Nefes onun dizinden kalkmış ve koltuğa oturur pozisyonu alıp bacaklarını kendine çekmişti.
"Miden nasıl?"
"İyi biraz."
"İçersen o kadar kahveyi."
"Tamam Tahir ya başıma kakma."
Kadın adamın göğsüne yaslandı.
N:Biz nasıl evleneceğiz? Benim iyileşmem lazım yoksa olmaz ki. Keşke bir süper gücü seçme hakkımız olsaydı. O zaman hiçbirşeyi unutmama gücünü seçerdim. Böylesi imkansız be Tahir.
T:Değil birtanem değil, ben her türlü seni kabul ediyorum. Hep yanında olacağım.
N:Bundan nefret ediyorum.Saçlarımı eliyle okşamaya başladı.
T:Nefret etme birtanem. Daha kötüsü de olabilirdi.
N:Sen benim kahramanım olucaksın. Beni hergünü aynı yaşamaktan sen çekip çıkardın. Sen olmasaydın düşünemiyorum bile.
T:İyileşeceksin.
N:Ya olmazsa.
T:Biraz pozitif ol lütfen böyle demene çok kızıyorum.Bir kaç dakika susmuştuk sonra bir an ayağa kalktı.
T:Hadi gidiyoruz. Senin biraz kafanı dağıtalım.
N:Nereye?
T:Seveceğin bir yer.Telefonunu çıkarıp birine mesaj atmıştı.
....
Arabadan inip bilmediğim bir caddeye gelmiştik. Etrafa bakınırken Tahir elimden tutup beni bilmediğim bir yere doğru götürmeye başladı. Beş dakika yürüdükten sonra bir çiçekçi dükkanın önünde durmuştuk. Dükkanın önü çeşitli çiçeklerle çevriliydi.
Üstde duran tabelaya baktığımda Kaleli Çiçek yazıyordu. Onların dükkanımıydı acaba? Bilinmezliklerin ardında kalırken içeri girmiştik. Ben etrafa göz gezdirirken bir kadın gülümseyerek yanımıza geldi. Bu dün ki kadındı Tahir'in yengesi.
A:Hoşgeldiniz.
T:Hoşbulduk yengem.
N:Hoşbulduk.
A:Nasılsın Nefes?Adımı bildiğine göre ya Tahir bahsetmişti ya da daha önceden tanışmıştık.
N:İyiyim siz?
A:Bende iyiyim.
T:Hadi yenge sen artık git. Biz buraya iki saatliğine bakarız.
A:Tamam ben şimdi çıkıyorum sizi baş başa bırakıyorum.Tahir'e imalı bir şekilde bakmıştı.
T:Hadii yenge, hadii.
Kadın ceketini alıp bir kaç dakika içerisinde oradan ayrılmıştı. Adam büyük bir rahatlıkla kollarını iki yana açmıştı.
T;Ohh, sonunda baş başa kaldık.
N:Ayıp oldu kadına kendi dükkanından kovdun.
T:Birşey olmaz.Koskaca dükkanın içerisinde her türden, her renkten çeşit çeşit çiçekler vardı. Nefes en çok çiçekleri severdi Tahir de bunu bildiği için onu buraya getirmeye karar vermişti.
N:Burası çok güzel. Rengarenk, cıvıl cıvıl insanın içi huzurla doluyor.
T:Yengem 2-3 yıldır burasını işletiyor.
N:Çok keyifli bir iş kurmuş. Baksana etrafa her çiçekten mis gibi kokular geliyor etrafa. Dükkana girerken bile insanın burnuna güzel kokular geliyor.
T:Aynen birtanem.
N:Bende resimle ilgileniyorum o da çok keyifli oluyor.
T:Biliyorum.Kadın etrafa bakınmaya başlamıştı. Çiçekler onu mest etmişken gülümseyerek yanda duran sarı çiçeğe özenle dokundu.
N:Bu çiçeğin adı ne? İlk defa görüyorum.
T:Mimoza Çiçeği.
N:Çok güzelmiş herhangi bir anlamı varmı?
T:Benim bildiğim bu çiçek gündüzleri açar, geceleri kapanır. Bu ritim hiç şaşmaz. Günün birinde bir bilim adamı çiçekle deney yapmaya karar veriyor. Bir şekilde çiçeği gece de açtırmaya çalışıyor ve işe yarıyor.
N:Bence karanlığın içerisinde olan bir adama sevdalanan kadın onun karanlığında bile çiçek açabilir. Bunu anımsattı bana.
T:Buralarda pek yetişmiyor yengem özel olarak getittiriyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Günüm Sen
FanfictionKadın artık hergün aynı güne hapsolmuş bir şekilde yaşayacaktı ama bundan haberi bile olmayacaktı. Ya bir gün karşısına bir adam çıkarsa onu haps olduğu günden çekip çıkarırsa... Yıllardır aşkı arayan adam sonunda onu bulur. Aşması gereken tek sorun...