Chanyeol'e Not ✍🏻

102 11 45
                                    

"Kızlar hazır mı her şeyiniz?"

Hümeyra "Hazır hazır!"

"İyi yarım saat sonra çıkarız. Anca şimdi yollar kalabalıktır. Hem yarım saatte binmek için o telaş falan sürer zaten."

Mısra "Peki, biz tamamız zaten. Sen bir şeyini unutma!"

Toprak "Nefes?"

"Efendim?"

Toprak "Gitmek konusunda emin misin? Bak bu son şansın, hayatına yeni bir sayfa açabilirsin. Seul yerine Busan'a da gidip yerleşebilirsin. Burası senin hayallerindeki ülke. Belki bir daha dönemeyebilirsin."

"Gitmeliyim. Onlara daha fazla bağlanamam. Hem sizde çok iyi biliyorsunuz. Burada bir okula yerleşemedim. O yüzden 3 aylık süremde doldu."

Mısra "Bir şekilde uzatabilirdin. Ne bileyim? Burası için çok uğraştın. Sonunda başardın ama hayallerindeki gibi olmadı."

Mısra'nın bu sözleri üzerine gözlerimi evin her bir köşesinde bir tura çıkarttım. Evet, burası hayallerimdeki ülke. Hayallerimdeki adamlarla tanışma fırsatı veren de bir ülke. Aslında kötü geçirdiğim zamanların yanında çok güzel geçirdiğim günlerde oldu. Ama bu ülke benim gözyaşım oldu. O yüzden bu ülkeden gitmeliyim. Hem kendi iyiliğim, hem de onların iyiliği için...

🍀🍀🍀

Havaalanına artık gelmiştik. Ben ave kızlar bekleme salonunda beklerken Mısra'da pasaportları işlemlerden geçiriyordu. Bende telefonumu çantamdan çıkartıp tuş kilidini açtım. Hiçbir arama ya da mesaj yoktu. Aslında üyelerden bunu beklemek saçmaydı. Ama işte insanda bir umut son kez onların sesini duymak ya da en azından bir kez görmek isterdim. Çünkü biz evden çıkarken hiç biri evlerinde yoktu. Bir tek menejerleri vardı. Aslında oraya gitme sebebimde anahtarı onlara bırakmaktı. Daha önce emlakçıya gittiğimde dükkânının kapalı olduğunu görünce bende üyelerin evi olduğundan onlara bıraktım. Ayrıca bir tek anahtar değil, birde Chanyeol'e bırakmam gereken küçük bir notta vardı. Onların bir ihtimal aramalarını beklememde o nota karşılık cevap beklemekti. Beni bu düşüncelerden sıyırıp alan şey ise Mısra'nın sesiydi. Başımı kaldırıp ona baktığımda elinde pasaportlarımız ve onaylanmış biletlerimiz. Mısra gelip yanımdaki boş koltuğa kendini bıraktı.

Mısra "Uçuş 10 dakika sonraymış."

"Peki."

Mısra "Nefes! Sen hazır mısın?"

"Evet. Hazırım hem annemle ponçiğimi Asaf'ı çok özledim."

Hümeyra "Tamam. Sen iyiysen bizde iyiyiz."

Toprak "Hadi kalkın bavullarımızı kontrolden geçirelim." Dedikten sonra hemen kendimiz ve bavullarımız kontrolden geçip uçağın havalanmadaki önce ki yani uçağa binilen yere gittik.

Kai'den...

Hepimiz son provaları yapıyorduk. Çünkü bizim büyük programa az kalmıştı. Bugününde provasını bitirip, yurtta gelmiştik. Banyo yapıp, yemek yiyecektik. Birçok üye banyoya birçoğu da dinlenme salonunda oturuyorlardı. O sıra odasından çıkıp D.O. yanımıza geldi.

D.O. "Chanyeol nerede telefonu çalıyor."

Suho "Banyo yapıyor. Hem kim arıyor ki?"

D.O. "Bizim menejer." dediği sıra telefon kapandı. Bu kez de Suho Hyung'un telefonu çalmaya başladı. Yine arayan bizim menejerlerdi. Suho Hyung telefonu açıp hoparlöre aldı.

Suho "Efendim Hyung?"

"Suho! Yurtta mısınız? Chanyeol yanınızda mı?"

Suho "Evet yurttayız. Chanyeol da banyo yapıyor. Niçin aramıştınız?"

"Sizin evde çalışan temizlikçi kız. Evin anahtarını ve bir de Chanyeol'e not bıraktı." Derken arkamızdan gelen Chanyeol menejerin dediklerini duydu.

Chanyeol "Hyung! Ben geldim. Ne notu? Kim bıraktı Nefes mi? Gittiler mi bizimle vedalaşmadan mı ama neden? "
"Ne notu bende bilmiyorum okumadım. Ama bunu sana vermemi istedi."

Chanyeol "Hyung sana zahmet okur musun?"

"Emin misin?"

Chanyeol "Evet! Merak ettim."

"Peki

Her Nefeste "AŞK"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin