0.4

4.4K 192 32
                                    

🌈

"Hayır sana diyorum, son iki yıldır yazan kişiyle bu aynı kişi." diyerek hızlıca masaya oturdu. Kafamı yemeğimden kaldırıp yüzüne baktım telefonla konuşuyordu. "Ya bak kızım ne yap et bul şunu ne istersen yaparım diyorum."

Yüzü bir an için buruştu "Tamam, tamam sen bul yeter çıkarız." hafifçe öksürerek kolayı aldığım gibi kafama diktim. Cidden beni bulmak için o kızla çıkmayı kabul mü etmişti? Telefonu kapatıp önümde duran tosttan bir ısırık aldı ve geriye bıraktı.

"Kimle konuşuyordun?" dedim merakımı bastırmaya çalışarak. "Gizemle." kafamı onaylar şekilde salladım. "Ne için?" iyi ki ortaokulda tiyatroda yer almışım dedim kendi kendime. Rol yapmak çok sıkıntı yaratmıyordu.

"Ah be ben sana anlatmayı unuttum, sabah anlatacaktım ama seni öyle görünce aklımdan çıktı kanka." Kanka mı? Hangi yıldayız hala kanka mı var? "Sorun değil şimdi anlat." dedim tostumu yemeye devam ederken. Zaten bildiğim şeyleri bana anlatırken sadece onay sesleri ve kafamı sallamakla yetiniyordum.

Gerçekten anlamadı mı diye düşünmeden edemedim. Hala o numaranın sahibini bir kız sanıyordu ve soruşturuyordu. "Peki neden erkekleri sorgulamıyorsun?" dedim. Dediğim şeyle gözlerini açarak bana baktı. "Oha! Çok haklısın!" telefonunu eline alıp Gizemi aradı ve erkekleri de sorgulamasını istedi.

Gülümseyerek ona bakıp tostumu yemeye devam ettim. Çırpınması hoşuma gidiyordu demek ki onda bir merak uyandırmıştım. Bu beni memnun ederken gülümsemem derinlik kazandı.

*

Okuldan çıkmış evlerimize yürüyorduk, arada kollarımız birbirine sürtüyor ve bu beni mutlu etmek için yetiyordu. İnsanın aşkı imkansız göründüğünde en ufak temas en ufak bakış insanın içini ısıtmaya yetiyordu. Ama o bağ kopunca sanki çırılçıplak kalmış gibi üşütüyordu bu his benim gözlerimin dolması için yeterliydi.

Çok mu duygusaldım artık? Hep içime atmaktan yorulmuştum kalbim daha fazla dayanamıyordu. Akciğerlerim yanıyor gibi hissediyordum boğazım sızlıyordu.

"Atakan?" Sesini duyduğumda kendime geldim yanaklarım ıslanmıştı ellerimle yanaklarımı kontrol ettim. Ağlamıştım ama bunu ruhum bile duymamıştı sanki. Ellerini yanaklarıma yerleştirdi "Sende bir şeyler var Atakan anlat bana." bana şefkat göstermesi ağlamamı şiddetlendirmişti.

"S-sarılabilir miyim?" Beni beklemeden kollarını bana doladı boynuna gömülüp kafamı ona sürterek ağlamaya devam ettim bir süre. Kokusu beni yatıştırmıştı sanki tüm imkansızlıkları yenmiştim o anlar içinde. Benden ayrılınca tekrar o soğuğa telim olmuştum.

"Şimdi daha iyi misin?" Kafamı sallayarak onu onayladım ve yürümeye devam ettik. Evimin önüne geldiğimizde dönüp bana baktı. "Eğer hala kötüysen yanında kalabilirim emin misin iyi olduğuna?" kafamı sallarken cevapladım.

"İyiyim ben merak etme, bu sıralar duygusalım biraz." o da 'hı hı' diyerek cevap verdi. "Tamam, o zaman yarın görüşürüz kardeşim." bana sarıldı ama karşılık vermedim. "Görüşürüz." dedim kısık sesimle yanımdan uzaklaşırken arkasından onu izledim.

Bir insan hem bu kadar derin yaralar açabilirken hemde anında nasıl iyileştirebiliyordu? İyileşmem için bir şey yapmasına dahi gerek yoktu, normal bir şekilde yürürken onu izlesem yaralarım iyileşiyor günüm aydınlanıyordu sanki.

Ama şimdi yine o soğukluk bedenimi titretirken o benden uzaklaştı ve sokağın köşesinden döndü ben ise öylece durmuş köşeye bakıyordum.

🌈

Kiraz [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin