Lütfen okumadan önce vote atmayı unutmayın. Atmamazlık yapmayın...
"Üzgünüm hayatında fazlalık olduğum için..."
Adamın dediği bu söz kadının kalbine dokunmuştu. Şimdi niye böyle içi sızlamıştı oysa ki saatler önce ona öyle ima etmişti. Adam son kez sevdiğine baktı. Arkasını dönerek öylece yavaş adımlarla oradan ayrıldı
Belkide bu gidiş en iyisi olurdu. Uzaklık insanın içindeki yalnızlık da gizlidir. Gitmek gerek bazen fazla yormadan, daha çok bıktırmadan.
Kadın ardından öylece bakakaldı. Ağlayacak kadar, göz yaşı dökecek kadar çok mu sevmişti. İlk de şaka gibi gelse de adamı nasıl kırdığını görmüştü. O tokatı haketmemişti. Ardından gitmek istedi aslında ama yapamadı.
İstemiyorum dedi, sevmiyorum dedi, kalbini param parça etti...Şimdi ne sıfatla çıkacaktı karşısına...
Gözü bankın üzerindeki papatya buketine ilişti. Oysa mutlu etmeye çalışıp en sevdiği çiçeklerden almıştı.
Bir kaç saat sonra...
Kendi odasına kapanmıştı. Eve varınca da kimseye birşey dememişti aslında. Gözlerini kapatıp ona tokat attığı anı tekrarla zihninde canlandırdı. Her seferinde içi acımıştı.
Söylediklerini yapmalımıydı?
Ya da inadına mı uymalıydı?
Odasındaki camın kenarına oturdu. Dışarıda sert bir şekilde yağmur yağıyordu.
Ellerini dizine koyup düşünmeye başladı. Yanı başında duran günlüğü eline alıp zar zor kapağını açtı. İlk sayfasını çevirdi. Üzerinde tarih yazan yere ellerini gezdirdi. Yaklaşık yarım saate günlüğüne yazdığı herşeyi okumuştu. Her cümlesinde o adam vardı...Sabah onu istemediğini söyleyip şuan onun için yüreği sızlayan...
Günlüğü kapatacakken kucağına bir fotoğraf düştü. Yavaşça onu eline aldı ve fotoğrafa dikkatli bir şekilde baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Günüm Sen
أدب الهواةKadın artık hergün aynı güne hapsolmuş bir şekilde yaşayacaktı ama bundan haberi bile olmayacaktı. Ya bir gün karşısına bir adam çıkarsa onu haps olduğu günden çekip çıkarırsa... Yıllardır aşkı arayan adam sonunda onu bulur. Aşması gereken tek sorun...