Çünkü Öküz Olmak Bunu Gerektirir!
All Rights Reserved
Bölüm 9
Y.N.: Multimedia’ya bölümde adı geçen bir Just Dance videosu koydum. Blurred Lines. Dansçımız da, Averageasiandude, yani videoyu o çekmiş. Ama siz, Berk ve Arda diye düşünün lütfen :)
Irmak
Ya gerçekten inanamıyorum! Arda bir süre daha yumrukladıktan sonra gelen giden olmayınca bana dönüp sırıttı. Aklından neler geçiyor bu çocuğun? Düşündüğüm şey olmasın. Lütfen.
Ama, sanırım düşündüğüm şey çünkü bana kötü kötü sırıtıyor.
“Uzak dur Arda!” dediğimde yaklaşmaya devam etmişti. Işıklar neden kapalı ki!? Ah, doğru, Mehmet iki gün önce basketbol topuyla floresan lambayı patlatmıştı. “Aklında sorun mu var!” diye bağırdığımda hemen burnumun ucunda bir nefes hissettim. Alnını alnıma dayadığında yüzümü de ellerinin arasına almıştı. Öyle donup kalmıştım. Onu ittirmeye çalıştım ama milim kıpırdamıyordu. Pis pis gülüşü de yok muydu? Beni çileden falan çıkarmaya çalışıyorsa, ah, ben çileden çıktım, Miami’ye doğru gidiyorum!!
Burnu burnuma değdiğinde irkildim. Göğsüne daha fazla bastırdım ama yine de kıpırdamıyordu. Ben de sonumu görmemek için gözlerimi kapattım.
Burnunu burnuma bastırdığında, dudaklarının sırasının geldiğini sandım ama bir şey olmadı. Gözlerimi açtığımda onun da gözlerinin açık olduğunu ve koyu kahverengi bir karanlıkla bana baktığını gördüm.
Bir süre öyle kaldık. Gözlerimiz gözlerimizin içinde.
Sonra sessizliği bozdu.
“Seni öpeceğimi mi sandın, sürtük?” A yok artık. Suratına çarpan hızlı bir tokatla başı yana düşerken benimde gözlerimden bir damla ayakkabıma damladı.
Sürtük. Sürtük. Sürtük. Sürtük. Sürtük. Sürtük. Bana istediğini diyebilirdi. Domuz, eşek, ayı, orangutan. Her şeyi. Ama bana ‘sürtük’ DİYEMEZDİ.
Gözlerini kaldırıp yine benimkilerle birleştirdiğinde gözlerim bulanıklaşmaya başlamıştı bile. Onu hızlıca ittirdiğimde kapının önüne ulaşmıştım. Uzun süre tekmeledim, yumrukladım, bağırıp çağırdım ama ses veren olmadı. Arda ise hala arkamda ayakta dikiliyordu ve sanırım beni taktığı yoktu. Sırtımı kapıya yaslayıp yere oturduğumda ağlamaya devam ettim. Biri beni buradan kurtarsın.
“İçeride birisi var mı?” Aylin? AYLİN! Tanrım, sesimi duyduğun için minnettarım.
“Aylin kurtar beni!” diye bağırdığımda kapı zorlandı. Biraz daha zorlandı.
“Biraz bekle!” dediğini duydum Aylin’in, koşturdu ve merdivenden indiğini duydum. Sonra da acele ettiği için düştüğünü. “Ah!” dediğini duydum ama, kalkıp gitmiş olmalıydı çünkü başka ses gelmedi. Bir süre sonra kapının anahtar deliğinden tıkırtılar geldi. Kapı gıcırdayarak açıldığında önde kapıyı açan hademeyi, arkasında da telaşlı gözlerle bana bakan Aylin’imi gördüm. Hızlıca koşup sarıldığımda hala gözlerimden yaşlar boşanıyordu ve ben Arda’nın o kelimeyi neden sarf ettiğini anlamakta hala zorluk çekiyordum.
Arda
Kapının kapandığını anladığımda aklıma gelen ilk cümle ‘Olamaz bir domuzla aynı odada kalamam!’ olduğundan kapıya tekme tokat girişmiştim. Ama sonra aklıma daha başka bir düşünce geldi. Bu kızı bugün altıma alırsam, videoya kaydedebilirsem, koyarım YouTube’a intikamımı alırım aslında. Ona yaklaşmaya başladığımda karanlıkta -gözlerimizin alışabildiği karanlıkta- yüzünün çok masum göründüğünü fark ettim. Ona ilerledim ve yüzünü ellerimin arasına aldım. Amacım öpmekti, evet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Öküz Olmak Bunu Gerektirir
Fiksi Remaja"Gözlerimi kapattığımda ne görüyorum biliyor musun? Yıldızları. Milyonlarca yıldız. Sonra, aklıma sen geliyorsun. Seni çok benzetiyorum yıldızlara. Onlar gibisin çünkü, parlak ve her yerde. Baktığım her yerdesin sen." ~Kahverengi Gözler~ © Bütün hak...