Tony Stark uzun süren bir aranın ardından ilk defa yatağından kalkmak istemiyordu.Genellikle sabaha kadar laboratuvarında veya garajda olurdu.Friday uykusuzluktan bayılacağını haber verene ya da takım arkadaşlarından biri gelip onu acımasızca yatağına sürükleyene kadar çalışırdı.Dün gece ise Stark Expo'dan çıkıp doğruca merkeze gelmiş ve odasına kapanmıştı.Pepper onlarca kez hasta olup olmadığını kontrol etmek için aramıştı.
Hasta değildi ama o kadının dün gece söylediği sözler hala kulağındayken yapabileceği pek fazla şey yoktu.Çalışmaya kalksa, çok sevdiği zırhlarının o çocuğun ölümüne sebep olduğunu düşüneceğini biliyor ve bundan özellikle kaçınıyordu, en azından bir süreliğine.
Camları karartılmış geniş odada arama ekranı belirince gözlerini kısarak baktı ve ofladı.
"Cevapla Friday." Ve Pepper Potts'un endişeli sesi anında kulaklarına doldu.
"Tony? İyi misin?"
"Hey Pepper." Ayaklarını özenle ısıtılmış zemine basıp kollarını iki yana açarak gerindi.
"Sabahtan beri sana ulaşmaya çalışıyorum, neredeyse merkeze gelecektim."
"Akşam mı oldu?" Kaşlarını çatıp hareketlerini durdurdu.Pepper hatta konuşurken yapay zekaya kısa bir komut vermesiyle öğle güneşi odaya doldu.
"Pepper, ben iyiyim.Beni düşündüğün için sağol ama şimdi kapatmam gerek."
Arama sonlandırılırken temkinli bir halde ayağa kalktı.
"Friday! Beni söylediğim saatte kaldırman gerekiyordu." Hayretle bağırdı.Friday daha önce böyle bir şey yapmamıştı.Fakat cevap gelmedi.
"Friday?"
"Evet patron?"
"Merkezde kimse var mı?" Tehlikede olduğunu hissediyordu.
Tekrar sessizlik.
Göğsüne dokunup zırhın onu kaplamasına izin verirken şansına lanet ediyordu.Kaptan ve Bucky son iki yıldır HYDRA'nın bulabildikleri yeni üslerine saldırıyorlardı ve merkeze nadiren uğruyorlardı.Thor Asgard'daydı, Bruce yeni bir tehdide dek Hindistan'a dönmüştü ve Clint ile Kızıl Ajan iki aydır Rusya'da görevdeydi.
Saniyeler içinde ortak salon olarak kullandıkları kata uçmaya başlamıştı.Merkezde birileri varsa bırakıp gidemezdi.
"Friday, Steve'yi ara ve-" Cümlesini tamamlayamadan yavaşladı ve salonun girişinde durdu.Zırhın maskesi havaya kalktığında Tony Stark'ın yüzünde her zaman şahit olamayacakları türden bir şaşkınlık vardı.
Beklediği şey uzaylılar, yaratıklar ya da ölümcül askerlerdi; salonu şenlik alanına çevirmiş takım arkadaşları değil.
Zırhından kurtulup eskimiş Metallica tişörtü ve bol bir eşofmanla orada dikilmeye devam etti.
"Burada neler oluyor Tanrı aşkına?" Ellerini iki yana kaldırmış halde sordu.
Sonra tıpkı kendisi gibi şaşkınlıkla kaşlarını kaldırmış veya gözlerini büyütmüş halde kendisine bakan arkadaşlarını fark etti.Ona bakmaktan kaçınan tek kişi uzun boylu sarışın adamdı.Yüzü kıpkırmızıydı ve mavi gözleri onun dışındaki her yerdeydi.Steve'nin eski püskü telefonundan gelen sinir bozucu melodi salondaki tek ses olurken Tony neden herkesin en az onun kadar şaşkın olduğunu anlamıştı.
"Kes şunu Friday, sanki aramama gerek olmadığını bilmiyormuşsun gibi.Seni hurdalığa satacağım." Diye homurdandı.
Onun yapay zekayla konuşmasını bölen ilk kişi Clint oldu.Tony onun ahtapot gibi sarılışından kurtulmak için çırpınırken kesik kesik soludu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stony One Shots
FanfictionSteve Rogers • Tony Stark Çoğunlukla AU stony #4 tonystark #33 steverogers #19