Yol boyunca gözüme gıram girmeyen uyku, sinirden şiddetlenen baş ağrısı, bebeğime kavuşacağım için arada bir gelen heyecan, arkadaşlarımı geride bıraktığım için peşimi bırakmayan üzüntü...
Bunların hepsi harika bir beyin fırtınası yapıyordu, sakinleşmeye ihtiyacım vardı ve bir an önce bebeğime kavuşmak istiyordum
"daha ne kadar kaldı Emrah?"
"yarım saat kaldı efendim"
"daha hızlı süremez misin?"
"elimden geldiğince hızlı sürüyorum efendim"
"bırak bu işleri, efendimmiş resmi takılmanı gerektirecek bir şey yok, neyse sigaran varmı?"
"var ef... Var Elif hanım" diyerek torpido gözündeki paketi bana uzattı "Murat bey yedek paket koymayı asla unutmaz"
Abartılıca göz devirdim tabi bunu görmedi "tamam saol"
"rica ederim efendim"
Son kelimelerini görmezden gelerek paketten bir dal alıp Emrah'ın uzattığı çakmakla yaktım, sert bir duman çekip "ben gittikten sonra neler oldu evde?" diye sordum
"her şey aynıydı değişen bir şey olmadı"
Zaten bitmeyen yolculuk sıkmıştı bu yetmezmiş gibi zamanın geçmesi için muhabbet etmeye çalıştığım şöför direkt kestirip atıyordu en sonunda pes edip sigaramla baş başa yola devam etmeye başladım
Sekizinci sigarayı da izmaritliğe yollarken eve çok yaklaştığımızı fark ettim içimdeki heyecan daha da artıyordu araba stop edip kapı kilitleri otomatik açılınca hızla arabadan inip eve doğru koştum gelmiş olduğumuzu çoktan fark eden hizmetçi Sema kapıyı açıp beni içeri aldı
Hızla montumu çıkarken "Sema bebeğim nerede?" diye soruyordum
"Elif hanım şuan Çağla'nın uyku vak..."
"kapa çeneni Sema! Ben kızımı görmek istiyorum itiraz etme bana kızımı getir"
"Elif hanım beni zor durumda bı..."
"başlarım senin zor durumuna lan kızımı istiyorum dedim ben sana özledim burnumda tütüyor kokusu"
"beni Murat beyi aramak zorunda bırakmayın lütfen"
"Murat beyini ara selamımı da söyle, bana bak Sema, ya kızımı getirirsin yada....."
"Elif hanım Çağla şuan uyuyor lütfen beni daha fazla zor durumda bıra....."
"sen getirmezsen ben yanına giderim" diyerek bir çırpıda önlüğünün cebindeki oda anahtarlığını alıp hızla merdivenlere koştum
"Elif hanım lütfen anahtarı bana geri verin"
Hız kesmeden devam edip kızımın odasına girdim hemen kapıyı kilitleyip derin bir nefes aldım
"Elif hanım lütfen kapıyı açar mısınız?"
Kızımın beşiğine doğru ilerledim yavaşca, yattığı yerden kucağıma aldım hemencik de açıverdi *çağla rengindeki güzel gözlerini
Ona 'Çağla' isimini hamileyken sürekli çağla aşerdiğim için ve gözlerinin güzel renginden esinlenerek vermiştim
"Elif hanım Murat bey bu durumdan hiç hoşlanmayacak"
Güzel kokusunu içime çektim, iliklerime kadar özlem hissettim o an
"Elif hanım eğer kapıyı açmazsanız Murat beyi aramak zorunda kalacağım" kapının diğer taraftan gelen seslere aldırış etmiyordum bile
Bir daha kokladım bir daha ve bir daha, yanaklarından ve ellerinden öptüm
"minik meleğim annen geldi bak"
"Elif hanım Murat beyi arıyorum lütfen daha fazla zorluk çıkarmayın"
"annen seni çok özledi burnunda tüttü o güzel kokun, biliyorum gitmemeliydim ama eğer teyzelerinin teklifini reddetseydim onlar buraya geleceklerdi ve baban da onlar seni görmesin diye alıp çok çok uzaklara götürecekti belki de geri getirmeyecekti, bir kaç gün senden ayrılmak bir ömür görememekten iyidir diye düşündüm ama yinede seni burada bensiz bırakmamalıydım özür dilerim bebeğim"
"Sema hanım Murat beyle konuştum şimdilik müdahale etmememizi söyledi" dışarıdan gelen seslerden anlaşıldığı üzere Murat gelene kadar bebeğimle baş başa olacaktık
(*)
🎈Ve bölüm sonu🎈📌Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi buraya alalım
Seviliyorsunuz💖
Dark Angel...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFRETİN ELLİ TONU ✔
General FictionGeçmişteki hatalarımız geleceğimizi etkiler mi? Her rengin bir çok tonu olduğu gibi duyguların da tonları vardır... Birazdan giriş yapacağınız hikayede nefretin tonlarını ve Elif Sena Çakır'ın geçmişteki hatasının geleceğini nasıl etkilediğini okuy...