...