2.4

1.6K 62 9
                                    

🌈

Can

Bugün Serkan ve Akın'a bir şans verecektik bu yüzden erken kalkıp hazırlanmıştım ve şuan Atakan'ı bekliyordum. Bir yere gidip bir şeyler içmeyi kararlaştırmıştık, her ne kadar Serkan'a nefret besliyor olsam da aslında düşündüğüm gibi birisi olmadığını düşünmeye başlamıştım. Akın ise eğlenceli bir tipti ve mutluluğu gerçekten hak ediyordu, onların sevgili olması ilk başta beni de şaşırtsa da daha sonrasında birbirlerini gerçekten çok sevdiklerine şahit olmuştum. Birbirlerine bakışları, konuşmaları sanki karşısındaki dünyanın en kırılgan şeyiymiş gibi davranıyorlardı. Ya da biz öyle sanıyorduk bunu söylüyorum çünkü daha bir hafta öncesine kadar Akın, Atakan için gözyaşı döküyordu.

Kolumu kaldırıp saatime yeniden baktım bu on beşinci kez filan oluyordu. Birkaç dakika olmuştu henüz telefonumu çıkarıp Atakan'ı aradım. Çaldı ve çaldı ama açılmadı merak etmek üzereyken yanağıma kondurulan öpücükle arkamı döndüm. "Ne yapıyorsun insan içinde ya?" bu yalancı bir sitemdi zaten hemen ardından bir gülümseme yayılmıştı yüzüme. Atakan bacaklarının arasına bakıp "Bakıyım, valla hiç umurunda değil." güldüğünde yüzümü buruşturmuştum. "Kaç yaşındayız amına koyayım?" bana bakıp kaşlarını çattı "Hadi, hadi yürü gidelim şu yeni aşıkların yanına." kafamı sallayıp yürümeye başladım. Yanıma geldiğinde kolunu omzuma atarak beni kendine çekti, saçlarıma bir öpücük bıraktı. "Yine çok güzel kokuyorsun." bir kez daha burnunu saçlarıma daldırdığında onu hafifçe ittim.

"Ya Ata ne yapıyorsun umuma açık yerdeyiz." dediğime bozulmuş olmalı ki kolunu indirdi ve beni kendine döndürdü. "Ne yani utanıyor musun?" kafamı iki yana salladığımda ellerini yanaklarıma koydu "O zaman bunu yapmaya hakkım var." dudaklarını dudaklarıma bastırdığında gözlerim hemen kapanmıştı bu istem dışı oluyordu. Yanımızdan geçenlerin seslerini duyuyordum ancak şuan umurumda değildi kim ne istiyorsa onu düşünsün. Biz utanılacak bir şey yapmıyorduk, aşkta utanılacak bir şey yoktu. Bunda ayıplanacak bir şeyde yoktu, bu kutsal bir duyguydu herkesin hayatında en az bir kez tattığı bu duygu insana her şeyi yapacak gücü bahşediyordu. 

Dudaklarını dudaklarımdan ayırana dek nefesimin tükendiğinin bile farkında değildim, ikimizde nefes nefese birbirimizin gözlerinin içine düşüyorduk. "Seni seviyorum." dediğimde yanımızdan geçen bir kadın durup bize baktı Atakan'da "Bende seni seviyorum." dediğinde kadın 'tch' sesini art arda çıkararak uzaklaştı. Herhalde bize laf atmaya cesaret edememişti, etmemesi kendisi daha iyi olmuştu zaten. Atakan elimi tutup beni peşinde sürüklemeye başladı bundan şikayetçi değildim. Hemen yanına ulaşarak yanında yürümeye başladım insanların garip bakışları rahatsız etmiyordu.

Gideceğimiz kafeye vardığımızda içeriye girip bir masaya oturduk Akın ve Serkan çifti daha gelmemişti. "Ne zaman gelecekler?" diye sorduğumda Atakan derin bir nefes aldı "Ne bileyim." dedi ve telefonunu çıkartıp ilgilenmeye başladı. Bende üzerimdeki ceketi çıkartıp yanımdaki sandalyeye bıraktım. İçerisi oldukça sıcaktı, yanımıza gelen garson güler yüzü ve kısılan yeşil gözleri ile bize bakarken "Hoş geldiniz ne arzu edersiniz?" dedi kadifemsi sesi ile. Gelen yabancı sesle Atakan'da telefondan başını kaldırıp garsona baktı. "Ben bir kahve alayım, sade olsun." garson kafasını sallayıp sipariş defterine not düştü bana döndüğünde yeniden gülümsedi "Siz?" bende siparişimi verince garson hemen getireceğini söyleyip yanımızdan ayrıldı.

Siparişlerimiz geldikten bir süre sonra Akın ve Serkan gelmişti bir süre muhabbet ettikten sonra herkes telefonlarına gömülmüştü ben ve Akın hariç. Biz sürekli birbirimizle konuşup arada gülüşüyorduk, elimi uzatıp Atakan'ın telefonunu elinden çekince yüzünü kaldırıp bana baktı "Telefonla oynamaya mı geldik?" Akın'da aynısını yapınca ikisi de şaşkın bir ifade ile bize bakıyordu. "Hadi kalkın oyun salonuna gidelim." Akın'ın söylediğini onayladım "Evet! Hadi gidelim!" Serkan'dan bir iç çekiş duyduğumuzda hepimiz ona döndük "Çocuk musunuz? Ne oyun salonu ya?"

"Yaa hadi Serkan nütfen! Nütfen! Nütfen!" Akın yaptığı yüz ifadesi ve bebek gibi konuşması sayesinde onu ikna etmişti "Atakan?" dediğimde bana bakıp gülümsedi "Sen nereye ben oraya kiraz." dediğine gülümseyip ceketimi koluma takıp ayaklandım. Hesabı ortak şekilde ödedikten sonra kafeden çıkıp oyun salonuna doğru yürümeye başladık. Serkan ve Akın gerçekten birbirlerine çok yakışıyorlardı ve aramızdaki buzlar neredeyse erimişti Serkan her gördüğünde benden özür diliyordu bu bir süre sonra canımı sıksa da üzgün olduğunu bilmek iyi hissettiriyordu.

Oyun salonuna vardığımızda hepimiz bowling oynamak için karar kılmıştık. Bir pist seçtiğimizde atış sıramızı belirledik "O halde böyle boşuna oynanmaz iki kişilik takımlar halinde bir şeyine oynamamız lazım." Serkan konuştuğunda hepimiz onu onayladık. "Peki neyine oynayacağız?" dediğimde Akın söze atladı "Bence kaybeden çift kazanan çiftin kölesi olsun!" heyecanla konuşmuştu "Klişe." Akın Serkan'a dirseğiyle vurduğunda iki büklüm olup tek elini kaldırdı "Tamam, tamam minik kuşum ne istiyorsa o olsun." hepimiz gülüştüğümüzde oyuna başladık. Topları kaldırmakta sorun yaşasam da bir saatin sonunda oyunu tamamlamıştık arkada lobide oturdukları yere gidip kendimi Atakan'ın yanına bıraktığımda "Harikaydın sevgilim." deyip beni öpücük yağmuruna tuttu.

Karşımızda oturan çift ise hiç mutlu gözükmüyordu Atakan'ı zorla durdurup "Yarın bizim kölemizsiniz." dediğimde kafalarını hızla bana çevirdiler "Ama yarın okul var." omuzlarımı kaldırıp indirdim "İyi be tamam oluruz." Serkan homurdandığında günün burada bittiğini anlamıştık. Oyun salonundan çıkıp evlerimize dağıldık tabii ben Atakan'la gidiyordum. "Bu akşam bize gelsene." dediğimde "Yarın okul var ve çok yoruldum, seni bu gece tatmin edemem üzgünüm." dediği şeyle gözlerimi ona diktim. Gülmemek için kendini tutuyordu, koluna hafif bir yumruk atınca kahkaha atmaya başladı. "İyi! Elinle sana mutluluklar!" kollarımı göğsümde bağlayıp önden yürümeye başladım. Yanıma gelip kolunu omzuma attığında yalancı tribimin buraya kadar olduğunu anlamıştım. Hep böyle oluyordu bir hareketiyle kendini affettiriyordu hayatımda yaşadığım en büyük haksızlıklardan biriydi ama ben bu haksızlıktan oldukça memnundum. 

🌈


Can ve Atakan hakkında görüşleriniz nelerdir?

-Medya Can-


Kiraz [boyxboy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin