BÖLÜM ON SEKİZ

1K 98 40
                                    

Keyifli okumalar 🦋

18.Bölüm

"  hoşçakal... bu bir veda olmamalıydı  bu ikimizinde hoşçakakabilecegi bir veda olmamalı... " dedi kalbimi deşti geçti.

bir süre sessizlik oldu ellerim agzımda sadece içimi çekerek aglıyordum aradan geçen bir kaç dakikanın ardından telefonun kapanış sesleri kulaklarımın içinde yankılanmaya başlamıştı...

Öylece telefona bakakaldım Zeynep ablam yanıma yaklaşıp elini omzuma atı ve sıvazlamaya başladı.

Günlerdir aglamaktan başka yaptıgım birşey yoktu öylece sıradan bir eşya gibi bir köşede sesiz sedasız aglamakla yetiniyordum.

"geçicek emin ol." dedi Zeynep ablam tebessüm ve şefkatle onu yanıtlamadan.

Yavaşça ayağa kalktım ve kapıya dogru adımladım anahtarı sola çevirdim ve odadan çıktım.

Günden güne eridiğimi farkediyorum artık. Eskiden delice yaptıgım eglendiğim dolu dolu şeyleri yapmıyorum mesela. İnsanlar bir şeyler konuşuyor bir şeyler anlatıyor fakat anlamıyorum. Artık hevesimi kalmadığını yaşamak için can ataışımı çabalayışımı bunun için mücadele vermedigimi farkediyorum en kötüsüde  bu işte.

Odama girip yatagıma uzandım ve gözlerimi tavana diktim  geçen saniyelerin ardından Zeynep abla girdi ve yatagımın kenarında duran komidine oturdu.

"Açelya susma böyle içinden geldigi gibi konuş gitsin anlat bana birilerine kendi kendine en azından rahatlarsın." dedi şefkatle bir süre cevap vermedim uzun bir süre hiç cevap vermedim.

"yaptıgı şeylere ragmen kaçıp gitmeseydi karşıma geçip senin anlattıkların benim için daha önemli seni dinliyorum deseydi ben yine affederim onu hep affetmedim mi?" dedim hisizce artık ne tepki vereceğimi dahi bilmiyordum öyle konuşuyordum aklımı dilime yansıtmaya başlamıştım.

" bir kere güldürdüyse bin kere bedel ödetir gibi ağlatı sadece masum yanına ulaşmaya onu bulmaya çalışmıştım." dedim derince yutkunarak.

O sırada kapı tıklatıldı ve içeri Dicle girdi.

"hanımım Gülşah Hanım hazırlanmanız gerektiğini  söylüyor." dedi manasızızca sırıtım dedim ya artık duygularım birbirine girmiş bir vaziyeteydi.

Tekrardan yutkundum ve dolan gözlerimi almaması için kırpıştırdım kuruyan dudaklarımı dilimle ıslatıktan sonra tekrar devam ettim.

" bana ne dedi biliyormusun elimi tutugunda beni sevebileceğine benimle birlikte  bize ait bir dünya kurabilecegine  inanmıştım elimi tutup dünyamı başıma yıkaman banada sürpriz oldu. İşte ben bu kelimelerin altında ezilip kaldım enkaz olup üzerime çöktü." dedim acı bir tonda.

Gözleri yatagımın üstündeki kitap rafında dolandığında tebessüm etti ve ayaga kalkıp eline aldı bir tanesini

" onurdan çok sever kitapları." dediginde şoka girmiştim sonra kaşlarını çatıp devam etti.

" ama böyle genç kurgu sevmezki inceligi  sever zarifligi sever edebiyatın en tutkulusunu sever." dedi elinde tutugu kelebek adası olan kitabımı incelemeye devam ederken.

Berdel-i Yeşil Zümrüt Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin