Çünkü Öküz Olmak Bunu Gerektirir!
All Rights Reserved
Bölüm 29
*-*-*-*
Müge, seninle beraber kurduğumuz kurgu üzerinde çok düşündüm ve sonuç olarak, eğer onu devam ettirirsem bağlayamayacağımı fark ettim. Kusura bakma, o kadar yetenekli değilim. *Üzgün surat.*
Ama, seni çok seviyorum ve bu yüzden bölümü sana veriyorum.
Sayın Okuyucular;
Kusura bakmayın, kısa bir bölüm oldu fakat bütün bölümü Müge’nin ağzından yazdım. Sonuçta onunla bir kurgu kurmuştuk ama ben kurguyu yazıya dökmedim. Onun üzülmesine sebep olmuş olailirim, özür dilerim.
Hepinizi seviyorum, afiyet olsun! *Göz kırparak sırıtan surat.*
*-*-*-*
“Seni anlamak çok da zor değil,” edim Tolga’ya, odamdaki ikili koltuğa oturmuş, üzerimize battaniye çekmiş elimizdeki sıcak çikolataları içerken.
“Gerçekten mi?” diye sordu, şaşırmış olduğu kaldırdığı kaşlarından belliydi.
“Sonuçta insanlar sevecekleri kişileri seçemez.” Dedim omzumu silkerek.
“Sen bunu tesadüf eseri öğrendin, hiç kimseye söylemek yok.” Kıkırdadım.
“İnsanlara söylediğimde elime bir şey geçmeyecek, Tolga.” Kahkaha attı.
“Neden? Bir erkek arkadaşımın olmasını istemez misin?” Gözlerimi devirdim.
“Olsun, ama mümkünse benden uzakta.”
Güldü. Kapım tıklatıldığında ikimiz de susup kapıma baktık.
İçeri Berk girdi.
“Ooo, gençler,” dedi kendini yatağıma atarak. “Aman Tanrı’m didim.” Dediğinde gözlerimi devirdim.
“Neden ‘Aman Tanrı’m,’ deme isteği duydun ki?”
“Çünkü yatağın benimkinden bin kat yumuşak,” uzanarak devam etti. “Ve rahat...” Kıkırdadım.
“Hah, emin ol Berk, senin kucağın daha rahattı.” Dedim dalga geçerken. “Ama ne oldu birden? Küüt! Yere yapıştım! Ve emin ol, yine, yer hiç de rahat değildi!” dediğimde sırıttı.
“Kusura bakmayacan.”
“Komediydiniz lan,” dedi Tolga kahkaha atarken.
“Biliyok,” dedi Berk. “Sen ne ayak yani? Ne ayaksın sen?” Tolga’ya kaş göz yapınca istemeden kıkırdadım.
“Egoist,” diye mırıldandı Tolga.
“Müge ya,” dedi Berk. “Siz bugün kızlarla buluşmayaca-” Sözünü tamamlamasına izin vermeden hızla ayağa fırladım.
“Saat kaç!?” diye bağırdım. Berk kahkaha atarken Tolga günün ilk esprisini patlattı.
“Saat kaçmaz.”
“Bari fırına atsaydın,” diye homurdandım, tişörtümü çıkartırken. “Bu biraz bayat çünkü.”
Dolaptan uygun bir şeyler bulmaya çalışırken bütün kıyafetleri fırlattığım için odanın içi kıyafetle dolmuştu.
Elimi pantolonumun cebine atıp telefonumun saatine baktım. 11:30.
“Yarım saatim var ve ben daha giyinmedim bile!” Hızla üzerime mavi gömleğimi geçirdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çünkü Öküz Olmak Bunu Gerektirir
Novela Juvenil"Gözlerimi kapattığımda ne görüyorum biliyor musun? Yıldızları. Milyonlarca yıldız. Sonra, aklıma sen geliyorsun. Seni çok benzetiyorum yıldızlara. Onlar gibisin çünkü, parlak ve her yerde. Baktığım her yerdesin sen." ~Kahverengi Gözler~ © Bütün hak...