BÖLÜM BİR

11.5K 465 439
                                    

Yukardaki şarkıyı açmayı unutmayın okurcanlar:)

^Umarım beğenirsiniz:)

^^O zaman bu hikayede gökyüzü ve doğasını bulup birbirlerini'e umut olanlar için gelsin..."

1.Bölüm

"lanetlenmişim ben..."

Gün ışıgı usul usul aydınlatıyordu taş konaklar ve dar sokaklarıyla dolu urfayı. Zeynep son kez dogup büyüdüğü konaga baktı,Gözleri dolu yüzünde tebessüm vardı bakışları geniş ve büyük avluya düştü, çocukken kardeşlerinin yaptıgı yarmazlıklar ve zeynebin onlara ablalık taslaması belirdi yaş dolu yeşil gözlerine, Annesinin onlarla tıpkı bir çocuk gibi oynarken çıglık çığlıga atıgı kahkalar yankılandı Kulagında. Elinin tersiyle gözlerini silip tekrar göz gezirdi konaga arkasını dönüp usulca kapatı kapıyı.

***

Saçlarımda ki baskı ve yüzüme damlayan bir damla yaş ile kirpiklerimi kırpıştırıp gözlerimi araladım ve annemi karşımda aglayarak buldum, anlam veremiyordum gözlerimi kırpıştırarak acaba hala rüyadamıyım yoksa gerçek hayatamıyım diye gel git yaşarken, kaşlarım çatılmıştı kuruyan dudaklarımı ıslatıp uyku mahmuru ile dudaklarımı araladım.

"anne?" dedim sesim fısıltılı ve boğuk çıkarken, Neden ağlıyordu hiç bir fikrim yoktu. annem elinin tersiyle göz yaşlarını sildi ve gülümsemeye çalışır bir ifadeyle iki eliyle saçlarımı okşadı ve daha sonra eleri omuzlarıma düştü.

"kızım...hadi kalk." dedi ve gülümseyerek anlımı öptü, sanki elveda eder gibi öylesine derin öptü, ve ayaga kalkıp kapıya dogru adımladı yorganı üstümden fırlatıp ayaklarımı yere degdirdim ve annemin ardından seslendim.

"Anne?"dedim tekrardan sorarcasına. Annem arkası dönük hiç bir şey demeden

" aşagı gel kızım." dedi agkamaklı ses tınısıyla. Ne oluyor? Nasıl bir sabah bu böyle? Rüyamı görüyorum acaba? Diye düşündüm. Annem çıkıp gitmişti, hemen banyoya koşup rutin işlerimi halledip üstümü giyinmiş ve taş merdivenlerden aşagı inmiştim. Konak her zaman ki gibi cıvıl cıvıl degildi ölüm sesizligine bürünmüştü adeta, avluya inigimde masada sadece konağın kadınları ve hizmetlileri vardı erkekler yoktu,Yavaş ve sabırsız adımlarla annem ve yengemlerin yanına ilerledim.

"noluyor burda? Neden herkes cenaze varmış gibi ağlıyor? Babam ve amcamlar neredeler?" dedim sorularımı ard arda sıralarken.

Sevgi yengem başını kaldırıp bana dolu gözlerle bakarken açık kahveye vurgun gözleri ağlamaktan kan çanagına dönmüştü, sordugum sorunun cevabını bekliyordum, sabırsız gözlerle onlara bakarken kısa bir sesizlikten sonra kulagıma mermi gibi giren o cümleyle yıklıdıgımı hisettim.

"Baran... Kız kaçırmış." dedi sevgi yengem mahçup ve titrek ses tonuyla

"Ne!" diye bir çıglık dudaklarımdan uçup taş konagın duvarlarına çarpmış ve yankı yapmıştı.

"bu... Bu nasıl olur yenge?" diyebildim şok bir şekilde idrak edemiyordum .

"dogru duydun kurban oldugum yengem,Baran abin bu sabah kız kaçırmış şimşek konagından." dedi adeta kaynar sular döküldü başımdan aşagı. Yeşile vurgun gözlerim yere düşmüştü yengemin sesiyle tekrar onu buldu.

"babanlar fark etmiş ve hemen çıktılar ama kızın kardeşleri çoktan bulmuş ve hükmü vermişler." kelimler birer mermi gibi saplanıyordu kulaklarıma sorucagım soru karşısında vücudum titrerken.

Berdel-i Yeşil Zümrüt Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin