Keyifli okumalar🦋
11.Bölüm
" Ne sakin olcam ben be! Birde sizi anlıyorum diyorsunuz ne anlıycaksınız siz beni! Sizin torununuz yüzünden benim kızım bu hallerde! Sizin ailecek topunuzun kanı bozuk ahlaksızın tekisiniz! Ahlaksızlık sizin kanınıza işlemiş! " dediğinde hepimiz dumura uğramıştık o an Açelyanın gür sesi ulaştı kulağıma.
"Anne! Ne biçim konuşuyorsun yeter artık yapma! Senin kızın bozuk dediğin kanı taşıyor nasıl böyle konuşabiliyorsun!" dediğinde bir anda ayağa fırladı ve "ahh!" diye çığlık atması bir oldu.
Onur hızla bana doğru ani bir refleks yapıp bir eliyle kolumu tutup diğer elini belime atı. "neden ani hareketler yapıyorsun." dedi sert tonda onu aldırmayıp acı içinde anneme dönüp devam ettim.
"Derdin ne? anne, neyin peşindesin? Etiğin kelimeleri kulağın işitirmi? Kanı bozuk ne demek! Kızını el üstünde tutan bu insanlara nasıl kanı bozuk ahlaksız dersin anne! Ettiğin hakaretin ucu bana dokunur." dedim acı içinde.
"kızım ben senin iyiliğini düşünürüm." dedi üzgün bir tonlamada, dişlerimin arasından devam ettim.
"bu nasıl düşünmek anne! Hiç bir anne kızının iyiliği için gelin gittiği konağın soy adını taşıdığı adamın karşısına geçip kanıp bozuk diye hakaret edermi!" dedim kendimi kastıkça dikşlerim ciddi anlamda canımı yakıyordu.
"kızım..." dedi fısıltıyı andıran bir şekilde elimle annemi durdurup.
" anne ne duyduysanız yanlış duymuşsunuzdur kimse bana burada işkence etmiyor kimsenin beni küçük düşürdüğü yok." dedim sinirle ve devam ettim."Babamda sende boş yere kuruntu yapıyorsunuz. Ya anne sen beni el üstünde tutup kızı gibi gören Ahmet dedeme bunu nasıl dersin. İnsan damadını nasıl ahlaksız edebilir."
"kızım ben seni düşündüğümden yavrum." dedi hazır cevap bir şekilde.
"anne beni düşünmenizi tabiki anlıyorum, lakin ne Ahmet dedemin, ne kayınvalidemin, ne kocamın, nede bir başkasının beni küçük düşürdüğü falan yok ben burda iyim lütfen durumu zorlaştırnayın." dedim.Biraz soluklanıp kendime geldim ve tekrar devam ettim." anne lütfen iyim insanları gereksiz yere kırma artık." dedim sakinliğimi koruyabilmiş ve ses tonunu naif tutmuştum.
Konağın büyük demir kapıları açıldı ve görüş alanıma bir polis ekibi girdi, o an çaprazımda duran çelimsiz ve yaşlılığın hakimi altına giren zahir amcanın titremesini göz ardı edemedim.
Polis ekibi bize yaklaşırken onur hızla bana dönüp nazik bir şekilde beni incitmeye çalışmadan oturttu. Polis ekibi bir kaç adımdan sonra aramızda ki mesafeyi sıfrlayıp ciddiyetle karşımızda dikilmişlerdi.
"Merhaba Açelya hanım." dedi zannımca amir olan polis, acı ve tebesümle "merhaba." dedim.
"Fazla rahatsız etmeden ifadenizi almak istiyorum." dedi polis amiri, kendimden emin bir şekilde bütün olanları teker teker anlatım.
"Anladım Açelya hanım ifadenizi kayıt altına aldık. Peki şikayetçimisiniz? Zahir şimşek'ten." dedi ciddiyetle, bir müddet yanıtsız bıraktım onu taratıp biçmek adına, yanıtsız bıraktığım polis amirinin tarayıcı gözlerine gözlerimi dikip hayır anlamında başımı saladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berdel-i Yeşil Zümrüt
Ficțiune generalăTek sorun siyah bakıp beyaz görebilmekti... Bunu başara bilirmiyiz? Yapabilirmiydik... Derin nefes alıp "bunda anlamayacak bir şey yok istersen ben senin yerine sayayım." dedi ve işaret parmağıyla sol baştan teker teker saydı "10, 11" sayarak işar...