ÇÖOBG - 16

1.2K 37 13
                                    

Çünkü Öküz Olmak Bunu Gerektirir!

All Rights Reserved

Bölüm 16

*-*-*-*

Bu bölüm benim için çok önemli. En büyük ilham perim Ekin’in ölümünden öncesi ve Melisa ile karşılaştıktan ve ölümünden sonrası. Hikayede ölmeyecek tabii ki. Melisa onun hayatına ışık hızıyla giren ve onu öldüren löseminin yerini tutan baş karakter.

Evet anlıyorum şaşkınsınız. Benim gibi amatör bir yazardan beklemiyordunuz.

Umarım kaş yapayım derken göz çıkarmam, bu daha önce başıma geldi.

Umarım başarırım ve siz de seversiniz.

Umarım, konumuzla alakası yok ama, Allah Ramazan Bayramı’nda dualarınızı ve orucunuzu kabul eder.

Azra bugün de yok. Ama inanın, Azra için bu bölüm, benim için olduğundan çok daha önemli.

Azra, kocaman gülümseyip fotoğraf çekilmeyi ve İsviçre’ye göndermeyi unutma! Ben kesinlikle yapacağım.

*Bugün Ekin’in ölümünün ay dönümü. Yoksa neden bu kadar duygusal bi’ giriş yapayım ki? (Bu arada, yayınladığım tarihten önceki bir tarih. O da bende kalsın.)*

*-*-*-*

Ekin

Şu ana kadar. Hayatımda hiç bu kadar fazla... Heyecan yaşadığımı sanmıyorum.

Şunu söyleyebilirim, o otel gecesinde Melisa ile karşılaştıktan sonra...

Ne bileyim işte, sanki birisi geçmiş hayatımın elektriğini kesti. Tekrar fişe taktıklarında ise, yenilenmiştim. Cennete girmiş gibi olmuştum.

Aynaya baktığımda, yine büyük gözlükleri, çilli bir yüzü ve darmadağın olmuş saçları görüyordum, ama eski gördüğüm gözlüklere, yüze ve saçlara benzemiyorlardı.

Gözlerimde ışıltı vardı artık en azından.

Hayattan bir şeyler bekliyordum.

Daha fazla gülüyordum.

Aklıma o geldikçe, daha da fazla gülüyordum. Saçmalamak, saçma salak hareketler yapmak, çıldırıp bağırmak, uydurduğum saçma şarkılar söylemek geliyordu içimden.

Her hayalimde o vardı.

Ona aşıktım, ona deli gibi aşıktım ama,

Onun gözünde sadece kardeştim.

Halbuki hayatımı kurtarmıştı.

Yaşadığım çöplükten çıkıp cennete gitmiştim. Cennetteydim.

Kendimi, ona söylemeye zorladım. Belki duyduğu anda çığlık atar, bana sarılır ve dudaklarımı bir kafesin içine alırdı, belki de, bana gerçekten vurmasa bile, ‘Senden nefret ediyorum,’ kelime üçlüsüyle suratıma şimşek gibi bir tokat çakardı.

Kendimi, ona söylemeye zorlamaktan vazgeçtim. Korkuyordum. Vereceği ‘Evet,’ cevabından da, ‘Hayır,’ cevabından da çok korkuyordum. Eğer evet derse, cenneti kaybetmekten korkuyordum. Çünkü beni cennete gönderen melek yanımda olacaktı. Hayır derse de... Hayır demesinden korkuyordum. Cennet hep benimle olacaktı ama meleğim kaybolacaktı.

Çünkü Öküz Olmak Bunu GerektirirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin