ÇÖOBG - 30 - Köstebek'in Gizli Ailesi

670 25 14
                                    

Çünkü Öküz Olmak Bunu Gerektirir!

All Rights Reserved

Bölüm 30 - Köstebek

*-*-*-*

BU KISMI SONUNA KADAR OKUYUN, PARTİ VERİYORUZ!

Otuzuncu bölümümüz kutlu olsun! Amanın, yirminci bölümü kutladığımızı hatırlıyorum, ne çabuk büyüyoruz keratalar!!!

Her neyse, bu bölümü, otuzuncu bölümümüz olması anısına özel bölüm yaparak kutsuyorum.

Azra'dan haberlerim vaaar! Onunla geçen gün (Salı) telefonda konuştuk ve hepinize selam söyledi. Sizi çok seviyormuş. İyileşti ama yine de sesi berbat geliyor, fazla konuşamadık zaten. Bana yakın zamanda yine bölüm göndereceğini ama Şubat'a kadar olmayacağını söyledi.

Aylin bu bölümde bana çok yardım etti. TEŞEKKÜRLER, MELEK. Seviliyorsun. :* (Gerçek anlamda çok yardım etti. ÇOK.)

Bu bölümü Köstebek'e ithaf ediyorum.

*-*-*-*

Ona hafif bir bakış attım. Hiç bovling oynamadığımı söylediğimde beni buraya getirmişti.

"Bana, içimden bir ses bunu yapamayacağımı söylüyor." Dediğimde omzunu silkti.

"Tabii. Bir tane strike attığını görürsem, yemin ediyorum lane'in ortasında durup beni lobutlarla beraber aşağı göndermene izin vereceğim." Dediğinde sözlerinin altındaki alaycı sese dil çıkarttım.

"Salaklık yapma! Sanki sen hep strike atıyorsun."

"Turkey bile atarım." Dedi, içimden bir ses onun bu oyunda çok iyi olduğunu tekrar edip dururken.

"Hep mi turkey atıyorsun?" Kıkırdadı.

"Yeter ki sen iste bebeğim." Gözlerimi devirdim. Ağır topu yavaşça kaldırdım.

Lobutlara doğru atıp bıraktım ve top biraz yuvarlanıp sonra da yan çizgiden lobutlara değmeden boşluğa düştü.

Üzgün bir yüzle lobutlara baktım.

"Hahaha! Öyle değil." Arda iki adım atıp mor bir top aldı.

Kolunu kaldırdığında, topun ona ağır gelmediğini fark ettim. Topu hızla savurdu ve hepsini devirdi. "Al sana strike, bebek." Dediğinde gözlerimi devirdim.

Konuyu değiştirmek adına alakasız bir soru sordum. "Turkey nasıl oluyor?" Gözleri topları tararken bir süre cevap vermedi.

"Üç kere üst üste atınca." Dedi sonra. Başını kaldırıp bana baktı. "Sen benim bovling oynadığım gün nasıl oldu da bağırdığımı bildin?" Kaşlarını kaldırmıştı ve sorgulayıcı bakışlarla süzüyordu beni.

Gözlerim şaşkınlıkla açılırken sırıtmaya başladı. Ne düşündüğünü bilmek çok da zor değildi.

---

Kendimi günün yorgunluğuyla yatağıma attım. Burnumun tıkalı olduğunu fark edince kalkıp astım ilacımı kullandım.

Geçmemişti. Büyük ihtimalle tekrardan grip olacaktım.

Yorganımı üzerime çekip içinde üşüdükten sonra ellerimi bacaklarımın arasına yerleştirdim.

Düşünce seli beynimi kaplamaya başlarken uyumaya çalışıyordum.

Çünkü Öküz Olmak Bunu GerektirirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin