Çünkü Öküz Olmak Bunu Gerektirir!
All Rights Reserved
Bölüm 14 - Önemli Bölüm: Tuncay
*-*-*-*
BU KISMI OKUYUN!! SONRA BANA GELİP NEDEN BÖYLE NEDEN ŞU NEDEN BU DEMEYİN!!
Bölüm bir önemli bölüm. Çok uzun olmayabilir ama olayların kaynaşma kısmı. Bölümü mutlaka okumanız gerektiğini düşünüyorum. {Sadece önemli bölümlere isim vereceğim.}
Sonradan eklenmiş not: Daha önce belirttim mi bilmiyorum, Melisa sarı saçlı ve koyu yeşil gözlü bir kız olacak. Irmak koyu kahverengi gözlü ve çikolata rengi saçları var. Arda’nın gözleri çok açık kahverengi ve saçları çok koyu kahverengi. Deniz’in sarı saçları ve mavi gözleri var. Daha önce farklı bir şekilde betimlemişsem şimdikiler geçerli olacak. Hikaye ona göre biçimlenecek.
Merak etmeyin, sonradan *inceltilmiş ses* ‘Aslında Irmak ve Arda, Melisa ve Deniz kardeşler...’ falan gibisinden bir saçmalık yapmayacağım. Bunu da belirteyim dedim.
*-*-*-*
Irmak
Merdivenlerden yavaşça inerken, etraflarındaki insan seline aldırmadan Bora’yı yumruklayan Arda’yı görmemle kalakaldım. Vaay, can dostlar bile kavga edermiş. Kolumu dürtükleyen Aylin onları ayırmam gerektiğine dair bir izlenim sunduğunda hızlı adımlarla yanlarına ilerledim.
“Hey hey ne yapıyorsunuz!?” Diye bağırdım, Bora’nın dağılmış suratına, patlamış alt dudağına, morarmış gözüne ve Arda’nın hafif kanlanmış ellerine, onun da morarmış gözüne ve burnundan akıp dudaklarına damlayan kana bakarak.
“Seni ilgilendirmez Irmak.” Diye tısladı Arda ve Bora’ya dalacakken kolundan yakalayıp durdurdum.
“Sakın.!” Diye bağırdım ve Aylin yavaşça aralarına girdi. Ellerimi Arda’nın göğsüne koyup onu ittirdim.
“Görüceksin sen gününü!” diye tısladı Arda, soluk soluğaydı.
“Lan ben bir şey yapmadım yanlış anladın sen!” diye bağırdı Bora ama Arda ona yine de saldırdı. Kolunu tutup durdurdum.
“Dağılın! Gösteri bitti! İşiinize dönün!” diyerek insanları dağıttı Aylin. Sonra yanımıza geldi. “Sorunu anlatıyorsunuz?” sorarmış gibi konuşmuştu.
“Sanane kızım ya. Ayırdınız bitti. Siktirin gidin şimdi.” Dedi Arda, yine kibarlığından ödün vermeyerek (!). Gözleri Bora’yı dikizliyordu ve gerçekten sinirliydi. Gerçekten sinirliyse de, eline geçen herhangi bir şeyi sinirlendiği kişiye fırlatabilir veya o kişiyi seksen parçaya ayırabilirdi.
“Gitmiyorum lan!” diye bağırdım ona doğru. Tamam, olayı öğrenmek zorunda falan değildim, ama kesin okulun popüler sürtükleri hemen olayı araştıracak, yalanlarla bezeyip okula sunacaklardı. Onlardan önce ben öğrenip havamı öttürmeliydim.
“Gidiyorsun.” Dedi Arda sakince, cebinden bir maket bıçağı çıkarıp hemen önündeki masanın üzerine koydu. “Yoksa bunu yersin.” Birisinin kolumu çektiğini hissettim ve Bora beni geriye püskürttü.
“Kıza iyi davran lan!” dedi, masanın karşısındaki Arda’ya doğru yumruklarını sıkarak.
“Ne yaparsın lan!” diye bağırdı Arda da.
“Ne oluyor burada?” diyen müdürün gür sesi kantini doldurduğunda ikisi de susmuşlardı. Müdür bize şöyle bir baktı. “Siz neden buradasınız?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Öküz Olmak Bunu Gerektirir
Teen Fiction"Gözlerimi kapattığımda ne görüyorum biliyor musun? Yıldızları. Milyonlarca yıldız. Sonra, aklıma sen geliyorsun. Seni çok benzetiyorum yıldızlara. Onlar gibisin çünkü, parlak ve her yerde. Baktığım her yerdesin sen." ~Kahverengi Gözler~ © Bütün hak...